yaşlı albert amcanın dini önyargılarını bi tarafa bırakamadığının göstergesi olan cümle. bilindiği üzre kendileri sağlam bir yahudidir. genel ve özel göreceliğin mucidi bu mütiş insan, kuantum teorisini olasılık temelli gelişimine dini inançlarını bi tarafa bırakamadığı için bu sözü sarfederek karşı çıkmıştir. işin içinden çıkamayınca popülist bi yaklaşıla "siz zar atan bir tanrıya inanıyorsunuz, oysa tanrı zar atmaz" diyerek tribünlere oynamıştır. ama şu ana gadder yamulmuştur kendileri. malesef ki tanrı hala zar atmakla meşguldur.
ama albert amcanın ruhuna su serpmek istersek cümleyi şöyle değiştirebiliriz. "tanrı zar atar ve çok pis zar turar". sen rahat uyu albert...
husbands and wives'dan..
--spoiler--
tv: einstein was then celebrating his 70th birthday and there was a colloqium given for him..he said "god doesn't play dice with the universe."
woody allen (gabe): "no, he just plays hide-and-seek."
--spoiler--
doğmatik inançlarından sıyrılamamanın cümlesi. oysaki bilim insanlarından beklenen tarafsızlıktır. saf doğrunun gerçeğin peşine düşenlerin belkide olmazsa olmazıdır. bilim insanı doğrunun tarafıdır bu onun inançsız bir şebek olması anlamına tabi gelmez ama inaçlarını laboratuvar ortamına sokan insanlar ancak karpuzun çekirdeğinde allah'ı görür. onlar gibilerden daha fazlası beklenmez zaten.
kaybedecek neyi var ki zar atsın denebilecek olay.
Şaka bir yana olasılığın az hatta imkansız olduğunu göstermek amacıyla yapılmış önerme.
Yoksa en başta dindar Newton tarafından dünya ve ay gibi iki koca nesne arasındaki ilişkinin Tanrı kelamı olmayıp, kıçı kırık bir formülle ifade ettiği, an tanrı'ya dünyadan 'selametle' denmiştir hattı zatında.
quantum fiziğinin prensipleri ve sonuçları doğrultusunda ortaya çıkan ihtimal dahilindeki görüşler üzerine söylenmiş eisntein sözü. klasik fizikten quantum fiziğine geçiş noktasında kalmış kişilerin, eisntein'ı da orada bırakmaları çok acı ve bir o kadar da acayip-ezberden konuşmak-. yani einstein emmi diyor ki, fotonlar sapık supuk hareket etmez aynı düzlemde ilerler, oysa bugün uzaya gönderilen gelişmiş bir teleskop bize doğru bilgileri gönderecek, o zaman anlayacağız emmi mi haklı yoksa diğerleri mi. lan sen ne arıyorsun orada çekil kafana foton düşcek. hehe bu fotonlar çok acayip çok.
(bkz: albert einstein)nin bu lafı üzerinden yapılan tüm tartışmalar tanrının varlığının kabül görüldüğü gerçeğini yansıtır.yani mesele tanrının varlığı veya yaratıcılığı ile ilgili değil yarattığına müdahilliği ile ilgilidir.dolayısı ile bir sakınca yoktur.yaratan tanrı olunca tüm tezler ihtimal dahilindedir.
ainstein ın bilim çevrelerine verdiği ayar üzerinden, üniversite birinci sınıfta, atatürk ilke ve inkilapları dersimize giren emekli albay hocamızdan aylar sonra farkedeceğimiz bir ayar yememize sebeb olan cümle.
ilk dersinde kendisini tanıtmasını ve kısa kısa bizi tanımasını takiben, cennetteki peygamberleri, cehennemden kışkırtan zebanilerin yolaçtığı, peygamberlerin hangisinin, dünyanın en güzel kadınını alacağı yönlü kışkırtma ve takiben zar atma faslı ve sonunda gökten düşen yedi yedi zar.
hepimiz yanlış yöne kanalize olmuşken, hocamız tarafından bilgi ve birikimimiz sınanmaktaymış.
tabii ki içimizden hiçkimse, ayağa kalkıp, hocam, tanrı zar atmaz diyemedi.
ben o zamanlar, okuduğum kitaplarla gururlanan ve kendini entel olma yolunda gören on yedi yaşında bir çocuktum.
daha on fırın ekmek yemem gerektiğinin farkında değildim.
aradan bir iki ay geçti, kuantum fiziği ile ilgili bir kitap okurken, ainstein ın sözleri takıldı zihnime. iki kareyi birleştirdiğimde, türk ordusunun insan seçiminde ve yetiştirmede nasıl bir çığır açtığını daha iyi anladım.
hocamın ve tüm komutanlarımın önünde saygıyla eğiliyorum.
bu arada hocama, bu adam ateist lan diye, peşin kanaatlerini yapıştıran arkadaşlarımda, konu hakkında tarafımdan bilgilendirildiklerinde epey bir utanmışlardı.
geçmiş, hiçbir zaman unutulmaması gereken ayrıntılarla dolu.
yaşamımız asla tesadüflerden ibaret değil ve tanrı asla zar atmıyor!
einstein bu lafı elektronların yer tespitinin belirsizliği için söylemiş. tamam elektronların yeri tam olarak tespit edilemiyor olabilir ama şöyle bir olay var. en başta atom küre biçiminde düşünülüyordu sonra üzümlü kek modeli ortaya atıldı dalton, bohr derken şu an kullandığımız kuantum atom modeli ortaya çıktı. bu model diğer teorilerin açıklayamadıklarını açıklıyor ama işte bu belirsizliği açıklayamıyor. yani bilim ilerledikçe daha doğru atom teorileri öne sürülüp bu belirsizliklerin kalkacağını düşünmekteyim.
einstein'i anlayan az insanlardan biri olan bohr'un yine onu anlayan az insanlardan biri olan einstein'a manidar cevabı, bu soru üzerine; 'tanrıya ne yapacağını söylemekten vazgeç' olacaktır.
kuantum fizigini niels bohr ile tartışırken einstein'ın kullandığı sözdür. karşılığında niels bohr einstein'a kapak niteliğinde bir yanıt vermiş ve tanrıya ne yapacağını söyleyip durma einstein demiştir. bohr bu tartışmadan sonra bilim camiasından şukelalaları toplamıştır. yıllar sonrasında yapılan bir deneyle einstein'ın yanlış bir teoriyi savunduğu ortaya çıkmıştır. olayın detaylarını anlatamıycam lakin bana ayrılan sürenin sonuna geldim. merak eden özelden mesaj atsın.