kendine inanmayanlari ateste yakmakla tehdit eden ve bunun icin usenmeyip cok buyuk bir ates gucu yapmis tanriyla oturup konusmak ve onu silahsizlandirmaya ikna etmektir.
iran Cumhurbaşkanı Ahmedinejat'tın nükleer enerji ve silahlanmadan vazgeçmesi ; A.B.D başkanı George Bush 'un demokrasi getirmek adına bütün dünyayı işgal etmekten vazgeçmesidir . Her ikisi de dinci - faşist totaliter sistemin dünyevi tanrılarıdır . Sözü cumhuriyet özü şeriaat olan teokratik iran'ın tanrısı Ahmedinejat ; sözü demokrasi özü emperyalizm olan faşist A.B.D'nin tanrısı da George Bush'tur . Silahsızlanmaları için cihad ve sefer geleneğini terk etmeleri gerekir .
tam anlamıyla "adalet dağıtıcısı"na* yakışmayacak durum.
ben inanmam, ama ateşte yakmasın beni, korkarım. angutcan, yanacağını düşünüyorsan zaten inanıyorsundur, yanmayacağım diyorsan yakma-cezalandırma iddiasındaki gücü eleştirmek ne alaka?
allah yakacağım demiyor, herkese hak ettiğini vereceğim diyor.
misyoner söylemine benzer. hristiyan misyonerlerinin ileri sürdüğü bir çeşit sevgi balonudur.
oysa musevilikte de, muhammedilikte de yaratıcı, rab yahut allah, cezası çok ağır olarak ifade edilir. müslümanlıkta her şeye rağmen genel affedicilik de ön plandadır. musevilikte sadece bir ırk bu rahmetten faydalanabilir.
velhasılı, illa insani sıfatlarla ve eylemlerle benzetilecekse, tanrı'nın islam'a göre hem silahı, hem de zeytin dalı vardır. kul eylemleriyle bunlardan birini daha çok hak eder.
dini düşünceye aykırı olmayan tutum ise (semavi dinler için konuşuyorum) yaratıcı gücün bu tarz benzetmelerle ifade edilmeye çalışılmamasını gerektirir.
kendine inananlara en büyük mükafat olarak kendi rızasını vaat eden ve inanmayanların da kibirlerine boyun eğmesini cezalandıran yaratıcı/sonsuz gücün bu vaadini/cezasını içten içe kabul edip mızıkçılık yapmaya çalışan güruhun iddiası.
islam inancında dünya; kişinin son ve ebedi duraktan önceki ibadethanesidir, her ilme vakıf -tüm ilimleri ve her şeyi yaratan- yüce yaratıcı, yarattıklarının en yücesi olma şerefine eriştirdiği insanı elbette ki dünyaya boşuna yollamamıştır.
zamana da hükmeden allah, kendi ilmi dahilinde olan insanın esas mevkiini, insana da göstermek amacıyla onu dünyaya yollamış, ona seçimleriyle yönlendireceği bir hayat vermiştir. seçimlerin ve yaşamın esas gayesi, allah ın varlığını ve sonsuz kudretini ve bilumum sıfatlarını tefekkür edebilmek, geçici olan dünya nimetlerinin ve nefsani duyguların da farkına varıp onların esiri olmamaktır.
çok şükür ki allaha hakkıyla inanan ve onu reddedenin eşit şekilde karşılaştırılacağı bir ölüm sonrası mahkeme var.
öleceğiz, müjdeler olsun müjdeler olsun
ölümü de öldüren rabbe secdeler olsun.
herkes ne ekerse onu biçer kimsenin başına durduk yere gökten kurşun yağmaz.tanrının silahla ne işi var ki zaten? aynı zihniyetle hapse falan da atmak lazım da, hayır yani düşman mı bu böyle silahsızlandırıyoruz?..