küçük dağları kendi yarattı sanan ateist yazar söylemidir. halkının %95 inden fazlası müslüman olan bir ülkede insana, inanca ve kültüre çok ağır ve aşağılayıcı saldırıdır. milyonlarca insan yüzyıllardır yanlışa inanıyor fakat yazar arkadaş doğruyu mercimek kadar beyninin içinde keşfediyor ve hepimizi aydınlatıyor...
ateist olup entel görünmek isteyen yazar söylemidir. kendisine önerim birazcık araştırma yapmasıdır. şöyle bir doğayı gez, gör işleyen düzene şahit ol. kuşla böcekle ispatlamaya çalışıyorsunuz denmiş. hiç o varlıkların yaşamındaki işleyişe, düzene şahit oldun mu ? bokunda bile mucize varken ispatlayın diyorsun. bu kadar ispat arasında illaki yüce yaradanı görmek istiyorsan sabret her canlı ölümü tadacak.
allah ı görmeden iman etmiş olan ve kimseye ispatlamak zorunda olmayandır. tanrıyı ispatlayamayan dindar, bir ateist i ilgilendirmemelidir zaten. ancak bu başlığın yazarı gibi ateist olmayı bile beceremeyen belkide ya varsa diye duvar yumruklayan, ondan bundan kanıt isteyen birine inananlar yalnızca acırlar.
dindar ispatlar da ibne ispat istemez gözle görüp elle tutmak ister. ibnedir işte herkesin ispat anlayışı farklıdır onun eline vermek gerekir. fikri açıdan onu doyurmak mümkün değildir. vereceksin kernel abimizin eline o ispatlar. ispatlayamazsa ziker sonra da ziktim ama ölmedi der.*
Allah'ı ispat etmek aslında çok basittir. Ateist arkadaşlarımız her zaman inanan insanları dogma inanç ile suçlarlar. kendileri de dogmatik olarak inanmazlar. Şimdi ben desem ki arkadaş bırak insanın yaratılmasını, dünyanın varoluşunu filan. Çok güvendiğiniz bilime dayanarak konuşalım.
Maddenin bilgi üretmesi için ne tür koşullar gereklidir? veya istediğiniz bilimsel ortam, fiziksel süreci oluşturun, bakalım maddeye bilgi üretimi yaptırabilecek misiniz? Ateislerin baba diye adlandırdığı Ateist yazar Anthony Flew, son kitabında imana gelmiş ve bilginin kaynağında düşünce olduğunu ortaya atmıştır. Bir çok ateist tarafından kaka adam ilen edilen Anthony Flew, insanoğlu gibi komplike varlığın yaradılışının tesadüflere bırakılamayacak kadar komplike ve sanatsal olduğunu da söylemiştir.
ispatlayamıyorsan bırak bulaşma elbet bir gün biri ispatlar sanane ki ey dindar kardeşim bırak allah demiyormu ki peygambere sen sadece tebliğ et zorlama yok ikna çabası yok. inanır veya inanmaz inamayanlar için allah ın birt takım göstergeleri muhakkak vardır. bekleyip görelim. nasılsa zaman çabuk geçiyor?!
Varın ispatı, yokun ispatından her zaman daha kolaydır. Bir elma cinsinin yeryüzünde bulunduğunu, bir tek elmayı göstermekle ispat edebiliriz. Halbuki yokluğunu iddia eden kimse bütün yeryüzünü, hatta kainatı dolaşıp, ancak ondan sonra onun yokluğunu ispat edebilir. Bu ise, imkansızlık çapında bir zorluk demektir. Öyleyse diyebiliriz ki; yok, hiçbir zaman ispat edilemez.
ayrıca şu meyveyi şu ağaç yaptı, o bir önceki meyveden oldu, o da bir önceki ağaçtan. Böylece ilk ağaca yahut ilk meyveye kadar varıyor ve soruyoruz: Bunu kim yarattı diye? bir ilke varıyoruz o da muhakkak ki allah'tır. ateist olan kişi ise bu ilke ancak tesadüf diyebilmektedir. diyeceğim odur ki akıl sahibi insan tesadüflere hayatında yer vermez.
Lise çağlarında iken , merak edilip tarafımdan Din kültürü hocası ile olan diyaloğu konu ile ilgili paylaşmak isterim ve bazı insanlar Allah'ın varlığına ,yaşadıkları bir takım durumlar ile ilgili şahit olabiliyor (kendimden bildiğim için bunu net söylüyorum)
S: Hocam , Allah neden bize gözükmüyor? istese gözükemez mi , ki istediği herşeyi yapma gücü var denilirken ?
H:Evet , doğrudur.isterse herşeyi yapma gücüne vakıftır fakat sana şunu söylemek isterim.Allah herkese gözükmüş olsa idi , yaşayan tüm insanoğlu ona koşulsuz inanacaktı ve o zaman ölümden sonraki yaşamda iyi olanların mükafatlandırılma durumu ortadan kalkacaktı ,mühim olan onu görmeden ona inanan kullardan olmaktır.
inananlar ve inanmayanlar birbirine karşı saygılı olursa,zaten sorun kalmaz ve eğer ki biz inanıyorsakta , inancımızdan ötürü (ki ,diyelim Tanrı olgusu diye birşey yok) yine de öldüğümüzde birşey kaybetmiş olmayacağız!
komik sebeplerle tanrı'nın yokluğunu ispat etmeye çalışan ateiste göre aklı başında olan dindardır. hırsızı rehabilite etmek istiyormuş bu yazarımız. bak sen, nerede yaşıyorsun sen los angeles mı lan burası? türkiye'de hırsızlık yapan kişi o işi meslek edinmiş kişidir ve çocuk yaştan itibaren yetiştirilir. rehabilite etme şansı yok denecek kadar azdır. nereden biliyorsun felan deme şahsen sosyal hizmetlerde çalışan, bire bir her gün bu tiplerle muhatap olam biriyim. öyle işkembeden sallamakla olmuyor.
sizin deyiminizle tanrı bizim deyimimizle allah (c.c.) varlığının ispatlanması durumudur. Şimdi bana bunu ispatla diyen yavşağı karşıma alsam ve desem ki,
bre kafir sen aneyi sevisen? babeyi sevisen? kız arkadaşi sevisen?
vereceği cevap bellidir. evet seviyem. O zaman ıspatla be totti. şimdi ben bunları yazıyorum ya eminim bana öfkelenmiştirde. ee şey bu öfkeyide ıspatla desem?
kıssadan hisse bu tarz durumlarda insanın bazı konulara nasıl baktığı ile alakalıdır. Örnek olarak kutsal kıblemiz Kabe yerden 1 metre yüksekte dursa eminim ki inanmayan insan sayısı çok çok az olurdu. Ona da bir kulp takarlardı kesin. Ama bu adamlar Allah (c.c.)'ın koskoca dünyayı askıda tuttuğunu söylesem, natürilist evrenden girip evren boşluğundan çıkana kadar 5 milyon tane paradigma yaparlar.
velhasıl kelam bu iş hissetmekle alakalıdır. sevgi, aşk, nefret, özlem gibi Allah (c.c.) de insanın içinde hissetmesi gerekir. çok çok ispat isteyen vatandaş aynada ki silüetine baksın. bu kadar komplike bir yaratığın tesadüfleri eseri oluşup oluşmadığını düşünsün.
yanlış bir eyleme girişip başarısız olan dindardır. çünkü eğer söz konusu inanç islam ise imanın başında ispat değil inanç vardır. bir müslüman tanrının varlığını maddi kanıtlar arayarak ispatlamaya girişmez. çünkü asıl olan tanrıya yani Allah'a ruhen ve yürekten inanmaktır. gerçekten böyle açık bir kanıt olsa bu dünyaya sınanmak için gelinmesinin ne anlamı olurdu?
inanana da inanmayana da yürekten saygı duyuyoruz.