Sirf dunyayi degil, dunya ile birlikte melek ve insan irkini da unuttugu gercegidir. Cennet ve cehennem hala vardir, calisir fakat tanri elini etegini cekmistir artik bu islerden.
saçma salak düşünceler topluluğudur. ateistlere alıştık artık da, bir de böyle hayali ürünler geliştiren bir nesil çıktı karşımıza. alışmak zaman alacak.
koca evreni yaratan olduğu için mümkün bir durumdur.
-ya samanyolunda bi güneş sistemine iki adam göndermiştik.
+adem'le havva mı ?
-hah evet ne oldu onlara
+bi bakalım.
-oha.
+harbi.
-nolmuş olm bok götürüyo burayı.
+temizleyelim mi ?
-temizle temizle.
Hz. Musa allah ile görüşmesinde rabbim sen uyur musun? Diyor allahu tealada eline bir tas su al ve bekle diyor tabi 3 saat 5 saat derken sabaha karşı dayanamayıp uyuyor ve elindeki tas düşüyor hemen uyanıyor bakıyorki su dökülmüş allah açıklıyor ey musa ben uyusam haliniz böyle olur işte diyor.
kutsal kitaplara göre son peygamberden sonra -son peygamber derken her dinin kendi has peygamberi- kıyamete kadar insanları kendi haline bırakmasıdır. yani semavi dinlere göre, 5000/2000/1400 yıldır insanoğlu kaderine terkedilmiştir. binlerce yıl boyunca 124 bin peygamber ile anca toparladığı dünya, en beter kaoslarını son yüzyılda yaşamasına ve daha büyüklerinin kapıda beklemesine rağmen her şeye kadir olan ve zamandan mekandan bağımsız olan tanrının kendi kendine tuttuğu sözü bozup dünyayı cennete çevirmemekte direnmesidir.
tabii bizim aklımız ermez onun büyük planlarına. habire ardımızı toplayacaksa tanrı değil hizmetçi olurdu herhalde. ama şu da var ki en beterlerimiz dinle, tanrıyla en haşır neşir olanlarımız.
Tanrı'nın dünyayı yaratma gerekçesine göre doğru ya da yanlış olabilecek önerme. Tanrı eğer dünyayı ilgilenecek ya da takip etme değerine sahip olacak bir uğraş olarak yarattıysa doğru olması yüksektir. Ama sırf deneme amaçlı olarak ya da hobi olarak yarattıysa yanlış bi önermedir.
Allah: Uluhiyete mahsus sıfatların hepsini kendinde toplayan ismi-azam.
El-Kuddüs: Hatadan, gafletten, aczden ve hertürlü eksikten çok uzak, pek temiz.
El-Halik: Bütün varlığı, halleri ve hadiseleri tayin ve tespit eden; hepsini yoktan var eden.
El-Kahhar: Her şeye her istediğini yapacak şekilde galib ve hakim.
El-Alim: Her şeyi çok iyi bilen.
Es-Semi: Her şeyi iyi işiten.
El-Basir:Her şeyi iyi gören.
El-Adl: Çok adaletli.
El-Latif:En ince işlerin bütün inceliklerini bilen; kullarına iyilikler ulaştıran.
El-Habir: Her şeyin iç yüzünden, gizli tarafından haberdar.
El-Hafız: Yapılan işleri bütün tafsilatıyla tutan, her şeyi belirli bir vakte kadar bela ve afattan koruyan.
El-Hasib: Herkesin hayatı boyunca yapıp ettiği her şeyin hesabını bütün detaylarıyla bilen.
Eş-Şehid:Bütün zamanlarda ve her yerde hazır ve nazır.
El-Muhsi:Sonsuz da olsa her şeyin sayısını tek tek bilen.
El-Hay: Diri, her şeyi bilen ve her şeye gücü yeten.
El-Kadir: istediğini, istediği gibi yapmaya gücü yeten.
El-Vali: Kainatı ve her an olup biten her şeyi tedbir ve idare eden.
En-Nur: Alemleri nurlandıran, istediği simalara, zihinlere ve gönüllere nur yağdıran.
Es-Sabur:Çok sabırlı.
Dünya boka sardığı için hayretle izlemekten müdahale etmeyi unuttuğu kanaatinde olabiliyorum arada. Belki de beni uğraştırmasınlar kendi sonlarını hazırlasınlar diyerek bırakmıştır. Bilinmez.