inanç, kabullenmedir.
eğer birisi bunu böyle kabullenmişse tabii ki inançtır. inanıyorum ki tanrı yoktur der geçerse eyvallah inancına saygı duymamız gerekir. ne de olsa inançtır. ama kişi bunu bilimsel verilerle açıklamaya çabalıyorsa inanç değildir. dolayısıyla saygı görmesine gerek yoktur. insanlar sadece inançlara saygılı olmak zorundadır.
elbette, inanc ayri sey, inanan insanlar ayri seydir..
fakat, inananlarami saygi duymak lazim, inandigi $eyemi saygi duymak lazim(?) halen felsefe noktasinda kafayi yiyenlerin tarti$tigi bir durumdur...
(bkz: insanlara saygı duymak, inançlara saygı duymak değildir)
"inanmak" bilimsel bir "durum"dur.. Inandigin $ey bilimsel olmaya bilir velakin.. Ama "inanmak" bir $eyin dogruluguna emin olmak demektir..
bilimsel gercekler, gercekligin "sonucu" olarak belirli bir inancin olu$masina yol acar..
Bu yuzden, salt "inanç" kavramini alirsak eger, "tanriya inanmakta, inanmamakta inanctir" Fakat bu, soyuttan, somuta dokuldugu an, ki$ilerin "inandigi" yan ne ise, ona gore "nitel" degi$iklik arzeder..
inanc, ya$adigin toplumla, uretim ili$kileriyle, gecmi$in ve beklentilerinle ilintili bir durumdur..
Bilimsel ya$ayan, bilimsel inanç sahibi olur...
Anti-bilimsel ya$ayan ise, anti bilimsel inanc sahibi olur..
Fakat her iki haldede, bu durumlara sahip olan insanlar "inancsiz" diye nitelendirilemez..
inanılmayan bi şey nasıl inanç sisteminin parçası olabilir.
senin elinde somut veya soyut kutsal bir değer yok. hangi materyal kullanarak bu şekilde bir inanç sistemi oluşturulabilir ki.en basiti bu inanç sisteminde inancın adına ne yapabilirsin.
düşünsenize ben tabureye inanmıyorum diyorum, sonrada çıkıp tabureye inanmamak da inançtır diyorum.
(bkz: saçmalık)