aslında cevabı basit olan bir sorudur. fakat üstünde biraz düşünüldüğünde insanı epey bir zorlar.
tanri(yani allah) hep vardı. başından itibaren değil, hep vardı. bunu insanoğlu olarak anlamakta çok zorluk çekiyoruz ya da anlayamıyoruz. sebebi ise çevremizde bu varlığa benzer hiçbir varlığın olmamasıdır. şu ana kadar, gözümüzle sadece "yaratılmış"ları gördüğümüz için kafamında yaratanın varlığı, özelliklerini oluşturmakta çok çok zorlanıyoruz. bu cevabını bildiğimiz fakat çözüm yolunu bilmediğimiz bir soru gibi. zaman kavramıda bu işin içinde etken bir faktör. belki zaman sadece bizim bulunduğumuz boyut içerisinde geçerli, göreceli bir kuram olabilir. orada(allah'ın mekanında) belki zaman yoktur, belki başlangıç ve son diye bir şey yoktur.
tekrar söylüyorum, cevabını biliyoruz fakat çözüm yolunu bilmiyoruz. aslında bu durumu çok da düşünür değilim, nasıl olsa bir zaman sonra cevabını öğreneceğim.
Yaradanın büyüklüğünü idrak edememiş, onu insanmış veya bir maddi varlığı varmış gibi düşünen bünyelerin yorumlamaya çalıştığı soru, fakat zaman ve mekan gibi kavramlarla sınırlanamayacak bir yaradan , nasıl şekle sokulmaya çalışılabilirki, o ancak övülmeye layıktır, bazı insanlar kendi iradesinin sonsuz olduğunumu düşünüyor...
soruldugu anda kişinin anında bloke olmasıyla bile sonuçlanabilecek bir soru... *
'o' dogmamış ve dogurulmamıştır...(ihlas suresi)
varlıgı kendindendir.
inananlar için hiç bir cevabı ve önemi olmayan sorudur.
önemli olan inanmayanı tatmin edebilecek bir cevap ya da göstergedir. ispat olarak gösterilen şeylerle komik duruma düşmemek için bazen susulması daha yararlı olabilecek soru.
tanrının * hep varolduğuna inanmayanlar, evrenin, uzayın yaratılmadan varolduğuna inanıyormu? eğer ki bunlar bir şekilde hep varsa, o halde tanrı neden olmasın?
he dersenki şöyle oluştu, böyle oluştu, o zaman nasıl ve kim tarafından oluşturuldu ve neyin içinde oluştu? *
tanrıya inananın sormayacağı sorudur. inanmayan inanmadığını kimin yarattığıyla da ilgilenmez, o zaman bu soruyu arada kalmış kararsız bir dimağdan fışkırma bir çaresizlik ifadesi olarak kabul edebiliriz.
devamında ya inanç vardır ya inançsızlık. uzun lafın kısası bu soru bir ara formdur.
1- bu soruyu soran allah a inanan birisi olamaz. zira inanmasa idi, böyle bir soru sorm ihtiyacı hissetmezdi.
2- bu soruyu oran allah a inanmayan biridir. zira onu sorgulama ihtiyacı hissetmiştir. ancak sorduğu sorunun mantıksal bir cevabı da yoktur. çünki bu sorunun hiç cevabı yoktur. soru soranın üzerinde kalmıştır. nasıl ki sayılar sonsuzdur (örnek tam uymamakta ama) allah da sonsuzdur. yani biri en büyük sayı nedir dese, buna vereceğimiz cevap ne olabilir. böyle bir sorunun cevabı yoktur. aynen bunun gibi.
özetle kişiyi küfre sürükler efendim, sorsanız da cevabı tanrıdan başka kimse cevaplayamaz. ama kitaba ve peygambere inanan kişi bilir ki o evvel ve ahir'dir. sameddir. doğmamış ve doğurmamıştır.
tanrıyı kim yarattıdan ziyede, bizi yaratanı kim yarattı diye sorulacak çelişki.
tanrı kavramı; doğmamış, doğurmamış sıfatlarını da içinde barındırmaktadır zaten.
düz mantıkla yol bulmaya calısanların asla cevaplayamayacakları soru. bize düşen zaten bunu sorgulamak da değildir. tanrıya inanmak, bi noktadan sonra, bazı seyleri aklımızın almayacağını kabul etmek demektir. imanın özü de budur zaten.
ajda pekkan eskidi, reha muhtar eskidi, osman tamburacının bıyıkları ağardı, ali kırcanın emmeli gömmeli seks kasedi eskidi, bu soru eskimedi.
muhabbete on takla attırmaya gerek yok, nedir yani beklenilen. birisinin çıkıp "ben yarattım amına koyım" demesi mi bekleniyor. dese nolcak peki? şimdi ben çıkıp desem bunu, herkes kalkıp sırayla "hayır ben yarattım" triplerine mi girecek?
inanır ya da inanmaz o kişinin kendi kişisel problemi. inanıyorum diyen adam aslında iman eden adamdır, imanda matık arayan insanda siksalağının en önde gidenidir, bayrak taşıyanıdır. iman eden bir insanın iman ettiği kavramı mantıkla açıklamak gibi bir derdi olmaz ki, olamazda zaten, adı üzerinde adam iman etmiş. daha bunun üzerine "tanrı mı insanı yarattı insan mı tanrıyı yaratttığı" geyiklerini çevirmenin ne anlamı var. nedir yani "tanrıyı kim yarattı" diye sorunca, inanan insanların kafalarında bir şimşek çaktıracağını mı düşünüyorsun.
yahu bir kere tanrının varlığı ile ilgili böyle felsefi yaklaşımlar, sorular, sorgulamalar, beyin cimnastikleri sadece yeni yetme karıları düşürme ayağına yapılır. doğru kullanıldığı zaman inanılmaz derecede de etkili bir silah olabilir; girdiğin ortamda bu ve bunun gibi aragazlarını verirsin, yeni yetmemizin kafası karışır ama dibi de düşer "ay çok felsefik bi şiy bu" der, yakınlaşırsınız işte. bunun dışında suyu bulandırmaya, kafa karıştırmaya gerek yok.
inanmayan adamda inanmıyodur işte, onda da mantık arayamazsın. "ibrahim tatlıses in samimiyetine inanmıyorum ben" diyen adamla "tanrıya inanmıyorum ben" diyen adamın arasında bir fark yoktur, inanmayabilir, gayet normaldir. sorgulayamazsın, yargılayamazsın, etiketleyemezsin bu insanıda.
akıllarda tanrıyı biri yarattıysa o aslında tanrı değil yaratılandır. yok yaratmadıysa yoktannasıl var oldu, yoktan birşey var olabiliyosa neden insan yoktan var olmasın gibi çeşitli önermeleri getiren soru.