allah kimi doğru yola iletmek isterse, onun kalbini islama açar, kimi de saptırmak isterse ...
kalbini dar ve sıkıntılı kılar. allah inanmayanları küfür bataklığında bırakır (enam suresi,
ayet 125)
dikkat edileceği gibi burada tanrı, dilediğini müslüman ve dilediğini kafir yapıyor.
kafir yaptıklarını cezalandırıyor! hiç tanrı kişileri hem kafir yapar hem de kafirdirler diye
cezalandırır mı? yine bunun gibi hoşgörü kaynağı olduğunu söyleyen ve örneğin dinde
zorlama olma:,... (bakara suresi, ayet 256) şeklinde hükümler sevk eden kuran, insanları islama zorlamak için ölüm saçan buyrukları kapsamakta. örneğin, müşrikleri (puta
tapanları) bulduğunuz, yerde öldürün! (tevbe suresi, ayet 5; nisa suresi, ayet 89 vd...) diye
emrediyor
tanrım amacın ne senin kullarını yakmak mı ödünü mü patlatmak.
herkes sevmek sevilmek ister değil mi kimse bir ömür yanlız kalmak istemez tabi. sen kıt kadar beyninle bu gereksinimleri duyuyorsun, allah'ta kendisine itaat etmeyen şeytana karşı bu dünyayı yarattı ve onu buraya sürdü ve aslında işte sizlerde bu iblisin dünyadaki yüzüsünüz. allah dünyayı böyle yaratmadı insanlar kendilerini bozdu düzen kötüleşti bu durum sizin gibi malların ortaya çıkmasına neden oldu işte ama ne yaparsanız yapın sizde cenneti tadacaksınız çünkü "hiç kimse allah'ın sonsuz merhametini bitirecek kadar büyük günah işleyemez" ve ayrıca dinler tarihi gayet güncel toplumun ihtiyaclarına göre gerek yeni dinler, peygamberler, yeni rehberler (kitaplar) gönderilmiştir.
(bkz: hanım koş bak müslümanları nasıl köşeye sıkıştırdım)
daha önce yüzlerce binlerce defa cevabı verilmiş soruları inatla tekrar tekrar sorulmasından ibaret, sanki yeni sıçılmış gibi yüzyıllarca yaşındaki tespitleri yeniden ve yenidenb ortaya sıçılmasından ibaret durumdur.
hayır anlaşılamayan nokta şu. arkadaşım sen ateist misin? evet. ben müslüman mıyım? evet. sana giren çıkan bir şey var mı benim inanıyor olmamdan? hayır. senin inanmıyor oluşunun bana bir zararı var mı? yok. senin inancını tebliğ etmekle bir mükellefiyetin var mı? yok. o zaman niye bu kadar çaba? benim inanışıma göre ölümden sonra sonsuz bir hayat var. ve inanmayan bir insan yanacak. anlatmak, onun sonsuz hayatını kurtarmaya çalışmak bu sebepten dolayı üzerime vazife. yoksa inanmasının bana bir faydası da yok. inanmamasının zararı da yok.
ama yok. adam şeytandan noterden tasdikli vekaletname almış, onun yerine işlerini takip ediyor. karşılığında ne alıyor? bu dünyada 3 tane vasat kıza giriş çıkış bileti, 2 arjantin bira, 5 cahille konuşurken karşılarındakinin gözlerindeki "vaaay bu adam bir şeyler biliyor" bakışının verdiği manevi haz. başka da kazancı yok.
hayır bari tespit diye yeni şeyler çıkarsalar gam yemeyeceğim. binlerce kez cevaplanmış şeyler. şakşakçılarının copy paste uzmanlıkları ise göz yaşartıyor doğrusu.
sıradaki sözümüz ise mevlana'dan geliyor.
kör cehalet çirkefleştirir insanları.
suskunluğum asaletimdendir.
her lafa verilecek bir cevbaım var.
ama bir lafa bakarım laf mı diye
bir de söyleyene bakarım adam mı diye.
ateistliğin ayağa düşmesi. oysaki biz ateistlerin zeki olanlarını sevmiştik ve daha çok onlarla fikir çarptırmalarının kıvılcımları hala kafamızda tütüyor.
tanrının olduğunu kabul edersek bu iddaamız çok saçma olur. çünkü bu kadar mükemelliği yaratan bir varlığın boşbeleş olması imkansızdır. (bkz: mükemmeli yaratanın mükemmel olması gerekir.)