ilk paragraf ile son paragrafı okuduğum zaman beni çok derin dü$üncelere gark eyledi.
$imdi kar$ıla$tırılan kavramların saçmalığı ve gereksizliğini dü$ünecek olursak saçmalıklar silsilesi.
ne diyor ayette " sizin yarattıklarınız ile bizim yarattıklarımız arasında ki farkı görmüyor musunuz?"
veya neyse böyle bırakalım bluvelve yazsın, çizsin ve bozsun böyle devam etsin.
kendi kendini çürütsün evrim teorisi gibi.
big bang'i ve nasıl olu$tuğunu çözemeyen teorinin nasıl olurda gerçekliğini savunuyorlar.
infilak normalde yok eder ama bu öyle bir infilak ki mükemmel ve sürekli büyüyen bir yapıyı olu$turuyor.
hadi bir deney yapalım. bir odanın içini tamamen boşaltalım. tamamen boş. atom dahi yok. milyonlarca, milyarlarca, trilyonlarca hatta katrilyonlarca yıl bekliyelim bakalım o odanın içinde kendi kendine bir şey var olabilecekmi. sen bir şey koymassan olmaz olamaz. allah eğer kainatı yaratmasaydı kainat olmazdı olamazdı.
eğer cevap pozitif bilimde aranırsa akla yatkın yanıtlar bulunabilir. yok cevap dinde, inanç sisteminde, o sistemi kurgulayanlarda aranmaya çalışılırsa bulunacak tek şey tanrı/allah gibi ele gelmeyen, tutulamayan, görülemeyen, duyulamayan, hissedilemeyen ve sadece birilerinin vardır diyip var olduğuna inanılmasını beklediği kavramın bir benzeri olacaktır. yani elde sıfır bile yoktur.
inancın kişiyle alakalı ve kişisel düşünceye dayalı olduğunu anlamamakta ısrar eden gerizekalıların derdidir.
hani "kırmızı güzel renk bence ya" diyen adama "haha hasiktir kırmızı iğrenç bi kere!" deyip yıllarca bunun üzerinde uğraşır gibisiniz. pek şirinsiniz. ama siktirin gidin artık.
tanrı gibi metafizik bir kavramı fizik, kimya, biyoloji gibi pozitif ve ilerlemesinin sonu olmayan, insan olmayınca olmayan kavramlarla karşılaştıran bünyenin yine yine tekrarladığı saçmalık. amaç sadece ateizmin propagandasını yapmaktır.
fiziği , kimyayı , biyolojiyi kim yarattı diye sormazlar mı adama ?
evren genişliyor bu da geri gidildiğinde evrenin tek bir noktadan başladığını gösteriyor.evren yokluktan var olmuştur yani yaratılmıştır.bunu big bang teorisi de gösteriyor.
materyalistlerin ne kadar gerizekalı olduklarının ispatı olan bir iddiadır. sürdüğün arabayı, kullandığın telefonu icat eden beyni verenin allah olduğunu ve onun izni olmadan insanın toplu iğne bile icat edemeyeceğini göremeyenlerin metafiziki konuları bırakıp dünyada günlerini gün etmelerinin tavsiye edilmesini gerektiren iddiadır da aynı zamanda. çünkü vakit geldiğinde allahın huzurundan arabalarıyla kaçıp telefonlarıyla kimseden yardım isteyemeyeceklerdir.
Bilimin günümüze ışık tuttuğu bir gerçektir,bilimin ulaşacağı en son noktada mucizelerdir. ''Tanrının herşeyi yoktan var ettiği yalanı'' na inananlar bu sava inanmadan önce Tanrıya inanmayı denesinler. Bilimle dini birleştiremeyen,aynı payda altında barındıramayan zihniyetler , orta çağdaki engizisyon mahkemelerine,cadı avcılarına inananlarla aynı sığ görüşe sahiptirler. Tanrıya inanmamak bu devirde bonus kazandırıyor ,ama bilmiyorlar ki,kazandıkları bonuslar ahirette bir işe yaramıyor. Sözün özü,bilimi yakından takip edenlerin ve dini konularda okuyan araştıran,sorgulayanların gülüp geçtiği savdır,hipotezdir.
creativist görüşe göre, evren kendi kendine varolmuş olamaz. çünkü "bu karmaşıklıkta bir şey kendi kendine var olabilir mi; olamaz." denir. aynı görüş aynı anda da tanrının kendi kendine varolduğu görüşünü de önkabul olarak ortaya koyar. misbelief bir anda birey burada evren gibi karmaşık bir şeyi yaratacak olanın daha da karmaşık bir yapı olması gerektiği mantığından hareketle, tanrının kendi kendine var olma şansının evrenin kendi kendine var olma şansından çok çok daha imkansız olduğunu görecektir.
az önce vermiş olduğum yanıt, mükemmellikten doğan kanıta dilbilgisi yanıtıdır. bir de aynı mükemmelikten doğan kanıta karşı yine mükemmelikten doğan tanrının yok olduğuna dair arguman vardır. siz sayın çöl bedevilerine ve bayır güllerine karmaşık geliyr biliyorum ama, bir sanat eseri düşünün mesela, michelangelo yapmış olsun. mike (kendi aramızda o bana jack ben ona mike diyorum), sanatsal dehası olarak yaptığı herşey mükemmel. ama bir düşünün mikeın yaptığı x eseri adı sanı duyulmamış birinin yaptığını o zaman daah şaşırtıcı ve klasik anlamda "daha mükemmel bir başyapıt" olmaz mıydı? olurdu. bu durumda, tanrının eseri mükemmel ise en mükemmel tanrı hiç varolamayan tanrı olacaktır. argument by design diyorlar buna.
ama yokluktan herşeyi yarattı demek de çok spekülatif bir sonuç. keza öncesinde aynı tanrı tanımı yokluğunda yaratılmış olmasını gerektirir. bu yokluğun bu durumda yaratımın bir öngerekliliği olduğu aşikardır. bu da bilinen omnipotent tanrı tanımında, varlığı yaratmadan evvel yokluğa ihtiyaç duyma durumundan dolayı ekstra bir eksiklik doğurur. devamında varlık için yokluk yaratma zorunda olan tanrı kendi varlığı için de önceden kendi yokluğuna ihtiyaç duymuş mudur diye sorulabilir.
tamam anladık güzel dilbiginizle düz mantığınızla tanrının her şeyi yoktan var etmediğine ve dolayısıyla tanrı olmadığını ileri sürdünüz. peki ya varsa? Ya da şöyle diyelim tanrıya inanmayan zihinlere göre insan evrende ki en gelişmiş daha ötesi olmayan bir varlık, ya öyle değilse? Ya bizlerin o zavallı zihinlerinin alamayacağı, kavrayamayacağı daha nice argüman varsa? Çok değil 1000 sene önce insanlar ne biliyordu, şimdi ne biliyor?
Sonuca gelirsek, sizler haklıysanız biz sadece inanmış olmakla kalırız ama bizler haklıysak siz sadece inanmamakla kalmayacaksınız...
Bir de girdimizin silinmemesi için tanım: külliyen yalan bir yalandır.
ilk entrysinin "evrime değil de dine inanan" diye başlaması itibarıyla, açanın evrimin inanılacak türde bir şey olduğunu sandığı zehabına kapılmamıza yol açan garip başlık.
tanrının varolduğuna ve hemen hemen herşeyi yarattığına inandıktan hemen sonra da ya varsa diye ona tapmak bir nevi tanrıyı kandırmaktır. salak yerine koymaktır. bu şekilde winwin pozisyonumu aldım bekliyorum demektir. ya varsa korkusu ile tanrısına inanmakta olan bireyin ahlaki açıdan söylediği şeyler önce bir süzülmelidir. bu şekilde düşünerek kendisini yarattığına inandığı tanrıya inanan kişiye tanrının ihtiyacı mı vardır da yaratmıştır oda ayrı bir bahis konusudur da, (bkz: #6584219) nolu entrye verilen cevabın içler acısı sığlığı, çölün bedevisinin dinine inananın bugün hala o çöle hapsolduğu gerçeğinden başka hiç bir şey göstermemektedir bizlere.
o zaman biraz felsefik bakmak lazım cancağızlarım. bilirsiniz, çoğu kez amerikan filmlerinde kulağınıza da çalınmıştır; yanlışlığı ispatlanana kadar herşey doğrudur. eğer elinizde muğlak da olsa bir bulgunuz var ise bir öneriyi ortaya atabilir ve onu kanıtlamak için uğraşabilirsiniz.( dikkat edin, kaba etinizden önerme sallamanız durumunda önermenizin doğru olduğu anlamına gelmemekte bu.)
mesela birisi çıkıp bütün kuğular beyazdır derse bu doğru olur. ancak farklı renkte yalnız bir kuğu bulunduğunu ispatlarsanız bu öneri çürütülmüş olur. bu bilimde de böyledir. bir önermenin yanlışlığı yada doğruluğu tam olarak kanıtlanamazsa öneri teori olarak kalır.
bu da aynı şekilde yaratılış teorisidir. madem bunun yalan olduğunu iddia etmektesin; bana bu teorinin yanlışlığını kesin bir biçimde (tekrar ediyorum içinde muğlaklık bulundurmadan) açıklayabilmelisin ki bu teori 'yalan' olsun.