'elimizdeki osmanlı belgeleri ittihat ve terakki partisi'nin 1915-1916 yıllarında ermeniler'e yönelik bir imha politikası izlediğini göstermektedir' iddiasında bulunan kişi.
Hakkında 'acaba ağır mı yazdım?' diyerek entry mi silmiştim ama vatan haini sıfatını sonuna kadar hakkediyormuş. Türk adı altında ermeni techirini soykırım olarak nitelendiren, vatan düşmanı ermenilerle aynı dili kullanan bir varlık. 'Shame act' adlı sözde ermeni soykırımı yalanını destekleyen bir kitabı vardır. Ayrıca bunun destekçileri içinde 'bakın türk profesör bile var' demek isteyenler için güzel bir kukladır. Mesela 'time'ın şu yazısında yine kendisinden alıntı yapmışlardır.
En azından açıktan hainlik yapıyo rda neler yapabileceğini biliyoruz diyerek bardağa dolu tarafından bakalım.
Katıldığı "Karşıt Görüş" adlı programda karşıt görüşleri duyunca daha doğrusu kitaplarında yaptığı tarih ve belge tahrifleri ortaya konunca bu "demokrat" kişilik anında gerçek kimliğine bürünmüş ve Balçiçek Pamir'e ben sadece sizi muhatap alırım diye stüdyodaki diğer katılımcıları görmezden gelmeye çalışmıştır. Eski yazı Türkçe bilmeden Halaçoğlu'nun çıkardığı belgeleri tahrif ettiğini nasıl iddia eder ve asıl bu iddiayı eden kişi nasıl ciddiye alınır hala anlamış değilim.
Ülkesini soykırımla suçlayan birinin ise ABD adlı işgalci ve soykırımcı bir ülkede neden yaşadığı ise daha anlaşılmaz.
hakkında birçok uydurma bilgi bulunan, araştırmacı yazar. amacı kahrolsun türkler yaşasın ermeniler yönünde değildir. sadece tarih sahnesinde karanlık olan yerleri aydınlatmaya çalışan, bunun için de bulabildiği bütün kaynakları kullanan kişi.
şu an kanada'da yaşamaktadır, çünkü 1975-80 döneminde devrimci yol komitesinde bulunduğu için türkiye'de hala yasaklıdır.
"adına tehcir, kırım, soykırım ya da ne dersek diyelim... yaşanmış acıları anlayan, nedeni ne olursa olsun, dini, etnik kökeni farklı diye insanlara karşı işlenmiş cinayetleri kınayan bir dil geliştirilmedikçe sorunun çözüm doğrultusunda sağlıklı adımların atılması mümkün olmayacaktır. Yani öncelikle ihtiyacımız olan şey, ahlaken, vicdanen kabul edilemez bir eylemle karşı karşıya olduğumuz gerçeğini görmek ve buna uygun bir dil geliştirebilmektir." beni etkilemiş paragraflarından sadece biri, ermeni meselesi hallolunmuştur - osmanlı belgelerine göre savaş yıllarında ermenilere yönelik politikalar kitabının arka yüzünde bulunan bir paragraf aynı zamanda.
kendisini yanlış yorumlayanlara, oradan buradan duyduğu, internet sitesinden gördüklerine inananlara selam ederim. ermeni soykırımı yoktur'u kanıtlamadan kabul ettiren, yararlı örgütler-zararlı örgütler diye ayrım yapan bir eğitim sistemini ve hala bu eğitim sisteminde kazandığı bilgileri kullanan insanları, taner akçam'ı okumaya davet ediyorum.
Ermeni Soykırımı Amerika'da keyifli bir intikam romanı gibi değerlendirilir. Bu romanı yazanlar, her yıl yeni görüşler, öneriler ve bazı belgeler sunarak dikkat çekmeye çalışırlar.
Anlatılanlar, işin aslını aktarma konusunda tereddüt yaratınca, destekçi kadrolar ile yeniden canlandırma merakı dikkat çeker. Son yıllarda en çok ilgi çeken konu budur.
Acaba bu yıl yeni olarak neler bulundu, bulunanlara göre neler yeni şeyler gibi sunulmak istendi?
Geçmişte bir grup tarihçi kadro sürekli itham ile öne çıkardı. Bunlara "diaspora beslemeleri" denirdi...
Bu yöntem de kısa sürede kendini tüketti. Bu kez, Türk tarihçileri ve edebiyatçıları bu bahislerde konuşturmak yolu denendi.
Böyle bir Türk aydını olarak sunulan kişi, Ermeni soykırımını dillendiren 3-5 şey yazıp söyleyince büyük bir tarihi itiraf hüviyeti verilmeye çalışıldı. Başlangıçta çok etkili oldular.
Kademe kademe bunları yaşadık. Bu gelişme içinde en fazla dikkat çeken isim, Ermeni Diasporası'nın sıklıkla referans gösterdiği (kullandığı) isim Taner Akçam oldu.
Akçam, 60'a yakın yaşlarda. Ardahanlı bir köy çocuğu. Bölge sosyolojisini iyi bildiği varsayılıyor. ODTÜ mezunu. 70'li yıllarda solcu çalışmalarda dikkat çekiyor. Hapse mahkum olmuş. Hapisten kaçmış. Almanya'da çalışmış. Şimdi Amerika'da...
Böyle bir özgeçmişin Amerika'da dikkat çekmesi doğaldır.
Nitekim Ermeni soykırım iddiasının, dikkatini çeken isim olarak öne çıkmış; belki de en tesirli fotoğraf olmuş. Genelde 24 Nisan'a yakın tarihlerde ortaya çıkan bu tartışmalı sima, şimdi yeniden gündemdedir.
Amerika'daki Türk akademisyenler Ermeni konusunda ikiye ayrılmış durumda. Taner Akçam bir grubun başını çeken isim. Türkiye'yi Ermeni soykırımı konusunda savunan akademisyenleri Türk Dışişleri'nden para almakla suçluyor. Açık anlatımı ile "satılmışlar" diyor.
Bu işin bir de karşılığı var. Amerika'da bulunan bir grup akademisyen de Taner Akçam'ı Ermeni Diasporası'ndan para almakla suçluyor. Açık anlatımı ile Akçam'ı Ermenilere "satılmış" olarak gösteriyor... Bunlar Türk, Amerikalı ve Avrupalı akademisyenler...
Taner Akçam, son olarak Ermenilerin örgütlediği bir toplantıda üç Ermeni siyasetçinin refakatinde bu konuyu yeniden gündeme getirmiş. Yine vermiş veriştirmiş. Bu arada sadece Türk tarihçilere değil, bu konuyu tarafsız değerlendiren yabancı (özellikle Amerikalı) tarihçileri de satılmışlıkla suçlamış.
Bu grupta biraz korku hakimiyeti de var. Taşnak - Hıncak çetelerine karşı hedef gösterildikleri endişesini taşıyorlar.
Şimdi Amerika'daki Türk tarihçileri adına Prof. Hakan Yavuz, bu konuyu mahkemelere taşımış ve Akçam'ı tazminata mahkum ettirmek için deneyimli ve ünlü avukatlarla temasa geçmiş. Nasıl bir sonuç alacağını merak ediyorum. Sanki bu kez başaracakmış gibi görünüyor.
Önemli olan 100 yıldır bir teranenin gına getirmemiş olmasıdır. Muhtemeldir ki 2015 yılında bir dünya olimpiyatı toplar gibi bir felaketli Diaspora gösterisi yaşayabiliriz.
(Yılmaz Karakoyunlu, Habertürk, 15.07.2011)
ermeni diasporasinin "bakin durust turk bilim adamlari da bidi bidi vidi vidi diyor, bizimle ayni goruste... " diye ornek verdigi bilim adami. ulan ipneler, sizinle ayni dusunmeyen turk bilim adamlari durust degil mi? durust turk bilim adami diye isiniz taner akcam'a kalmissa vay halinize. peki taner akcam neden buna karsi birsey demiyor, "bakin ermeni dostlarim karsi gorusteki bilim adamlari da durust, sadece farkli dusunuyoruz" demiyor?
ermeni soykırımı meselesine kafayı takmasa şu an medya da yöneticiydi. bir ara tarafta yusuf halaçoğlu ile ayşe hür'ün köşesi üzerinden tartışmıştı. 3-1 maçı almıştı.
bu akşam Habertürk'te izlerken utandığım, kitaplarına bakıp diğer kitaplarla karşılaştırırsanız, bilgilerin ancak bu kadar saptırılabileceğini gördüğünüz doktor olabilmesine şaşırdığım adam. Türkiye dışındaki ülkelere yaranabilmek adına kendi ülkesi aleyhinde her yerde konuşan, Türk olduğundan şüphe duyduğum şahsiyet. Ancak yardımcı doçent doktor orhan çekiç'i tebrik ederim, çekiç tarafından soruları çok güzel cevaplandı. herkes gibi onun da verebilecek başka hiçbir cevabı yok, çünkü yargı organlarının vermesi gereken sözde soykırım kararını, ancak lobi çalışmaları yaptıkları ve finansman sağladıkları hükümetlerde geçirebilmişlerdir.