1978 yılındaki Cyclone albümleri bir harika olan, 100' den fazla albüme imza atmış grup. ilk albümleri Electronic Meditation da Klaus Schulze davulcu olarak yer almıştır.
elektronik ambient müzik aleminin mfö'sü... 'elektrodingin' müzik olayının nasıl olacağına güzel bir örnek teşkil eden parçalarından biri için;
(bkz: zeit)
Tangerine Dream, 1967 yılında Edgar Froese tarafından kurulan Alman elektronik müzik grubudur. Grup yıllar boyunca pek çok eleman değişikliklerine uğramış, tek sürekli elemanı Froese olmuştur. Davulcu ve besteci Klaus Schulze de ilk kadrolardan birinde yer almış, ancak grubun en etkili olduğu 1970'lerin ortalarında, en kararlı versiyonu Froese, Christopher Franke, ve Peter Baumann'dan oluşan klavye triosu olmuştur. 1980' lerin başında Baumann'ın yerine Johannes Schmoelling geçmiş, bu kadro da kararlı ve son derece üretken olmuştur.
Tangerine Dream'in başlangıçtaki "Pembe Yıllar" ı (Pink Years) Krautrock' un gelişiminde önemli bir rol üstlenmiştir. "Virgin Yılları" ve sonraki albümleri New Age müziğinin gelişiminde belirleyici bir etken olmuştur, ancak grubun kendisi bu kavramdan hoşlanmaz.
Grup pek çok stüdyo ve konser albümü yayınlamış olsa da, hayranlarının büyük bir kısmı Tangerine Dream'in müziğiyle sayısı kırkın üzerinde olan film müziği albümleri sayesinde tanışmıştır, bunlar arasında Sorcerer, Thief, The Keep, Risky Business, Firestarter, Legend, Near Dark, ve Miracle Mile gibi filmler yer alır.
Kadro
1960' ların sonu ve "70" lerin başında, Edgar Froese' nin Batı Berlin' in underground müzik sahnesinden çeşitli müzisyenlerle bir araya gelmesi ile Tangerine Dream' in çeşitli kısa ömürlü kadroları oluşmuştu. Bu müziksel ortaklar arasında Steve Jolliffe, Klaus Schulze ve Conrad Schnitzler gibi isimler yer almaktaydı.
Forese' nin ortaklıklarından en önemlisi, Christopher Franke ile birlikte çalışmasıydı. Franke 1970 yılında Agitation Free' den ayrılarak davulcu Schulze' nin yerini almak üzere Tangerine Dream' e katıldı, ve sonunda Tangerine Dream' in sequencer gurusu olarak grubun müziğinin tanımlayıcı özelliği olan muntazam (pulsing) synthesizer dizilerini yaratan kişi oldu. Franke Tangerine Dream' den yirmi yıla yakın bir sürenin ardından, 1987 yılında ayrıldı; pek çok kişi Chris Franke' yi sequencer' daki ustalığı nedeniyle Tangerine Dream' in kalbi olarak görmüştür. Gruptan ayrılmasıyla grupta, bazılarının hala dolmamış olduğunu düşündüğü bir boşluk açtı.
Grubun diğer uzun süreli elemanlarının arasında, daha sonra grubun da 1988 - 1991 yılları arasında dahil olduğu New Age plak firması Private Music' i kuran Peter Baumann (1972-1977), Johannes Schmoelling (1980-1985); Paul Haslinger (1986-1990) ve, son yıllarda (1990' dan itibaren), Froese'nin oğlu Jerome yer almıştır.
Çok sayıda başka müzisyen de kısa süreli olarak Tangerine Dream kadrosunda yer almıştı. Stüdyo müzisyenlerinin aksine, bunlar grup üyesi oldukları zamanlarda bestelere de katkıda bulundular. Bu üyelerin en önemlilerinden beşi, Steve Schroyder (org, 1971-72), Michael Hoenig (1975 yılında bir Avustralya turnesinde ve daha sonra Bootleg Box Set Vol. 1' de yayınlanan bir Londra konserinde Baumann' ın yerine geçmişti), Steve Jolliffe (Cyclone albümünde ve ardından gelen turnede nefesli enstrümanlar ve vokal, ayrıca kısa ömürlü bir 1969 kadrosunda da yer almıştı), Ralf Wadephul (Optical Race (1988) albümünde bir parçaya katkısı belirtiliyor, ayrıca grupla birlikte bu albümün tanıtım turnesine çıkmıştı), ve Linda Spa (saksofon, 1990 - 1996 arasında çeşitli albümlerde ve konserlerde yer aldı, 2005' ten itibaren tekrar grupta)
2006 itibariyle Tangerine Dream Edgar Froese ile Jerome Froese' den oluşuyor, "Jeanne D'Arc (2005)" albümünün bestelenmesinde Thorsten Quaeschning' in ortaklığı var. Konserlerde ve albüm kayıtlarında onlara genellikle Iris Camaa ile Linda Spa eşlik ediyor.
Tarihçe
Edgar Froese 1960' ların ortalarında sanat okumak için Batı Berline geldi. Heykeltıraş olarak çalıştı ve diğer isimlerle birlikte Salvador Dalí' den eğitim aldı. ilk grubu, R&B tarzlı The Ones tek bir 45' lik yayınladıktan sonra yavaş yavaş dağıldı ve Froese deneysel müziğe dönerek pek çok müzisyenle birlikte küçük çaplı konserlere çıkmaya başladı. Bu konserlerin çoğu ünlü Zodiac gece kulübünde gerçekleşiyordu, ancak bu arada Froese' nin grubu eski öğretmeni Dalí' ye çalmak için de davet edilmişti. Müzik edebiyatla, resimle, multimedyanın ilk biçimleriyle ve daha fazlasıyla birleştiriliyordu. Yalnızca en uçtaki fikirler ilgi çekti, Froese bu tavrı şu ifadeyle özetliyor: "Absürdün içinde çoğunlukla sanatsal olarak mümkün olan şeyler yatar." Grup üyeleri gidip geldikçe, müziğin yönü Sürrealistlerden alınan ilhamla belirlenmeye devam etti ve gruba sürreal esintili Tangerine Dream adı verildi.
Froese teknolojiye hayrandı ve bunu müzikte kullanacak yeteneğe sahipti. Enstrümanlar yaptı ve gittiği her yerde kayıt cihazlarıyla daha sonraki müziksel çalışmalarını oluşturmakta kullanacağı sesler kaydetti. Bant makaraları ve diğer tekrarlanan seslerle yaptığı ilk çalışmaları, ortaya çıkmakta olan ve Froese’nin de hızla adapte olduğu sequencer teknolojisinin belirgin habercisiydi.
ilk Tangerine Dream albümü olan Electronic Meditation, Froese, Klaus Schulze, ve Conrad Schnitzler arasında bir işbirliği ürünü olan, daha sonraları tanınmalarını sağlayan synthesizer (sentezleme) müziğinden ziyade, bant kolajlarından oluşan bir eserdi. Electronic Meditation 1970 yılında Ohr firması tarafından yayınlandı ve Tangerine Dream' in Pink Years (pembe yıllar) olarak bilinen dönemini başlattı (Ohr firmasının logosunda pembe bir kulak resmi vardı). ikinci albümleri Alpha Centauri' den itibaren grup, Froese' nin gitarı, Franke' nin davulu ve kimi zaman çeşitli misafir müzisyenler ile genişleyen, elektronik enstrümanlar düosu ya da triosu şeklini aldı. Bu dönemde özellikle yoğun bir şekilde Mellotron kullanıyorlardı.
Tangerine Dream 1973 yılında piyasaya yeni giren Virgin Records' la anlaşma imzaladı ve kısa bir süre sonra Phaedra albümünü çıkardı, ürkütücü seslerden oluşan bu albüm beklenmedik şekilde ingiltere albüm listelerinde 15 numaraya ulaştı ve Virgin' in ilk gerçek hitlerinden biri oldu. Phaedra, sequencer kullanılan ilk ticari albümdü ve yalnızca grubun kendi sound' unu belirlemekten çok daha fazlasını gerçekleştirdi. Albümün isim parçasının yaratılması tesadüf eseri olmuştu; grup stüdyoda yeni aldıkları VCS 3 synthesizer ile deneyler yapıyordu ve o anda bant kaydı yapılmış bulundu. Eldeki sonuçları tuttular ve üzerine flüt ile Mellotron performansları nı eklediler. Huysuz VCS 3, diğer pek çok eski model synthesizer gibi sıcaklık değişikliklerine karşı son derece hassastı ve bu nedenle alet ısındıkça osilatörleri kötü bir akort şekline kayıyordu, bu kayma son kayıtta kolaylıkla duyulabilir. Bu albüm Tangerine Dream' in Virgin Yılları adıyla bilinen dönemini başlattı.
Tangerine Dream 1980' lerde, Jean-Michel Jarre ve Mike Oldfield gibi elektronik müziğin diğer öncüleriyle birlikte, synthesizer' ın sesinde devrim yapan yeni dijital teknolojinin ilk kullanıcıları oldular. Teknik yetkinlikleri ve ilk yıllarında kendi yaptıkları enstrümanlarla ve ses çıkarmak için alışılmadık yöntemlerle kapsamlı deneyimleri, bu yeni teknolojiyi daha önce duyulmuş her tür sesten oldukça farklı bir müzik meydana getirmek için sonuna kadar yararlanabilecekleri anlamına geliyordu. Modern dinleyiciye o dönemdeki albümler pek sıradışı gelmeyebilir, ancak bunun nedeni yalnızca onların o zaman kullandıkları teknolojinin bugün neredeyse evrensel olarak kullanılması.
Grup 1970' lerde ve 1980' lerde sık sık tura çıkıyordu. Konserlerde çoğunlukla stüdyo albümlerinde piyasaya sürülmemiş eserleri çalıyorlardı ve dolayısıyla bu konserler büyük ölçüde kaçak olarak kaydediliyordu. Son derece yüksek sesle ve uzun süre çalmalarıyla nam salmışlardı. Grup konserlerinin önemli bir kısmını piyasaya sürüyordu ve bunların bazılarında daha sonra stüdyo albümlerinin belkemiğini oluşturacak malzemeler üzerinde çalıştıklarını duyabilirdiniz (örneğin, Johannes Schmoelling' in gruba katılmasından kısa süre sonra Doğu Berlin' de verdikleri bir konserin kaydı olan Pergamon albümü, daha sonra Tangram albümünde ortaya çıkacak pek çok tema içermektedir).
Çoğu albümleri tamamen enstrümantaldi – görünür şekilde sözlü şarkılar içeren iki albüm, Cyclone (1978) ve Tyger (1987) (ikincisi müzik üzerine okunan William Blake şiirleri içermektedir) hayranlardan tepki görmüştü. Grubun diğer çalışmalarında, örneğin 1981 yılının Exit albümünde yer alan "Kiew Mission" adlı parçada, ara sıra vokal kullanılmış olsa da, grup vokal kullanımına yalnızca kısa süre önce, Dante' nin ilahi Komedya' sına dayalı müziksel bir üçleme için geri döndü.
Tangerine Dream' in ilk konserleri modern standartlara göre görsel olarak oldukça sönüktü, üç adam, bağlantı kablolarıyla birbirine bağlanmış büyük elektronik kutuların yanında, birkaç yanıp sönen ışıkla birlikte, saatlerce oturuyordu. Bazı konserler ise tamamen karanlıkta verilmişti! Zaman geçip teknoloji ilerledikçe, konserler görsel efektler, aydınlatma, lazerler, havai fişekler ve projeksiyon görüntüler ile çok daha ince ayrıntılı hale geldi. 1977 yılında Kuzey Amerika turnesinde tam boy Laserium efektleri kullanmışlardı.
Komünist bir ülkede konser veren ilk önemli Batılı gruplardan biri oldukları 1980 Doğu Berlin konserinden sonra, Tangerine Dream demirperdenin ardında çok popüler hale geldi. 1980' lerin başında Polonya' da en sevilen gruplardan biriydiler, hatta orada verdikleri konserlerden birini Poland adıyla çiftli konser plağı olarak yayınladılar. Müziğin soyut doğasından ve muhtemelen şarkı sözleri olmamasından dolayı, pek çok diğer Batılı grubun aksine yetkililerin sansürüne maruz kalmadılar. Poland albümü ile grup Jive Electro plak şirketine geçti, bu Mavi Yılların (Blue Years) başlangıcıydı.
Tangerine Dream 1980' lerde yirmiden fazla filmin müziklerini yaptı. Bu konu 1960' ların sonlarından beri Froese' nin ilgi alanındaydı, o yıllarda pek bilinmeyen bir Polonya filminin müziklerini yapmıştı. Grubun film müziklerinin çoğu, en azından kısmen, eski stüdyo albümlerinden bazı parçaların yeniden yorumlanmış hallerini, ya da yayınlanacak albümleri için üzerinde çalışılan malzemeleri içeriyordu; örneğin, Thief film müziğinde yer alan "Igneous" adlı parçayla, stüdyo albümleri Force Majeure' de bulunan "Thru Metamorphic Rocks" adlı parça arasındaki benzerliğe dikkat edin. Televizyonla ilk tanışmaları, o sırada üzerinde çalıştıkları Le Parc albümünde yer alan bir parçanın "Streethawk" adlı televizyon dizisinde ana tema olarak kullanılmasıyla gerçekleşti (Bu dizi ülkemizde "Şahin" adıyla gösterilmişti). Nispeten ünlü film müzikleri arasında Sorcerer, The Keep, Risky Business, ve Legend gibi filmler yer alıyor. Film müzikleri en iyi günlerinde, müzikal anlamda normal stüdyo albümleri kadar başarılı oldu ve grubun pek çok hayranı onları sinema ya da televizyon çalışmaları ile keşfetti.
Grup geçmişte Ohr, Virgin, Jive Electro, Private Music ve Miramar yapım şirketleriyle çalışmıştı, önemsiz film müziklerinin pek çoğu ise Varese Saraband etiketiyle yayınlanmıştı. Grup 1996 yılında kendi plak firmaları TDI'ı kurdu. Sonraki albümleri günümüzde genellikle normal perakende dağıtım yoluyla değil, posta siparişi yoluyla bulunabiliyor. Aynı durum, grubun kendilerine satın aldığı Miramar şirketinden çıkan albümler için de geçerli. Bu arada, Ohr/Jive Electro katalogları ise ("Pembe" ve "Mavi" yıllar) halen Sanctuary Records firmasının elinde bulunuyor.
Edgar Froese, Tangerine Dream' in çalışmalarına benzer stilde birkaç solo albüm yayınladı. Jerome Froese, TDJ Rome adıyla, "Dream Mixes" serisinde yaptığı çalışmalara benzeyen birkaç dans müziği 45' liği yaptı, 2006 yılında ise ilk solo albümü "Neptunes" i yayınladı. Tangerine Dream hayranlarının ilgi alanına girebilecek diğer solo çalışmalar ise Christopher Franke, Johannes Schmoelling, Klaus Schulze, Michael Hoenig, ve Paul Haslinger tarafından yapılanlar.
Etkileri
Tangerine Dream yola sürreal bir rock grubu olarak çıkmış olsa da, üyelerinin her biri farklı şekillerde katkıda bulundu. Edgar Froese' nin gitar stili Jimi Hendrix' ten etkilenmişti, Chris Franke ise Stockhausen ve Terry Riley çizgisinde, daha avant-garde unsurlar kattı. Son olarak, Peter Baumann ise grubun çoğunlukla klavye yeteneğindeki eksikliğini telafi etmek için kullandığı yaratıcı beste teknikleriyle (özellikle Ritmik fikirler) katkıda bulundu. Tabi ki bu durum üyeler gelip gittikçe değişti, örneğin Cyclone albümünde Steve Joliffe' nin Yes benzeri etkisi, veya Exit ve Hyperborea albümlerinde Johannes Schmoelling' in örnekleme temelli ses kolajları gibi.
Diskografi
Tangerine Dream, son dört onyıllık dönemde yüzün üzerinde albüm yayınladı (45'likler, toplamalar ve hayranların yayınladıkları hariç). Tangerine Tree, Tangerine Dream konserlerinin ve diğer malzemelerin hayranların yaptıkları kayıtlarla yayınlandığı bir seridir. Ekim 2006' dan beri Tangerine Tree prodüksiyonu durdurulmuştur.*