bu muhabbet ateistin sabır taşının çatlama eşiğiyle doğru orantılı olarak uzar gider. yeterince sabırlı bir ateist ömrünü karşısındaki müslüşe vakfederse sonunda şöyle bir durum oluşur:
hayır, kendi yollarından gidince bile göt olan bir topluluk bu müslüşler. lan sen "onu kim yarattı bunu kim yarattı" diye sorarken iyi de ayne şeyi biz yapınca mı kötü?
not: işbu girinin yazımı sırasında hiçbir müslüşe zarar verilmemiştir.
en baştan beri kainatın efendisi ise bu işin en başı yani başlangıç noktasının var olduğu kanısı ortaya çıkar. o zaman başlangıçtan önce ne vardı sorusu akla gelir. yani kainatı yaratmış ise kainatı yaratmadan önce ne olduğu merak konusudur. ayrıca kainatı yaratmak için ne kadar ve neden beklemiştir? kainattan önce başka kainat yaratmışmıdır? başka kainatlar da olmuşmudur?
fazla derine inildiğinde kaybolur insan. o yüzden sorgunun bile sınırı vardır. tanrının yaratıldığını düşünsek bile onu yaratınınd adı yine '' allah '' olur.
öyle olmalıdır.
zira, onu o yarattı ötekini ondan evelki yarattı gibi bir süreç düşünülür ise bunun bir başı sonu bulunamaz.
tıpkı uzayın sonsuzluğu gibi, de ki uzayın bi sonu var. peki ne ile bitiyor taş mı duvar mı ya da benzeri birşey, peki onun arkasında ne var?
şakirt veya herhangi bir sıfata tabi olmaksızın bütün insanların beyninin durduğu noktadır çünkü allahın bize lutfettiği zihnin sınır noktalarından biridir bu konu.