insanlık tarihi boyunca insanların cevap bulamayacağı iki sorudan biridir. diğer soru ise evrenin başlangıcı oluşması nasıl oluşmuştur. tamam dinleri, inançları eleştirelim sorgulayalım ama bilimin içinde de cevaplanmayacak sorular vardır. ve bu iki soru yanıtlanamayacak sorulardır.
malzemeler:
1 su bardağı korku
2 tutam inanma ihtiyacı
bol miktarda taassup
2 adet dünya kupası
1 adet yalnızlar rıhtımı
3 adet lacivert takım elbise
bir ili dolduracak kadar cahil insan
hazırlanışı:
akşamdan taassupa yatırdığımız bir il dolusu insanı korku ve inanma ihtiyacı ile beraber 1 saat kadar karıştırıyoruz.
sonrasında zaten kendiliğinden oluşuyor.
diğer malzemeleri da sırf uğraşın diye yazdım amk, öyle kolay kolay hazırlanmıyor bu işler.
Çocukluğumda çok sormuştum bu soruyu, anneme, hocalara, hacılara.. Hepsi de sorgulama dediler, böyle şeyler sorgulanmaz. Sanırım bize düşünmemeyi öğrettiler. Neyse konu bu değil. Keşke biri anlatsaydı bana tüm ayrıntılarıyla ama her sorduğumda anca kızıp azarladılar. Anca azarlarlar zaten..
''O doğurmadı ve doğurulmadı'' diye bi ayet olmasına rağmen zaman zaman aklıma gelen soru. yani tamam haşa doğurulmadı ama, nasıl oldu? bunu sorarım kendime sonra tıkanır ve kafamdan atarım. sanırım inançta bu noktada başlıyor.
Ey âmenû olanlar (yaşarken Allah’a teslim olmayı, ulaşmayı dileyenler)! Açıklandığında sizi üzecek şeylerden sormayın. Eğer, Kur'ân indirilirken ondan sorarsanız, size açıklanır. Allah, onlardan (bu kuralı bilmeden önce sorduğunuz şeylerden) dolayı sizi affetti. Allah Gafur'dur, Halîm'dir.
Din dogmatik düşünebilmeyi gerektirir. Bazı şeyler kanıtlanamaz. Zaten ortada kanitlanabilen şeyler olsaydı herkes inanabilirdi. insanlar arasındaki ayrım nasıl olacaktı?
Düşünüldüğü zaman kafanın içinde koca bir boşlukla kaldığımız ve pek bir yere varamadığımız sorunsal. Ancak aktif bir zekanın ürünü olan bir soru aynı zamanda. Çoğu kimse böyle şeyleri düşünmez ve araştırmaz. Mesela şu an beni de derin düşünmeye zerketti. Lakin cevap alabilmek çok güç. insanın bu evrene nazaran daha primitif canlılar olduğunu düşünen birisi olarak bu soruya geniş ve tam kapsamlı bir yanıt vermek neredeyse imkansız gibi. Geçmiş ve gelecek kıskacında, zamansal olarak hareket etmeye mahkum olmuş insanoğlunun zihnin ötesinde kalan bir şeyin ne olduģuna dair fikir yürütmesi ve çıkarım yapması ancak elinden gelebilen tek şey olsa gerek. Ama yine de bir yerlere varmak zor.
