hakkında binlerce acı tanım yapılacak durumdur.hayır amaç aranmak olsa gene eyvallah, bütün mesele 1/2 oranında çağrı bırakmak , bak bak tırsaklığa bak!!
tam evlenmek üzereyken evi alamancı bir bekar kızın araması gibidir. kıllanırsın acaba müstakbel eşin küçük bir sınav mı yapıyor diye. ama bakarsın kız konuştukça konuşuyor, etliye sütlüye bulaşmadan hoşça vakit geçirirsin. kızın adres olarak da 45 km uzaktaki ilçeyi vermesi de kıllanma oranını epey arttırmaktadır.
turkcell kullanıcısı ise telefon ekranına *253# yazıp yes tuluna basarak bu dertten kurtulabilecek olan kişidir. iptal etmek isterse şayet #253# yapması yeterlidir.
zamanında platonik aşk yaşamış olanlara adıyorum bu entryi. başlıyoruz;
şimdi şöyle bir durum vardır platonik aşkınızı bir kere özel numaradan aramadıysanız henüz platonik aşkı doya doya yaşamamışsınız demektir. lütfen arayın ve sonra okumaya devam edin.
eğer bu işlemi yerine getirdiyseniz şöyle bir umut vardır içinizde, platonik aşkınız da size aşıktır ve o da sizi bir gün gizliden arayacaktır. asla o olup olmadığını bilemeyeceksinizdir onun hiç bilemediği gibi. hatta belki bir gün sevgili olduğunuzda bir birinize bunu anlatıp dışarıda yağan karı seyrederken sarmaş dolaş oturacaksınızdır.
platonik aşk işte ya masumluğu güzelliği burada, bu hayallerde.
neyse işte. sıcacık yatağınıza yatmışsınızdır. hafif hayaller sizi uykuya götürmek üzere iken bir anda telefonunuz bangır bangır çalmaya başlar. arayan özel numaradır. bir anda heyecan basar içinizi. ya oysa? telefonu ayı gibi açmamalıyım falan dersiniz kendinize. ikinci, üçüncü en geç dördüncü çalışta açarsınız. ve sonra hayalleriniz bir anda gelen ses ile patlar söner yok olur erir biter.
karşıda orta yaşlı bir adam vardır (tahmin) ve nefes nefese "vuruşalım mı?" der. işte o an, o an anlatılamaz. işte o an anlarsınız ki bugün o gün değildir. bugün bir abazan vatandaşın sizi arayarak sanal seks vasıtasıyla "vuruşmak" istediği gündür. siz burada büyük ihtimalle gecenizin içine sıçacak kadar sık arayacak sapığınızla baş başayken platonik aşkınız mışıl mışıl uyuyordur. ama denemeye devam edeceksinizdir. yarın gece o telefon çalsa yine açacaksınızdır, açmazsanız içinizde kalacaktır.
işte böyle bir şeydir tam uykuya dalmak üzereyken özel numaradan aranmak...
tam uykuyla hasbihal edecekken, yumuşak yastıkla günün en samimi anlarını yanağınızı ona hırşt hırşt sürüp yaşarken, kemiklerinizin huzura erişini hissederken, özel bir numaradan gelen arama ile uykuya dalma eyleminin baltalanması halidir.
hayırdır inşallah diye bakıyormusunuz, o da ne? özel numara!
o an için, o bir an da kısıtlı saniyede şu kadar şey anında aklınızdan geçebilir.
alacaklı mı? mehmet olabilir bu hafta söz verdiydim çocuğa ayıp ettik ya! Tüh ne diycem şimdi oysa,
yok yok o değildir, ayşedir 1 haftadır kızdan gelen telefonları açmıyorum. şimdide özelden aramaya başladı.
bak ısrarla çaldırıyor ya... kim bu? Ayşe olsa şimdiye kapatmıştı...
Arkadaşlar yoksa bu saatte yine bi alem mi yakaladı? oraya mı akıcaz bu gece!
Rüstem ? Fuat? Zehra ? Hayri? Annem ? Ablam ? Eniştem ? Yav kim bu...
Açsam mı ?
ya, açmayım be...
.
.
.
Ya Çalıyor hala! Deliricem ya kimsin sen karrrrdeşimmmm gece gece????
E telefonu açmadan sorarsam bilemem tabi -Ehue-
senin ben .... şeklinde başlayacak olan küfürler silsilesinin sebebi olan olaydır. hiç gerek yok böyle şeylere. insanın telefonunu parçalamasına kadar varabilecek olan da aramadır aynı zamanda.
uyku problemlerinin, dertlerin, sıkıntıların arasında uyumaya çalışmakta olan insan, tam da uyumak üzereyken, çalan telefona ne yapmaz?
insana, arayan kişinin elleriyle ayaklarının yer değiştirmesine bile sebep olabilecek derecede güçlü beddualar ettiren durum.
bunun bir de 'sabahın köründe gsm operatörünün mesaj göndermesi' versiyonu vardır ki, küfürlerden küfür beğendirir insana.