fyodor mihailoviç dostoyevski' nin karamazov kardeşler adlı romanında gönderme yaptığı durum.
"Tanrı küçük bir çocuğun bir toprak sahibinin köpeğine taş attı diye çocuğun sürek avında köpeklere parçalatılmasına nasıl izin verir" gibi bir metindi.
özgür irade martavallarına inananların kabullenmekte güçlük çektiği "önerme".
kuzum beni kötü yapan ne varsa hiçbirini ben seçmedim. ne genlerim, ne ailem, ne yetiştirilişim, ne çevresel etkiler benim elimdeydi. beni neyle yargılayıp ne için ceza vereceksin? hangi tercih benimmiş ki, beni eleştireceksin. tanrı var ya da yok, hiç kimse olmak istediği insan olamıyor, yaşamak istediği hayatı yaşayamıyor.
üzgünüm leyla, hayatın gerçekleri.
edit: "gerçek" tanımının, tanrının varlığı şartına bağlı olmasından dolayı mevzubahis kısım "önerme" olarak düzeltilmiştir.
toplumun ağzına sıçan dogmaların, tabuların kaynağı olan dinlerin kabullenemediği gerçeklerin başında gelen önerme.
bana batan ne mi? din kisvesi altında uyutulan, uyuşturulan kitlelerin, "demokraasi" adı altında güzelim ülkemin içine sıçıyor olması. toplum baskısı denen şeyin, o "liberal" tutumunuzla yarattığı çelişki bana batan.
tanrı varsa, bütün suçları, bütün kötülükleri, bütün günahları, aynı insanı yaratmayı üstlendiği gibi üstlenmek durumunda kalacağından doğru önermedir. aksi halde bu dünyada yaşanacak bunca acıyı görerek bizi buraya getirdiği önkabulünü reddetmek gerekir ki bu da islamın tanrı tanımıyla çelişir.
aciz beyinlerin "tanrı insanı kendisinden yarattı" gibi bir önermeyi götlerinden uydurduktan sonra değişik düşüncelerle vardığı sonuç. o aciz beyinler tanrıdan gelen insan kavramını biraz düşünürse doğru yolu bulacaklardır. ancak bu bir paradoks tur. çünkü beyin aciz olunca düşünce yetisi sınırlı kalır, yani sonsuza kadar "tanri cehennemi kendisi için yarattı deyip dururlar"