insanlar bilgiye ancak deney ve gözlemle ulaşabilir.
kutsal kitabın açıkladığı olaylar deneye ve gözleme tabi tutulamayacağı için tanrı'ya akılla ulaşılamaz. bu nedenle tanrı ve dinsel konular yeryüzünün günlük meselelerinin çözümünde bir araç olarak kullanılmamalıdır.
tanrı o kadar kutsaldır ki akılla anlaşılamaz. tanrı ancak inançla anlaşılabilir. egemen güç tanrı'dır fakat insan bağımsızdır. herkes birbirinin bağımsızlığına - özgürlüğüne saygı duymalıdır. inanç ve ibadet özgürlüğü dahil.
inananların tanrıyı - bir deist edasıyla - akılla anlatmaya çalışmasında göze çarpmayan gerçeklik.
Aksine tanrının özünün ve niteliklerinin sınırları insanın aklının sınırı kadardır.
Ancak ki agnostisizm'in olabileceği ihtimalini beyan ettiği tanrıya akılla ulaşılamaz.
Zira o tanrıya insan aklıyla nitelik vermekten kaçınılır.
eğer aradığın Allah ise, Hz.ibrahim'in ulaştığı gibi sende aklını kullanarak ulaşabilirsin.
ateistlerden, metaryalistlerden ve bune benzer avanelerden evrenin yaratılışını dinleyip, sonra kendi vicdanınla gökyüzüne baktığın zaman hiç bir şeyin onların dediği gibi "rastgele" olmayacağını aklınla idrak edip, iman edebilirsin.
--spoiler--
Böylece ibrahim'e,
-kesin bilgiyle inananlardan olması için- göklerin ve yerin melekûtunu
gösteriyorduk. Gece, üstünü örtüp bürüyünce bir yıldız görmüş ve demişti ki: "Bu
benim rabbimdir." Fakat (yıldız) kayboluverince: "Ben kaybolup-gidenleri sevmem"
demişti. Ardından Ay'ı, (etrafa aydınlık saçarak) doğar görünce: "Bu benim
rabbim" demiş, fakat o da kayboluverince: "Andolsun" demişti, "Eğer Rabbim beni
doğru yola erdirmezse gerçekten sapmışlar topluluğundan olurum." Sonra Güneş'i
(etrafa ışıklar saçarak) doğar görünce: "işte bu benim rabbim, bu en büyük"
demişti. Ama o da kayboluverince, kavmine demişti ki: "Ey kavmim, doğrusu ben
sizin şirk koşmakta olduklarınızdan uzağım." (Enam Suresi, 75-78)
Hani ibrahim:
"Rabbim, bana ölüleri nasıl dirilttiğini göster" demişti. (Allah ona:)
"inanmıyor musun?" deyince, "Hayır (inandım), ancak kalbimin tatmin olması için"
dedi. "Öyleyse, dört kuş tut. Onları kendine alıştır, sonra onları (parçalayıp)
her bir parçasını bir dağın üzerine bırak, sonra da onları çağır. Sana koşarak
gelirler. Bil ki, şüphesiz Allah, üstün ve güçlü olandır, hüküm ve hikmet
sahibidir." (Bakara Suresi, 260)
--spoiler--
mutasavvıfların savunduğu bir görüştür.
kuran'daki ifadelerle çelişir bir nevi.
çünkü kuranda en çok geçen ayetler "hiç düşünmez misiniz, akletmez misniz" dir.
bunları dini inkar eden, allah'ın yokluğunu savunan, şirk koşan insanlara söylüyor.
yalnız din denilen olgunun,
bir yerden sonra "teslimiyet" olduğunu da bilmek gerek.
hepimize bir yerden sonra "koca karı" imanı gerek.