allah, kendisinin zevk uğruna kötü insanları yarattığını ve bu kötü insanların iyilere işkence uygulamasını yukardan zevkle izlediğini düşünenleri de yaratmıştır lakin bu insanlara biz hala saygı gösterebiliyoruz!
bak güzel kardeşim, bak bitanesi, bak çocuuum... allah insanı yaratmıştır ve ona dünyaya gelmesinden itibaren cüzi irade vermiştir. işte insan bu cüzi irade doğrultusunda kendisine göre doğru veya yanlış olanı seçebilir ve ona göre hareket edebilir. allah bize bu şansı vermiştir. demiştir; ''istersen kötü ol istersen ermiş, senin seçimin. ama ben kur'an-ı kerim'de iyiliğin kazanacağını belirttim, kötülüğün değil.'' şimdi anladın mı? bence anlamadın ama olsun...
yani bir geri zekalıya anlatmak gibi olacak lakin şunu demek istiyoruz; kötüyü yaratan allah değil, insanın kendisidir.
elbette tanrı insanı yaratıp özgür irade verir; seçimleri kul kendisi yapar diye açıklamalar bekliyorduk biz de. lakin tanrı o özgür iradenin nasıl kullanılacağını bildiği halde, o irade sonucu 1 yaşında yavrunun yaşamın güzelliklerini görmeden nasıl katledilmesine izin verdiğini merak ediyoruz.
''o yavru zaten cennete gidecek, daha büyük mükafat mı olur'' açıklamasına; 1 yaşındaki bebeğini kesip ' ne yaptın lan' diyenlere 'çocuğumu kısa yoldan cennete yolladım, nefsine yenilip cehennemde yanma riskine sokmadım' diyen orospu çocuğuna ne diyeceğiz?
gayet normal bir durumdur. çünkü bir insan anasının karnından 30 yaşında bir tecavüzcü olarak çıkmıyor. hayatı boyunca gördükleri ,yaşadıkları , yaşayamadıkları , cinsel tacize uğraması , psikolojisinin bozulması sonrası tecavüzcü olur ya da seri katil. böyle kula allah ne yapsın!
doğuştan katil ya da doğuştan tecavüzcü olan varsa eğer pek ala düşündürücü durumdur.
lakin her insan doğuşunda tüm masumiyeti ile doğar, kendi aklı ve vicdanı ile bazı yollara sapar, yolların iyiliğini ve kötülüğünü de tanrı atayacak olsaydı, bu tanrının oyunundan ibaret olurdu.
küçükken oyunlarımızda böyle değilmiydi? bu bebek anne olsun, bu bebek onun kızı olsun, anne bebeğini doyursun uyutsun... vs.vs. insanların davranış ve hareketlerine tanrı karar verecekse neden bir de akıl verme zahmetine girsin ki?
tanrı katil yaratmaz. insanı yaratır, ona irade verir ve katil olup olmama insana kalmıştır. katili yaratan tanrı dersek zaten insanlığın seçim şansını nerede bulabiliriz ki?
içinden çıkılamayan her durumda olduğu gibi 'tanrının bazı yaptıklarına insanın aklı ermez sus dinden çıkarsın mazallah' cevabı da hazır olan çok ilginç durumdur.
adam çocuk katili, çocukları kesip sıcak kanının aktığını görmekten zevk alıyor; elinde kuş gibi çırpınıp can çekişirken heyecan duyuyor. cevap? senin aklın ermez.
tanrinin yaratiği iyiliklere karşılık yarattığı kötülüklerden biri olarak açıklanan durum. bu konularda bugüne kadar çok konuşuldu; yok bunlar birer sınamadır, cezalarını elbet çekecekler, yok bilmem ne olacak vesaire vesaire.. tamam, hepsi anlaşıldı da daha kundaktayken tecavüze uğrayan, gözünü açmamışken ölen bebeklerin ne günahı vardır?
dünyada, özellikle kavramların zıttıyla var olduğunun farkına varmış birinin çok fazla irdelemeyeceği sorundur kendileri. kötülük kavramını yaşatan varlıklar olucak ki iyilik diyebildiğimiz bir kavram olabilsin. eğer hiç üzülmezsek, mutluluk nasıl var olabilirdiki? hakkında uzun uzadıya yazılabilir bir konu ama doğanın dengesi de denilebilinir özetle. başlıkla alakadarlığı şurdandır; bir nevi denge unsurlarıdır o yaratılanlarda.
Biz bir sınavda isek , bahsedilen o şahıslar sınavı geçememeye aday kişilerdir . Tanrı onları seri katil veya tecavüzcü olarak yaratmamıştır , onlar şeytana uyup bu yolu seçmişlerdir .
O katledilen çocuğun ailesinde de sorumluluk vardır , şeytana uyan o canilerde de .
şeytanın yaratılmasındaki hikmete benzer olan durum. Şöyle ki: bu olaylar kişi için büyük birer imtihandır, eğer sabredip tevekkül ederek bu imtihanı kazansa pek yüksek bir dereceye çıkacak. Dense ki: fakat bunlara sabredemeyip intihar edenler yahut başka kötülükler yapanlar da aşağı derecelere düşmeyeceklerdi? Onun da cevabı şöyledir ki:
"Nasılki bin ve on çekirdeği bulunan bir zât (kişi), o çekirdekleri toprak altında bir muamele-i kimyeviyeye mazhar etse; bini bozulsa on tanesi de ağaç olsa, O on ağaç olmuş çekirdeklerin o âdeme (insana, adama) verdiği menfaat (yarar), elbette bin bozulmuş çekirdeğin zararını hiçe indirir."
veya, arkeologlar yıllarca kazı yaparlar, binlerce işe yaramaz parçalar bulurlar, kocaman ağır değersiz taşları çıkarırlar, fakat buldukları küçük bir metal para bütün o gayrete kıymeten denktir.
çiçekler, böcekleri gibi insan olmayan canlılar ve dağ, taş gibi cansız varlıklar irade sahibi olmadıkları için ve ayrıca insanlar doğru-yanlış yolu seçme iradesine sahip oldukları için yanlış olmayan bir durumdur canım.
Melekler hic günah islemezler, daima Allah' a ibadet ederler. Seytanlar ise hic sevap islemez, isleri dünyaya kötülügü yaymak ve insanlari dogru yoldan cikarmaktir. kisaca günah islerler ve isletirler. insan ise bu iki varligin arasindadir. sevap isleyip meleklere yakin olabilir fakat günah isleyip seytana da yakinlasabilirler. böylece insanin en büyük düsmani nefsidir. Allah dememis ki git hirsiz ol katil ol diye. bu yüzden bu basligi cok sacma buluyorum. insanlar dogru yoldan cikip yanlis yola sapiyorsa Allah'in sucu ne? zaten bu insanlar eninde sonunda cezalarini cekerler. hic süphem yok.