kendini kandirmaktir beyninde kurup sekil verip sonra hic tanimadigin birine aitmis gibi dusunmektir. beynin dogru calismadiginin gostergesidir. hatta hastalikli bir beyine sahip olmaktir. hepsinin farkinda olup kontrol edememekte acil tibbi mudahale gerektiginin gostergesidir.....
yukarda whippersnapper nick'li yazar konuyu eksik ve sadece işine gelenleri anlattığından tamamlamayı borç bilirim. evet, orda bahsettiği belki benim. neyse, ya da sizene lan.
lise yıllarıydı. herzaman ki gibi yanımdaki arkadaşımla beraber okula gidecektim ve durakta bekliyorduk. gayet normal bir gündü ordan burdan bahsediyorduk. sonra birinin bana baktığını farkettim. saçım mı bozulmuştu, suratımda bir şey mi vardı acaba niye bakıyordu. umursamadan devam ettim. ertesi günler aynı saatte o çocuk yine ordaydı. bu sefer bende bir faul yoktu ona emindim. tam olarak gözlerimin içine bakıyordu; ama o kadar saf ve içten bakıyordu ki kendimi kaybetmeye yakındım kendimi önemli hissetmeme sebep o bakışlar ve bende aynı şekilde karşılık verdim. bunu yapmamam gerektiğini düşünüyordum.nihayetinde ismini, cismini bilmiyordum belki bir keş, tacizci, tecavüzcü (bkz: kız aklı) olabilirdi tipi ona benzemiyordu neyse, bakmaya devam ettim. diğer günlerde böyle devam etti. sanırım içimde yavaş yavaş tanımadığım birine karşı duygular kabarıyordu; belkinde farkında değildim. farkında olmak istemiyordum.
onun, benim hakkımda neler düşündüğünü bu bakışlarla az da olsa tahmin edebiliyordum; ama o konuşmuyordu sadece bakıyordu bence yaptığı tam bir gerizekalılıktı. bir kız olarak ilk gitmek, erkekle konuşmak abes kaçardı. konuşmaya niyeti yoktu salak madem bakıyorsun gel konuş insan yemiyoruz burda. neyse, sene sonu gelmişti lise bitecekti ve belki o bana bakan tanımadığım bir kişiyi bir daha hiç görmeyecektim. bunu kaldıramazdım ve yaptım.
(ara: kızlar teklif ediyormuş)
evet tam da sandığınız gibi. gidip konuştum. eski numaralardan "kravat bağlamayı biliyor musunuz ?" olayını kullandım. bahanemde ortaya çıkmıştı. sanki bilmiyordum bağlamayı. aptal gibi saat soracak değildim ya. nihayetinde tanımadığım kişiye onun bana bakışlarıyla aşık olmuştum ve ilk konuşmayı da ben yapmıştım. ilersinin çok sikik olacağını nerden bilebilirdim ? yaptığım bir hatamıydı ? kesinlikle. neyse, artık onu da başka zaman anlatırım.
-ben karşı dairedeki kıza aşık oldum galiba.
+kafayı mı yedin sen, tanımadığı kişiye nasıl aşık olur insan?
-abi iki sene önce ayşeye aşıkken, insan arkadaşına aşık olmaz, kardeş gibiyiz dediydin.
+ayşeye ben aşıktım ondan öyle demiştim.
-sen otur, benim acil bir işim var.
insan yapımı bir aşktır. Tesadüfleri düşünecek olursak gerçek bir uyum yakalamak belki söz konusu olabilir. Fakat doğanın dengesini bozan bu davranış elbette cezasız kalmaz. Çünkü yaratılmış bir aşktır söz konusu olan ve bu konuda tekel sahibi gücü düşündüğünüzde monopol piyasa tarafından hiç de hoş karşılanmayacağı son derece nettir.
yüzünü görmediğin,sesini duymadığın, belki de hayalini kurduğun kişiye hissettiğin duygudur. aşk şiiri yazmak için iyi bir nedendir. yazılan şiirler genelde; umut, sevgi, kavuşma, hayal gibi sözcükler içerir.
bir de yıllardır aşık olup bir hayatı paylaştığın sevgiliyi aslında hiç tanımamış olma durumu vardır. bu durumda da çok feci şiirler yazılır. yazılan şiirler ise genelde; nefret, hayal kırıklığı, isyan kelimelerini içerir.*
gayet normal olan bir şeydir zira insan tanıyor olduğu kişiye bir anda ben buna aşık olayım tabiiii ya yıllardır neden bekledim ki diyerekten aşık olamaz.
yoktur öle bişi.birini tanımadan hiç konuşmadan nası aşık olunur ki?ha şöle bişi var ki,kız ya da erkek kahramanımız çok güzeldir veya çok çekicidir de karşı cinsi mıktanıs gibi kendine çeker ancak bu sadece bi yanılsamadan ibarettir.belki kız/erkek kahramanımız konuşunca bir embesile dönüşüyor ha olamaz mı?
zamanında başıma gelmiş hadisedir efendim. lise yıllarında her gün okula giderken sike sike gittiğim bir iett durağı vardı. herzaman ki gibi arkadaşla dal taşşak muhabbeti yaparak o lanet olasıca durağa yürüyordum. olacaklardan habersiz halbuki bu son kez heyecanlanmadan durağa gidişim olucaktı. çünkü orda bekleyen bir kızı gözüme kestirecektim.
neyse, efendim nihayetinde durağa vardım ve bir kız dikkatimi çekti. 1.70 boylarında esmerdi. suratında birazda olsa çiller vardı. çok hoşuma gitmişti. lanet olsun çok güzeldi deli gibi ona bakmaya başladım. tabii ben onun dikkatini çekemeden dahi kız okuluna doğru giden otobüse binmişti. bu böyle yaklaşık 1 ay devam etti. sonra kız ona manyak gibi baktığı mı anladı. birlikte gözlerimizin içine bakıyorduk umarsızca. hiçbir şeyi umursamadan sanırım 20 yada 30 sn'di ama benim için o bir ömüre bedeldi. sonra yine gitti lanet olasıca.
ama artık bu gidişle birlikte bu kesişme ona duygularımı açık açık anlatmıştı. kim bilir benim hakkımda ne düşünüyor beni kimlere anlatıyordu. ben ise hâlâ tanımadığım bir kıza aptal bir sevgi besleyip nasıl tanışacağımı düşünüyordum. çok sikik bir durumdu benim için. içimde olan tüm cesaretimi toplayıp kızla konuşmalıydım. evet, bunu yapmalıydım; ama malesef yapamıyordum. deliler gibi seviyordum onu ya ters bir cevap verirse ? bundan sonra nasıl unutabilirdim ki onu. sabah giderken içmeyi düşündüm. kafa bir milyon olup gitmeyi düşündüm. ozaman çok rahat konuşabilirdim ama bu seferde dilime hakim olamaz. saçmalardım büyük ihtimal aynen şöyle bir şey olabilirdi.
"ulan ben varya seni manyaklar gibi seviyorum adını bile bilmiyorum ama sana hastayım ulan"
tabii ki olmazdı. ilk izlenim herzaman çok önemlidir. öyle ya da böyle bir kaç hafta sonra okul yaz tatiline girecekti ve belkide onu son kez görecektim onun için gayet heyecanlı bir biçimde yine o lanet durağa gittim. herzaman ki gibi kız geldi ve kravatı çözüktü. yanıma yanaştı ve dedi ki "kravatım çözülmüş bağlamayı biliyor musun ?" lan hayır diyebilirmiyim. tabii ki dedim gayet sikik bir biçimde bağladıktan sonra. kız neden öyle baktığımı sordu ve yanlış anlışabileceğini söyledi. ben ise "eee ya aslında şey işte seni birazda olsun tanımak istiyorum..." deyince olay çözüldü. konuştuk ve tanımadığım bir kişiye aşık olduğum halde onu tavlamıştım çok mutluydum amına koyayım. artık onu ayarlamıştım. sevinçten yerimde duramadım yakın arkadaşımı aradım ve uzun uzun olanları anlattım. buda böyle bir anımdır.
