insanoğlunun iyilik yapmayı sevap, kötülük yapmayı günah olarak sayması ve buna bağlı olarak bir yaratıcının gözüne girme sevdası, iyiliği, güzelliği, doğruluğu amaç olmaktan çıkarmış, bir araç haline sokmuştur. hal böyle iken bir fakire 1 tas çorba parası vermeyi bile "allah adına yaptım" diyen kişiler, bu dünyada yaptıkları her türlü sevap sayılabilecek iyilikleri aslında yaratıcının gözüne girebilmek ve bir ütopya olan öteki dünyada denize nazır bir kaç dönüm arazi parselleyebilmek adına yaparlar.
şimdi bu saydıklarımı göz önünde bulundurup insanlık penceresinden baktığımızda, sözü edilen eylem bir kişilik bozukluğu değil midir ? yeryüzündeki 7 milyar insana yapılmış bir hakaret, bir haksızlık değil midir ?
aslında, gerçekten var olmayan bir güç için iyilik yapılması ne kadar acıdırki günümüzde oldukça popüler bir uyguluma olagelmiştir.
gerçek şu ki, dinsiz, kitapsız ve allahsız tayfası şeklinde aşağılıkça nitelendirilen kesim, yaşamın başlangıcından beri en uygar ve en kompleks canlı olan insanlara iyi davranmayı bir araç olarak değil, birincil bir amaç olarak görür.
ve bu bağlamda söylenebilir ki, tanrı gökte, yerde veya tabiatta değildir. tanrı her insanın içindedir. her insan bir tanrıdır. ve başka tanrılara iyi davranır ve kötü davranır.
peşinatlı edit : sizi temin ederim, dağa, taşa, toprağa, maymuna, kondoma veya sigara böreğine baktığımda tanrıyı göremiyorum. ve sizinde aslında gördüğünüzün değil, görmek istediğinizin tanrı olduğunu düşünüyorum.