şu anda üniversitemin dans topluluğunda eğitimini devam ettirdiğim gerçekten buram buram romantizm kokan ama eşinle uyumsuzluk veya yetenek yoksunluğundan dolayı çıkan aksaklıklarlada daha çok rezil bir görüntü oluşturabilen arjantinde doğmuş bir dans türü.
bugün tango, tutkunun ve aşkın dansı olarak nitelendiriliyor olsa da asıl çıkışında kendini gösteren duygulanım acı ve kederdir. 1800'lerin arjantin'inde genelev kadınlarının yaptığı bir dans olarak ortaya çıkar tango. bu nedenle o dönemin "soylularınca" aşağılanan ve dıştalanan bir dans olmuştur. latince'de dokunuş anlamına gelen "tangere" kelimesinden gelir adı. büyük buhranın yaşandığı yıllarda oluşan göçler sonucu; buenos aires'e yerleşen göçmenler, büyük umutlarla geldiği bu topraklarda yaşadıkları umutsuzlukları ve acıları dile getirmişlerdir bu dansla. tutunamamak, açlık ve yokluk büyük hayal kırıklıklarını da beraberinde getirmiş kadınların bir çoğunu geneleve sürüklemiştir. hatta dönemin gece kulüplerinde tango, kadını ve güzelliklerini alıcısına gösterme amaçlı da yapılmıştır. bu nedenle dansta en belirleyici olan yüzdeki acı mimikleri ve isyan görüntüsü kaynağını buradan almıştır.
geçmiş dönemde alt kültürün bir dansı olarak görülen ve bu nedenle yapanların da rezil kabul edildiği tango, bugün artık özellikle "sosyetenin" önemli uğraşısı halini almıştır. tango da bir bakıma sınıf atlamıştır desek yanlış olmaz...
muhteşem bir carlos saura filmi. başrolünde cecilia narova oynamakta. arjantin'deki faşist rejim sırasıda yaşanan bir aşkı anlatan bunun yanısıra dönemin siyasal yapısı hakkında da bilgi veren nefis bir görsel şölen. filmin müzikleri astor piazzolla'ya ait. tüm carlos saura filmleri gibi baştan çıkarıcı ve görsel olarak ulaşılmaz bir noktada.
ancak orijinal tango, doğduğu toprakların adıyla, "arjantin tangosu" olarak anılmaktadır. tangonun dramatik duygusu, dans sırasında cok zengin doğaçlama fırsatları yaratması, dansın özünde aşk ve melankoli tutkusunun yatmasından ileri gelmektedir.
tutkunun ve arzunun en etkili ifade biçimi,boyut değişimi sağlıyor.Tabi tangoyu en yakın arkadaşınla yaptığın zaman o pek olmuyor..
asıl tangonun bir örneği:
--spoiler--
arjantinin milli dansı..buenos airesin kenar mahallelerinde yoksul insanların arasında doğmuştur..iç ve dış göçün olumsuz sonuçları,düş kırıklıkları,öfke,acı,yalnızlık,beklentiler ve aşk gibi ögeleri barındırır bu açıdan türkiyedeki arabesk ve rumların anadoludan göç ettikten sonra yarattıkları rembetiko ile benzerdir..tango,milonga ve vals olmak üzere 3 bölümden oluşur..çağdaş tango için (bkz: astor piazzola)
erkeğin yönettiği, en güzel danslardan biridir. öylesine uyum içinde görülür ki tango yapanlar, seyredenlere uzun süre çalıştıkları hissi uyandırır. oysaki o anda olur her şey. tango sahnede başlar, sahnede biter. ne kadın ne de erkek bilir dans ederken ne yapacağını. müzik, erkeğin kulağına fısıldar kollarının arasında sımsıkı tuttuğu kadını nasıl uçuracağını. bir savaş gibidir tango. kadın erkeğin omuzlarını takip eder, hep onun önünde olmak için çalışır, erkek ise onun yolunu keser, çelme takar... kadın kurtulmayı bilir dişiliğini kullanarak.
sven vath ve jeff mills'in ortak yapımı olan mixi öyle gazdır ki. aynı beat ve tempoda gitse de sonuna kadar bir yerlerle tempo tutturarak dinletir kendini. çok sağlam gaz verir harbi diyorum, en son anadolu yakasına bayram ziyaretine geçerken altunizade'de bir çalmaya başladı bir basmışım arkadaş gözümü açtığımda antalyadaydım .mına koyim o biçim gaz veriyor bak şu anda ayaklarım durmuyor mesela ne yapmışsınız siz arkadaş nasıl şarkı lan bu ulan atlayacam şimdi pencereden.
Erkek egemen bir danstır. Her şey erkeğin elindedir. erkek, Kadını istediği gibi yönlendirebilir. Başka bir konu olsaydı asla göz yumulmazdı; ancak tangoda erkeğin yönlendirmesi inanılmaz etkileyici. Kadın belki de hayatında ilk kez bu dansı yaparken erkeğe bu kadar boyun eğer. Hareketini süsleyip süslememesi bile erkeğin isteğine bağlıdır. Ama inanılmaz bir danstır. Hatta dans değildir. Şiirdir. Her adım atışında aşık olduğunu hisseder insan. Aşık olmaya yer arayanlar için sakıncalı. Bir de herkes partneriyle bir süre sonra kaçınılmaz bir şekilde sevgili oluyor. Bu da dansın gücünü gösteriyor. *
Saatlerce hiçbirşey düşünmeden sadece ve sadece müziğin ritmine kendini bırakıp içinden geleni yapabileceğin sonsuz bir özgürlüktür tango. Hayata, kendine dair ne varsa silinir gider insanın aklından. izleyenler dans edenlerin ezbersiz olduklarını anlayamazlar belki ancak tangoda tüm ezberler silinir. Doğaçlama olduğundan tükenmez, yaratıcılığının sınırlarına kadar gider. Bırakılması en güç bağımlılıklardan biridir.Meraklıları için http://www.istanbuldansakademisi.org/