1988 senesinde galarasaray'da 38 gol attıp gol kralı olduktan sonra kazandığı uluslararası ödüldür.
ödülü kazanması değildir işin can alıcı tarafı. tanju'nun ödül törenindeki vaziyetidir. hasta bir galatasaraylı arkadaşım videoya çekmiş büyük bir şevkle, gururla bu töreni. sonra defalarca yakmaya kalksa da kasedi vicdanı el vermemiş (sebebini anlayacaksınız birazdan).
mevzu çok gurur okşayıcı başlıyor. işte tanju 'nun ismi okunuyor görkem/gösteriş çuvalla. hey gidi hey diyorusun,(ülke olarak hiç yaşamamşısın böyle bir gözönülük-gerçi hala da yaşadığımız söylenemez- )fenerli olmama rağmen ambiyans beni dahi etkiliyor. ta ki spiker ablanın bizi denize döküşüne kadar...
kendinden emin ablamız elinde mikrofon, tanju'nun mutluluğunu paylaşmak istiyor. nasıl yapacak, sorular sorarak ? en zor sorudan başlıyor
-du yu spik ingliş ?
--nayyynn... (nayn ne gözünü kaşını seveyim "no" filan de, hiç olmadı "cık" yap mimikle)
-du yu spik cörmini (nayn dedi ya kadin "aha kesin almanca biliyor diye düşünür)
--nayyynn...
kadın "hey kanguruya cep veren allahım yardım et bana" der gibi bi ses tonuyla
--du yu spik spaniş ?
-eee hmm nayyyyn...
...
kadın dayanamıyor, nazik ve kusura bakma der gib bir tebessümle geçiyor iki numaraya. abi ikinci futbolcu da filolog sanki, ne çok söyleyecekleri varmış ibnenin. başlıyorlar muhabbete, vurdukça vuruyor o da...ben bant kaydını izlemiş olsam da bir kaç zaman onun ezikliği ile yaşadım. yemek bile yememeyi düşündüm ama yedik ister istemez.
sonra mersedes calınca "koskoca futbolcu nasıl yapar" diye feryat ediyor medyamız.
yapar tabi kardeşim adam travma geçirdi....ben bile çalarsam şaşırmasın kimse
bazıları çalışarak altın alır ve yatırım yapar, tanju çolak' ta mesleği gereği altın ayakkabı almak için çalışmış ve bunun o zamanki rayiç bedelini açık artırma usülü attığı gollerle ödemiştir. ancak o ayakkabıyı altın olduğu için giyememiş ve bu nedenle ayakkabı için boşa çalışmıştır. halbuki o ayakkabıyı almak için çalışacağına başka bir şey için çalışsaydı çalışması boşa gitmezdi.
tanju'nun ingilizce bilmemesi gayet normaldir. her ilimizde isgalciler tarafindan kurulmus vakif okullari yok malesef !
dunya'nin cok az ulkesinde bizimki gibi "yabanci dil ogrenmezsen sana ekmek yok" dusuncesi vardir. bu dusunce somurge olmus ulkelerde mevcuttur. ornegin hindistan'da ingilizce bilmeyen yada iyi konusamayan insanlar genelde cok siradan ve uyduruk islerde calisirlar yada hic is bulamazlar. Fransa'da ingilizce bilen bile konusmaz kolay kolay. kendi dilini konusur. anlamak isteyen tercuman tutsun der.
son günlerde yine ekranlarda boy göstermeye başlayan, çıktığı sabah şekeri programlarında önüne gelen bayan konuğa yavşayan bu arkadaşı her görüşümde tekrar tekrar yüzümü güldüren hadise...
1980 lerde halk arasında "beleşçi tanju" diye tanınan bu abinin , altın ayakkabıyı alırken bile 2 kelime ingilizce konuşup teşekkür edememesi ve bön bön bakması hafızalardan silinmemiştir.
"anlamak isteyen tercuman tutsun" denilerek eğitimsizliğe, cahilliğe, popülistçe kılıf uydurmak kolaydır. şu anda dünyanın her yerinde geçen para dolarsa, uluslar arası konuşma dili de ingilizcedir. sen amerikalıysan "anlamak isteyen tercuman tutsun" deme hakkına sahipsindir.
Ama bilimde teknolojide, ekonomide dünyaya hakim olmadıysan "anlamak isteyen tercuman tutsun" deme hakkına sahip değilsin. uluslar arası toplantıda rezil olur gelirsin.
türkiye tarihinin en çok gol atan 3 adamından bir tanesidir ve süper enetlektüel, onurlu, ingilizce dehası sözlük yazarlarımızca söylenen laf: beleşçiydi.
evet beleşçiydi, o güizalarınız, baroslarınız, jardelleriniz veya göklere çıkardığınız hakan şükürleriniz kadar beleşçiydi. (şu dakikadan sonra hakan şükürü ayrı tutarak söylüyorum.) ancak ne hikmetse, onların 1 metreden atamadığı yüzlerce golü kendisi rahat rahat atıp altın ayakkabıyı da, ödülleri de götürmüştü.
not: bir futbolcunun çalışarak ama çok çalışarak kazandığı ödüldür. hiç kimse yabancı dil bilmek zorunda değil, aptal yorumlarınızı kendi sahte entelektüel beyinlerinize sokun önce.
not2: hiç biriniz öyle plase vuran bir futbolcuyla karşılaşmadınız. hiçbirinizin yaşı yetmez. o yüzden sikik kahramanlarınızı da alıp toz olun bu türk futbol tarihinin en büyük golcülerinden birinin başlığına sıçıp sıvıyacağınıza. o adamdaki çalışma hırsı, azmi herhangi birinizde olsa şimdi aptal bilgisayarlarınızın başında hayatlarınızı geçirmek yerine farklı şeyler yapıyor olurdunuz.
metin oktay ve hakan şükür ile birlikte türk futbol tarihinin gördüğü en iyi 3 golcüden birinin elde ettiği başarıdır. diğer yandan kendisi avrupa'nın 1 numaralı kupasında** bir türk takımıyla yarı final görmüş bir avuç futbolcudan biridir. o kadroyu yarı finale taşıyan baş kahraman da kendisidir...
tanju çolak ın altın ayakkabı aldığı dönem, türk milli takımının tarihi boyunca en başarısız olduğu dönemi yaşanmıştır. boş kaleye çakamayan,
geri pas atmaktan başka hiç bir şey yapmayan, geri pas ataken bile topu rakibe kaptıracak kadar beceriksiz bi milli takımımız vardı 1980 lerde.
ayrıca milli takımda oynayacak kadar özel bir sporcuysan ve kendini geliştirme gereği duymuyorsan en azından derdini anlatacak kadar bile yabancı dil öğrenmiyorsan bırak ingiliz, italyan, alman ligini, seni bulgaristan liginde bile oynatmazlar. öyle çapsız bir adam olursan dünya çapında bir oyuncu değil, 20 yıl öncesinin beleşçi tanjusu olarak kalırsın.kendini yetiştirmeyen adama antrenörlük bile yaptırmazlar.