"Tanrılar kötülükleri yeryüzünden kaldırabilir mi veya kaldıracak mı veya istese de kaldırabilir mi; yoksa bunu yapamaz mı, yoksa yapmayacak mı, veya nihayette Tanrılar hem yapabilir ve hem de yapmak istiyorlar mı?.. Eğer Tanrılar yeryüzünden kötülükleri kaldırmak istiyorlar da kaldıramıyorlarsa o zaman onlar her şeye gücü yeten değillerdir. Eğer yapabilirler de, yapmak istemiyorlarsa o zaman onlar iyiliksever değillerdir. Eğer onların kötülüğü kaldırmaya ne güçleri ne de istekleri varsa o zaman onlar ne her şeye gücü yeten, ne de iyilikseverlerdir. Ve son olarak eğer Tanrı'lar kötülüğü kaldırma gücüne sahipseler ve kaldırmayı istiyorlarsa o zaman kötülük nasıl ortaya çıkmıştır?" -
Felsefenin ontological argument'inin ilk konularından biri. Hay elim kırılaydı da yazamayaydım bu bölümü dedirtir. inanmanıza rağmen bi türlü ispat edemezsiniz Tanrının varlığını, ödev hazırlarken "Ulan resmen adam haklı be, ben tanrı yok diyen herifin analizini yazcam bu böyle olmuyo." dersiniz. Okulun başlarında tam da ramazan ayına denk gelen bu tartışma; gani gani günahları da hanenize yazdırır*. *
"allahın sopası yoktur" kelamını herkes bilir... eğer allah yeryüzüne yahut alemlere kötülük olmasın diye bir sopa, vesaire ile müdahele etseydi; insanların onun nefesinden üretilmesinin ya da buranın bir imtihan yeri olmasının nasıl bir espirisi kalırdı? tabiki de yeryüzünde uzantıları vardır, bu yadsınamaz... lakin bu yeryüzündeki insan kötülüklerine müdahele edeceği anlamına gelmez, çünkü mahşerin anlamı kalmaz... bırakın filistinlileri, hz. isa'ya bile o zulüm ve çilede dokunmamıştır. bazıları onu yanına aldı derler ama bu da doğru değildir.
Bir bardak sütün içinde nasılki tereyağı olduğunu biliyorsun ama göremiyorsun taki o yağı cıkarmak için yayığa koyup çalkalıyorsan, Allah'ı görmek istiyorsan kendini yayığa koyup çalkalamalısın kötülüklerinden arınıp Allah'a yönelmelisinki Allah'ı görebilesin.
kötülük çok olmalı ki az yapılan iyiliklerin ve iyi insanların kıymeti daha çok bilinsin, değeri artsın. eğer çok fazla iyi olursa onun da tadı kaçar insanoğlu o zaman hiçten bilemez iyilik yapmanın güzelliğini ile açıklanabilecek kaos ortamıdır.
kötülüğün olduğu yerde zaten tanrı yoktur. yani tanrının olduğu yerde kötülük yoktur. tanrı varsa bir yerlerde ve ona inanan insanlar bir yerde toplanmışsa o insanlardan bir kötülük çıkmaz. fakat inançsız insanlar bu dünyayı boktan bir hale getirip de ''aha kötülük, sefalet, hırsızlık var! e hani lan iyilik dolu tanrı?'' diye soracak olursa onlara diyeceğim şu ki;
--spoiler--
Adamın biri herzaman yaptığı gibi saç ve sakal tıraşı olmak için berbere gitti. Onunla ilgilenen berberle güzel bir sohbete başladılar. Derken değişik konular üzerine konuşmaya başladılar. Birden Allah ile ilgili Konu açıldı...(a:adam / b:berber)
b: bak adamım ben senin söylediğin gibi allah'ın varlığına inanmıyorum.
a: peki neden böyle düşünüyorsun.
b: bunu açıklamak çok kolay. bunu görmek için dışarı çıkmalısın. Lütfen bana söylermisin, eğer allah varolsaydı bu kadar çok sorunlu, sıkıntılı, hasta insan olur muydu? Terk edilmiş çocuklar olur muydu? Allah olsaydı kimse acı çekmez, birbirini üzmezdi. Allah olsaydı bunlara izin vereceğini sanmıyorum...
Adam bir an durdu ve düşündü, ama gereksiz bir tartışmaya girmek istemediği için cevap vermedi. Berber işini bitirdikten sonra adam dışarıya çıktı. Tam o anda caddede uzun saçlı ve sakallı bir adam gördü. Adam bu kadar dağınık göründüğüne göre belli ki tıraş olmayalı uzun bir süre olmuştu. Adam berberin dükkanına geri döndü.
a: Biliyormusun, bence berber diye bir şey yok.
b: bu nasıl olabilir ki? ben buradayım ve bir berberim.
a: hayır yok. çünkü olsaydı, caddede yürüyen uzun saçlı ve sakallı adamlar olmazdı.
b: Himmm. berber diye bir sey var ama o adamlar bana gelmiyorsa ben ne yapabilirim ki ?
a: kesinlikle doğru. Püf noktası bu!!! Allah var, ve insanlar ona gitmiyorsa bu gitmeyenlerin tercihi. işte dünyada bu kadar çok acı ve kederin olmasının nedeni.
--spoiler--
allah insanı yarattı ve içine akıl koydu doğruyu, iyiyi, güzeli ve o'nu(allah'ı) bulsun diye. düşünen ve sorgulayan herkes çevresinden ondan birer parça gördü. güzellikleri gören ona taptı çirkinlikleri gören ondan uzaklaştı hatta küfretti(inkar etti). şimdi kalkıp bu soruyu sormanın anlamı nedir? burdaki çirkinlik allah'tan mı kaynaklanıyor yoksa senden mi? allah seni yarattığında imtihan etmek istedi sana cüz'i bir irade verdi sana yasak olan kurallar dışında kaderini kendin belirlemen için. dünyada bir kötülük varsa insandandır ve insan ölüm zamanı gibi kesin çizgilerle ayrılmış kurallar dışında insanın her şeyi yapmasına izin verdi. şimdi tanrı var ve kötülüğü senin kendi başına halletmeni istiyor. ve sana hayatının sonunda bir mükafat öneriyor. hala inkar mı edeceksin yoksa ona inanıp abdı(kulu) mı olacaksın. **
kötülüğün var oluşunun tanrının varlığı veya yokluğuyla bağdaştırılmaması gerekir.
kötülüğü de iyiliği de yaratan tanrıdır (ya da insanlardır). iyilik olmasaydı kötülüğün farkına varılabilir miydi? elbette çirkinlikler olacak ki güzel değerini bulsun.
her şey tekdüze, monoton mu olsundu yani? o zaman kötülük ya da iyilik diye kavramlar ya da davranışların varlığından söz edilebilir miydi? olmayan ya da bilinmeyen bir şeyi söyleyebilir miydik?
önemli bir teolojik sorudur. "bu soruya islamın verdiği yanıt X'tir" diyenler yalan söyler, zira gerek islam gerekse öbür dinlerin bilgeleri bu soruya pek çok farklı yanıt getirmişlerdir. "Tanrının bizi sınamak için kötülüğe izin verdiği" bu yanıtların sadece bir tanesidir.
Kaldı ki konuya islami perspektiften yanıt vermekte gerekmez sonucta başlık islam'a dair özel bir soru değil. Öyleyse, "tanrı varsa yeryuzunde neden bu kadar kotuluk var" sorusuna verilecek olası yanıtlardan birisi de şu olabilir mesela: "tanrının saf iyi olduğunu, mutlaka ve sürekli iyilik yaptığını nereden çıkardın?"
Ayrıca soruyu soranın ateist olarak damgalanması da, 20.yy'da gelişen "dini akılla sorgulamama" eğiliminin bir tezahürüdür kanımca. ORtaçağda herhangi birisi böyle sorgulamalara gittiinde, derin teolojik tartışmalara girilirdi. 1ne düşünüyon bunları, allahtan daha mı iyi bilecen?!!" denmezdi.
berber ve kuaför varsa niye bazılarının saçı uzun diye cevaplanan soruydu sanırsam.
bu tercih meselesidir, iyi ya da kötü olmak kişinin elindedir. tanrının varlığını ya da yokluğunu kanıtlamaz.
un yağ şeker varsa helva nerede demek gibi bu.
bir olgunun var olması için onun zıttının da olması gerekiyorsa, tanrının varolmak için kötüye ihtiyacı varsa bu onu tanrı yapmaz o zaman. çünkü varlığını göstermek için kendisinin zıttı bir olguya ihtiyacı olur. demek ki neymiş tanrı zaten yokmuş ama olması da gerekmiyormuş, biz insanlar, hayvanlar, bitkiler, mantarlar, bakteriler, bütün canlılar ve hatta cansızlar, doğada kendi başımızın çaresine bakıp kendi halimizde yaşıyormuşuz, bütün evren kendi kendine yetebilecek kadar mükemmel bir kaosla sürmeye devam ediyormuş, bu hep böyle gelip gidecekmiş. bizi gözetmesi için bir tanrıya ihtiyacımız olmadan da yaşarız ama bunu istemek gerekir tabi.