değildir aksine merhametlidir. istese direkt olarak cehenneme atar izlerdi. insanı yarattı yol gösterdi. insana irade ve akıl verdi. insan da inanmak yerine yüz çevirdiyse suç yaratıcının değildir. o zaman yaratmasaydı diyen cahil insan galiba var olmanın kıymetini bilmiyordur.
bir dedenin yıllar önce biz torunlarını etrafına toplayıp onlara sorduğu sorudur.
büyük dedem "yaauuu guzularım" derdi. "töbe töbe, allah'ın işi gücü yok da, sizi bi yere toplayıp yakacak öyle mi? bırakın böyle şeyleri, inanmayın" derdi. sonuç: deistim.
hayatımızda da kanunlar, yasalar, toplum huzurunda uymamız gereken kurallar yok mudur ? vardır. o halde bunlara uymazsak ne olur, ya içeri tıkılırız, ya da biber gazı ve cop yeriz üstüne de tatlı niyetine tazyikli su. bir polis, bir hakim savcı acımasız olabilyor da bizleri yaratan yoktan var eden üzerimizde her türlü hakka sahip yüce allah niçin acımasız davranmasın ? üstelik tövbe kapısı son nefesimizi verene kadar açık iken.
Kimi makamla,
kimi mevkii ile,
kimi güç,
kimi açlık,
kimi para,
kimi zina,
kimi alkol,
kimi yoksulluk,
kimi eksiklik,
kimi hastalık,
.....
kimi neyle sınadığını, nerden bilebilirsin ki sen Tanrı'nın acımasız olduğunu savunursun ?
ilahi dinlerde ahiret inancı vardır ayrıca,
burası sınav dünyasıdır,
sonsuz mükafat,
öbür taraftadır..
her günah işlediğinde bir günah yazılır, tövbe edersen oda silinir. sevap işlediğinde on katı yazılır ve asla silinmez. sevap işlemeye niyetlenip yapamadıysan yinede bir sevap yazılır. buna rağmen günahların sevabından fazlaysa vah senin haline. hasılıkelam allah haşa acımasız değildir, insanlar nankördür.
bu konuda bazı fikirlerim var.
dinimizle ilgili araştırma yapılırsa tanrının çok affedici olduğu, zerre kadar imanı olanın cennete gideceği sonucu ortaya çıkar.
kötü bir insan değilsek sanırım cennete gitmemizde sıkıntı yok. sonuçta katiller var tecavüzcüler var öyle değil mi?
islamın her emrini yerine getirmedik diye bizi yakacağını sanmıyorum. bizi seviyor biz de onu seversek bu işi tatlıya bağlayabiliriz.
sen ki insanoğlu benim sana verdiğim küçük güçle(akıl) nice acımasızlıklar yaparsın,
ben ki sonsuz güce sahip bir varlığım, nasıl benim acımasızlığımı utanmadan sorgularsın?
yine de cevap vermem gerekirse;
insanoğlu! sen acımasızlık yapmadığın sürece, acınacak hiçbir şey kalmayacaktır yeryüzünde.
Genel olarak bakıldiğinda müslüman ulkeler, diğer geride kalan ülkelere göre yaşam sıkıntıları çekiyor. Moderniteyi hayat tarzi yapmis ülkeler ise dünyayi istedigi sekilde yasiyor. Evet işte allah insana bu yönden acımasız gozükebilir. Fakat şu sözleri hatirlamak gerekir:
"Dünya, zevk yeri değil. Ahiret, bunun için yaratıldı. Dünya ile ahiret, birbirinin zıddı, tersidir. Birini sevindirmek, ötekinin gücenmesine sebep olur. Yani, birinde zevk aramak, ötekinde elem çekmeye sebep olur. O halde, dünyada nimetleri, lezzetleri çok olanlar, bunlara lazım olan şükrü yapmazlarsa, ahirette çok acı çekecektir. Bunun gibi, dünyada, tehlikelerden sakındığı halde, çok acı çeken mümin, ahirette çok lezzete kavuşacaktır. Dünyanın ömrü, ahiretin uzunluğu yanında, deniz yanında bir damla kadar bile değildir. Sonu olan, sonsuz ile ölçülebilir mi? Bunun için dostlarına merhamet ederek, sonsuz nimetlere kavuşmaları için, dünyada birkaç gün sıkıntı çektiriyor."
Malûmdur ki, herbir cemal (güzellik) sahibi, kendi cemâlini görmek ve göstermek ister. Herbir hüner sahibi, kendi hünerini teşhir ve ilân etmekle nazar-ı dikkati celb etmek ister ve sever. Ve hüneri gizli kalmış bir güzel hakikat ve güzel bir mânâ, meydana çıkmak ve müşterileri bulmak ister ve sever.
Misalin şuna benziyor. Bir sanatkar eserlerini sadece kendisi için yapsın onları sergilemesin. Bu en başta sana saçma gelir.