dinlerin evrimsel sürecine bakınca bunu net görüyoruz. insanların ilk tanrıları kendine benzerdi. bunun yığınla da örneği vardır. bu bize insanın yarattığı veya düşündüğü şeyin kendi dışına çıkamadığını gösteriyor. arından monoteistlik güçlenince( ki ibrani dinler bunda başı çeker) bu fiziksel görüntüden kaydı fakat asla tam olarak kalkmadı. bu sefer daha duygusal alana ittildi tanrı anlayışı ve sadece biçimden arındırıldırıldı.
mesela tanrının öfklenemesi, kızması, tuzak kurması, baldır göstermesi( ki bu komiktir), lanet okuması, yemin etmesi gibi eylemlerin hepsi insanların sığlığının ürünü ve tanrıyı insanların yarattığının kanıtıdır.
evrimsel süreçte artık bu düşünceler terk edilip tanrı anlayışı tamamen biçimsiz, ifadesi zor, hiçbir özellik atfedilmeyen varlık olacak, yani aslında hiçlik olacak ve bu da tanrısızlığı hakim kılacak.
çünkü din denen şey aslında ilkel bir açıklamadır, insanlar önceden açıklamayamadığı her şeye tanrı dediler gerçi bugün de tanrı yaptı diyorlar değişen bir şey yok ancak bu görüş de terk edilecek zamanla.
yani demem o ki dostlar, eğer insanlar değilde tanrıyı kamplumbağlar yaratsaydı ve onların heykelini yapsaydı o yarattığı kaplumbağa benzerdi, bu kaplumbağanın aslında kendi dışına çıkamaması ve yarattığı her şeyin aslında kendi kafasında uydurduğu boş kavramlar olduğunun kanıtıdır.
allah yargılayan cezalandıran bir ilah değildir. Öyle bir şey zaten yoktur. allah kavramı çok hassas bir kavram yani doğru anlamak önemli o açıdan ahmed hulusi ve tasavvuf konusuna bakabilirsiniz.