olağanüstü sese ve yoruma sahip ses sanatçısı. ABD'de madison square garden'da verdiği bir konserde amerikalı züppeleri o kadar etkilemiş ki, ertesi gün new york times gazetesi onunla ilgili şu başlıkla çıkmış: " Tanju okan amerika'da doğmuş olsaydı, biz amerikalılar frank sinatra diye birini bilmeyecektik."
babamın gözlerinin yeşiliydi gözlerin. büyük, görkemli ve güzel bir adamdın. ben babamla hep yaşadığım o uzaklık hissini sen de oğlunla yaşamıştın. yanlış yola saptığı için onu reddetmiş ama ölmeden önce barışmıştın. peki ben , babama nedense hiç gösteremediğim sevginin ağırlığından nasıl kurtulacağım. öldükten sonra cesedine sarılarak mı ? bir arkadaş senin için içenlerin babası demişti. en çok kadehlere sığınanlar için babaydın sen. bunu senin üzerine zorla mı oturttular , yoksa yıllar geçtikçe mecburiyetten sen de mi benimsemiştin ? sadece zil zurna şarkı söylediğin bir müzikholde sahnenin tam karşısında babanın seni oğluma ne yapıyorlar der gibi gözyaşları içinde izlediğini duymuştum. dünyanın göz önünde bir ülkesinde yaşasaydın ne julio igleasias ne de dean martin'in esamesi okunmazdı bence. ama senin bunları çok önemsediğini zannetmiyorum. bunların hiç birini urla'da seni selamlayan bir balıkçının samimiyetine değişmezdin.
keşke bu gece urla'da beraber olsaydık. çiğ sarı ışıklı ampuller tepemizde parıldarken bir sofra kurulurdu. yalnız ikimiz. gerçi ben içmeyi bilmem ve sevmem. sen, benim yerime de içerdin. sonra anlatsaydın bana sevdiğin kadınları, çok sevdiğin ama kavuşamadığın aşklarını , yıkılan yuvaları, bozulan yeminleri. utanır mıydım acaba senin yanında ben de sevdim demeye? senin kadar güzel sevebilmiş miyimdir ? ama sen küçümsemezsin beni. eğer sorarsan, madem aşkı tattın neden sen de içmiyorsun ben de derim ki sarhoşluğum ezeli, açığa çıkmak için bir kara kırlangıcı bekliyormuş. aferin diye sırtımı sıvazlarsın evet işte böyle sevmeli, rüzgar gece yarısından sonra iyiden iyiye sırtımızı ürpertmeye başladığında, hadi derdin artık kalkalım, yarın da bizi bekleyen bir deniz, yaşamamız gereken sevgilisiz bir gün daha var. inşallah rüyanda sevdiğini görürsün, inşallah gözleri hala şu izmir gecesi gibi simsiyahtır..inşallah..
koy, koy, koy, koy doldur bak efkarlandım yine bu gece dizelerinin sahibi yeni nesilin pek bilmediği bilenlerinde kaliteli müzik anlayışına hakim olduğunu düşündüğüm farklı bir ses tonuna sahip ender sanatçılardan über şahsiyet.
ölümüne şahitlik etmiş bir yakınına memlekete giderken ( trakya ) yolcukta eşlik etmişti. sağolsun her şeyini anlatmıştı tanju okana dair. çok yalnız adammış be... bi de şu var piyasa çıkmamış 3 kasedinden biri bu amcadadır. *