yeteri kadar doğa belgeseli izlemeyen, ait olduğu üst orta, orta veya alt orta sınıflardaki insanların dışındaki insanların ne şartlar altında yaşadığından bihaber olanların "merhametlidir" diye görüş beyan ettikleri sorunsaldır. aslında, var olduğu iddia edilen tanrının sözde merhameti konusundaki gerçeği görmek için bolca savurduğu cehennem tehditleri üzerinde düşünmek bile yeterlidir. sırasıyla izah edeyim:
doğa belgeselleri... bir bakın bakalım doğada işler nasıl yürüyor? kurbanlarını çoğu zaman nispeten daha az acılı yöntemlerle öldüren aslanları, kaplanları boşverin... sırtlanlara bakın... yaban köpeklerine bakın... gerçekte doğadaki canlıların çoğu avlarını canlıyken etlerini parça parça kopararak yer... örümcekler avlarının iç organlarını eritip, emerek öldürür... darwin'i şok eden bir eşekarısı türü tarantulaları felç eder, üstüne yumurtalarını bırakır, larvalar hayvanı yavaş yavaş yer bitirir... bazı martı türleri yavru fokların gözünü çıkarır ve sonra lokma lokma yer... ne merhamet ama!
alt sınıfların insanlarının yaşamı... bir ara belgesel kanallarında "en zorlu koşullarda yaşamak" adlı bir belgesel vardı. bulabilirseniz seyredin ve de görün doğumlarından ölümlerine kadar tek bir gün bile yüzleri gülmeyen insanların hayatlarını... filipinlerin başkenti manila'daki otel ve restoranların, 40-45 dereceyi bulan tropikal sıcakta beklemiş yemek atıklarının karıştırılarak kaynatılması suretiyle yapılan yemeği(!) yiyenleri görün... bir de, bu şartlar altında yaşayanlara "bakın sizin ülkenizde müslüman morolar var. demek ki tebliği duydunuz ama imana gelmediniz. sonsuza kadar cehennemde ızgara kebap olmayı hak ediyorsunuz" diyen merhamet abidesi(!) tanrıyı düşünün...
Sonsuza kadar cehennemde ızgara, kebap, barbekü yapma tehditleri!... meseleye bir de şu açılardan bakın:
dindarların "her hatamızda bize musibet göndermediğine göre pek merhametlidir" diyerek, sözde çözümlediği sorunsaldır.
tabi ki her hatanızda size musibet göndermiyor zira tanrı yoktur. ama hadi var olduğunu varsayalım... bakalım o zaman teziniz geçerli olacak mı?
çocuğunu ufak tefek her hatasında döven bir baba düşünün... bazen çocuğuna bir şamar atmakla yetiniyor ama çoğu zaman aynı suçları geçici olarak cezasız bırakıp, sonra kemerle eşek sudan gelinceye kadar dövüyor. o babanın her seferinde şamar atmaması ama sonra dayağın kralını atması onun pek merhametli olduğunu mu gösterir? olmadı (bkz: yobaz ve zeka)...
bakın konuyla ilgili bazı tezlerim yukarıda... bırakın boş lafları da bunlara yanıt verin verebiliyorsanız...
iki avuç daha çamur boşa gitmesin diye tüm insanlığı ensest yapmışsa, bir elma için cennetten atmışsa, katliamlar yapacak kadar homofobikse, masum insanlar hayvanlar hunharca öldürülürken tecavüze uğrarken işkencelere maruz kalırken bir şey yapmadan izliyorsa, ve hepimizi ota boka yakacaksa sanmıyorum kardeş.