genç adam yaşlıya sordu:
nedir ömrünü neredeyse geride bırakmış seni,
yaşamı önünde uzanan benden ayıran?
yanıtladı yaşlı adam:
ben daha çocuğum.
gerçi, gelen yeni gün,
daha fazla görünür geçenden,
olmuş bitmiştir çünkü eskisi.
ama gelmemiş olsada yeni gün
eskisinin olduğunu olabilir ancak,
çünkü o da büyüyecektir solarak.
o da gün gibi tepeye tırmanır öğleye doğru
en sıcak olmadan sıcak zirveye ulaşır
ve bir süre sonra orada kalır
artan ağırlığıdır onu aşağı çeken
zaman ilerledikçe akşamın derinliklerine doğru çekilir
ve bir gün önceki gibi gelip geçtiğinde tamamına erer
ama hiçbir şey gerçekten kaybolmaz.
kalır,
çünkü olmuştur,
geçmiş olsa da
gösterir etkisini
ve ardından gelen yeniyle
çoğalır.
gelip geçen bir buluttan düşen
bir damla gibi,
karışır okyanusa,
kalıcı olana
ancak olabilecekken oldurmadığımız,
düşüp de yapamadığımız,
düşüncesini bile tamamlamadığımız
i̇şte bunlar deneyimlemeden bilinmeze bıraktıklarımız.
bunlardır bedelini ödemekten korktuklarımız
bunlardır kaybolacak.
yaşanmamış her şey sonsuza dek kayıptır.
doğru ve uygun zamanın tanrısı, işte bu yüzden
gencecik biri gibi görünür gözümüze,
önünde bukleleri,
ardında keli olan.
önünde buklelerinden yakalarız onu,
arkasında boşluğu kavrar ellerimiz.