tanrı bizimle neden dalga geçer

entry7 galeri0
    1.
  1. tanrı değil ulan allah o, allaaaaah... diyerek kendi ayarımı verdikten sonra devam ediyorum hemen ve tüm hızımla.

    şimdi arkadaş hikâye ne? adem baba ilk insan olarak çamurdan, balçıktan yaratılıyor hikâyede ve onun kürek kemiğinden(bunu herkes bilmez) de havva ana peyda ediliyor sıkılmasın, sevişip de koklaşsınlar diye. o gün bugündür kadınlarımız hep kürek kemiğimiz gibi kalplerimizin ardında durur, ayrı mesele olduğu için geçiyorum bu kısmı.

    derken adem ile havva, cennette sürdürdükleri yaşantılarında ufak bir sınava tabi tutuluyorlar ve "o elmayı" yememeleri salık veriliyor. sonra ne mi oluyor? o elmayı yiyorlar arkadaş.

    şimdi asıl meselemize geliyoruz sadece elmayı yememesi için uyardığın ve bunun karşılığında "yeşillikler arasında billur ırmakların aktığı, her dilediğine o anda kavuştuğu" bir cennette yaşamasına olanak sağlıyorsun bu yeni model hizmetkârların. ama sonra bunlar yapmamalarını söylediğin tek şeyi yapıverip de düşüyorlar cennetten, yeryüzü yalanına.

    düşünüyorum şimdi sadece ağzına hakim olamayıp da elma karşısında dahi iradesini korumaktan aciz olan bu yaratıkları o yeşilliklerden, şelalelerden, daha ne güzelliklerden alıp da kelimenin tam anlamıyla her geçen gün biraz daha boka batan bir ortama gönderiyorsun ve sonrasında da her defasında daha sayfalarca kurallarla dolu dinler gönderiyorsun.

    hayır ulan adam bir elmaya karşı tutamamış kendini;

    "sevişmek yasak"
    "sarhoşluk yasak"
    "namaz şart"
    "oruç şart"
    "hacca gitmek şart"

    ıvıdı, vıvıdı uzar gider bu durum.

    bildiğin dalga geçmek değil de nedir bunun adı sayın tanrı, sorarım sana? hem adaletinden dem vuruyorsun bütün gönderdiğin dinlerde ama ben neden adem değilim o zaman? neden adem'in sahip olduğu imkânları bana sunmuyorsun? bak yiyor muyum o elmayı hiç, gör.

    edit: ulan diyorum ki "tanrı bizimle dalga geçiyor" yani diyorum ki açıklamak gerekirse "bir tanrı var, ben kabul ediyorum varlığını ve görüyorum ki bizimle dalga geçiyor" adam gelip hala ateist diyor ve ben yine sabaha bırakıyorum.

    ulan azıcık terminoloji nedir bir bakın lan. azıcık araştırın müslümanlık dışında nasıl bir dünya var? hayır, hala sabaha bırakmakta kararlıyım.
    8 ...
  2. 2.
  3. 3.
  4. din zevkleri kısıtlayan bir sistemdir.
    0 ...
  5. 4.
  6. 5 vakit namaz kılmayan 3 haftada bir cumaya giden biri olarak diyorum ki;

    sevişmek yasak değil zina yasak. helalinle istediğini yap.
    sarhoşluk yasak insanın irade ve yeteneğini köreltiyor bünyeye zarar veriyor. iç ama ağzınla iç.
    namaz şart. bu dinin bir kuralı. günde toplam 1 saatinizi almaz. cenneti tanrı bedava verse o zaman da biz tanrıyla dalga geçmiş olurduk ha?
    oruç şart. bu da namaz gibi. o kadar nimet var ki farkına varamıyoruz. 11 ayda bir ay. sağlığı olmayana kolaylık da var. zekat falan da sosyal dengeye yardımcı.
    hacca gitmek aslında insanla allah arasında bir kavuşma gibidir. durumu olmayanlara farz değildir. imanın zayıfsa zaten gitmezsin.
    4 ...
  7. 5.
  8. varligina inanan bir birey, dalga gecebilme yetisine de inanir cunku.

    tanri herseye muktedir ve de sorgulanamazdir. neden? kelimesi varsa isin icinde, tanri oraya dahil olmaz.
    3 ...
  9. 6.
  10. durumu yanlış anlamış olan ve buna aldırmaksızın açıklamalara girişenler için ekleme yapılması şart olandır.

    şimdi arkadaş burada, inanç ve ibadetleri sorgulamıyorum. herkes neye inanıyorsa, kendisinedir zira. insanlar denizlerde yaşayan bir tanrının varlığına bile inanmmışlar vaktiyle. ateşe tapan kabileler varmış bildiğin. bunlar tamamiyle kişinin kendisini bağlayan "dini" hadiseler.

    ben burada birinci sınıfı geçemeyen öğrenciyi alıp da beşinci sınıftan devam ettiren bir eğitim sistemini sorguluyorum. yani düşünsene sadece elmadan uzak dur diyorsun, durmuyor ve sonrasında x'den, y'den, z'den de uzak dur diyerek o yeşilliklerin, ırmakların içinden bok çukuruna gönderiyorsun insanları.

    peki ama neden? ya daha birinci görevi yerine getiremiyor ki ürettiğin mekanizmalar. hatalarını gider, ondan sonra daha da zorlu sınavlara tabi tut. ama birinci vitesten beşinci vitese geçirince böyle şanzımanı iniveriyor bu modellerin.

    bak sonra ortalıkta saçma sapan eylemlere imza atıyorlar. gidip de kardeş kardeşi öldürüp sonra da bir kargadan mezar nasıl kazılır, ölü nasıl gömülür öğrenmek zorunda kalıyorlar(evet, habil-kabil hadisesi).

    fabrika hatası var, geri çağrılmalıyız bana kalırsa. ya da fena halde dalga geçildiğini farketmeliyiz bizimle.
    1 ...
  11. 7.
  12. sorgulayanın beyinsizliğine de atıfta bulunduktan sonra cevabını hala aramaya devam eden sorudur.

    hayır arkadaş şimdi madem "sınav" bu dünya tüm aciz insanlar için, kudreti o kadar da kallavi olan ve bizleri kendisinden sadece çok küçük parçalarla donatan(ruhumuz malumunuz) donattığında dahi aramızdan türlü çeşitli dehaların çıkmasına sebep olabilen o über kuvvet, yani tanrı. bu sınavda neden şaşırtmaca yapıyor olmasın?

    düşünün ki yarın geberip gittim ben ve beni karşısına aldı ve dedi ki;

    "hadi benim varlığımı bir şekilde akıl yordamı ile kabul edebildin. peki ama o yazıları benim gönderdiğime nasıl inandın? oysa ben sana akıl vermiştim..."

    hadi arkadaş çık işin içinden. belki de sınavın şaşırtmacası budur, olamaz mı? hani "ters köşe" sorular vardır ya hayatımızda girdiğimiz hemen her sınavda. belki de bunlar arasında en dahice düşünülmüşüyle karşı karşıyayız?

    tabi sorgulayan adam beynini kullanmıyor. peki ya sorgulamamız için gayet kullanışlı duran beynini, sorgulamaktan uzak olanlar nasıl olup da kullanıyorlar?

    bir de işin bu boyutu var işte.
    1 ...
© 2025 uludağ sözlük