çoğu kişinin islam hakkındaki fikrini değiştirmiş, islam konusunda asla yazılmaya cesaret edilemeyecek şeyleri mükemmel bir biçimde açmış, nüfus kağıtlarında yazan " islam " yazısından gurur duymaya bir vesile daha olmuştur. Ayrıca islamda felsefe olmaz çemberini de kırmış kitap.
okurken kafamdaki pek cok soruya cevap veren , kur'an ın bir kripto kitabı oldugunu ve sadece gercekten bilmek isteyenlerin anlayabilecegi bir kitap oldugunu , islamin sadece bir din degil dunya uzerinde felsefesi olan tek din oldugunu , kur'an in kapan , ortun cart curt gibi sacmaliklar tasiyan ne bir ayet nede bir soz barindirmadigini anlatan ,kur'an ın her devrin kitabi oldugunu , insanlarin onu degistirmeye degil zaten kur'an ın zamana ayak uydurabilen bir kitap oldugunu anlamasını saglamaya calisan bir saheserdir kanimca. koru korune inanip da onune cikan her seyh'e , her dinciye gunah olmasin diye boyun egen toplumumun en azindan inandiklari sey hakkinda bilgi sahibi olmalarini isterdim . ama dikkatli okuyan anlar zaten gerisi hikaye . bir kitap okudum hayatim degisti demiyorum sadece farkli bir aciyi da gormus ve okumus oldum . bence okunulasi bir kitap fakat zaman bol ve beyin rahatken okumakta fayda var.
kitabın isminden hareketle " la tanrının doğum günü mü olurmuş mına koyyim " diyen bünyelerin bu kitapla ilgili bilmesi gereken ilk şey bu kitabın " tanrının doğum gününün olduğunu, tanrı denen varlığın doğmuş olduğunu " anlatmadığıdır. "doğumgünü" bir metafordur ve kitap tamamen tanrı, kuran ve islam ile ilgili yanlış anlaşılan ya da anlaşılmayan noktaların üzerine gider.
islamın dünyada oluşan olumsuz imajının düzelmesi için içsel bir çabanın ürünüdür.
sanılanın aksine kitabın yazarının tanrıya karşı güçlü bir inancı vardır. eksikleri olsa da müslümandır. islam dinine mensuptur.
tanrıyla sohbeti süresince kuranı-kerim deki ayetleri tanrı ile birlikte çözümlemeye çalışır.
şurası bir gerçek ki kuran her ayetiyle çok da kolay anlaşılabilecek bir kitap değildir aksine bazı ayetlerdeki güçlü ve çok yönlü anlatım, anlatılmak istenenin tam anlaşılmasını da sağlamaz. belki konunun alimleri senin benim gibi sıradan insanlardan çok daha iyi idrak ederler ama bu bizim için hiç de kolay bir iş değildir.
ayrıca tanrıyla kuran üzerine sohbet etmek çok orijinal bir fikirdir. zaten yazarın yaptığı ve insanlara göstermeye çalıştığı tek nokta : "bakın elinizin altında kuran-ı kerim gibi dünyanın en güçlü kitabı var. dünya ve insanlık ile ilgili merak edilen her şeyin cevabı buradadır " a vurgu yapmaktır.
tüm bu söylediklerimin yanında bu kitabın kendisi de zaman zaman ucu açık ve kopuk anlatımlarla okuyucuyu soğutmakta. kitabın edebi yönü biraz zayıf ama yine de okuması keyif veren bir kitap.
özellikle sormaya, sorgulamaya her zaman çok daha fazla ihtiyacımızın olduğu bugünlerde...
tövbe tövbe, tanrı doğmadı ki neyin doğum günü, tanrının işi gücü yok msnde konuşucak, üstelik armani giyen, genç, yakışıklı tanrı mı olurmuş gibi eblek eleştirilere maruz kalan kitap.
tanrı'yla sohbet kitaplarının ilki değil bu ama kur'an'daki aytler aracılığıyla ilk kez yapılmış bir çözümleme. diğerlerinde sohbet hep incilden sorular ve tevrat'tan alıntılarla şekillendiriliyordu.
herkese okumasını tavsiye ediyorum. önyargısız ve pencereleri, perdeleri biraz aralayarak.
ben bu tavsiyeyi yaparken diyanet işleri boş durmuyor, hemen okunmaması gereken kitaplar listesine alıyor bu kitabı.
bir kitabın okunmamasının gerekmesi ne demek? okuyun ama şu şu nedenlerle yanlış bilgiler/yorumlar içerdiği için diyanet işleri olarak hatalı buluyoruz deyin, yazarın söylemek istediğini.
bence bunu da yapmamamlısınız ya neyse. ama bir kitaba bu kitap okunmamalı demek ancak bizim ülkemizde yaşanır.
benim sevgili ve değerli bir dostum almışbu kitabı. sonra bir de utanmadan al seni yola getirecek kitap bu diye bana getirdi.
şöyle bir bakayım dedim, rasgele bir sayfa açtım.
bu reklamcı sormuş tanrıya 'kadınlar ile erkeklerin eşit yaratıldığına dair bir şey ekledin mi kitaba' diye...
ulan bende mantıklı bir şey söyleyecek sanıyorum.
tanrı nın cevabı ise şu;
' kadın erkek eşitliğine dair herhangi bir ayet yok. ama sor bakam neden diye'
bizim gerizekalı reklamcı neden diye soruyor tabi. tanrının cevabıda şu;
' öyle bir ayet göndermeme gerek yoktu çünkü zaten eşit onlar. eğer öyle bir ayet koysaydım, kadın erkek eşitliği konusu açılır ve belki de tartışılmaya başlanırdı. bu yüzden koymaya gerek bile duymadım.'
tabii burada mavi ekran oldu birden.
sen 4 kadını 1 erkeğe ver, 2 kadını bir erkeğe denk tut, kadınları cinsel bir obje olarak yarat, saçlarını kapattır, sonra gel bana kadın erkek zaten eşit, belirtmeme gerek mi vardı de...
ulan ben de bu tanrıyı akıllı bir şey sanardım be!