Saatinde otobüsün gelmemesinden sıkılan bünyenin, sıkıntıdan yaktığı sigaradan daha bir nefes almışken, otobüsün çıkagelmesine sevinsin mi, sigarayı bitirmeden atmak zorunda kalmasından üzülsün mü tribine girmesine neden olan Murphy yasalarından birisidir.
atmaya gerek yok yaktığınız kısma parmağınızla vuruverin, sigarayı koyun pakede. indiğinizde tekrar için. gerçi tadı bok gibi oluyor ama bir paket sigara 5tl olunca kıyamıyor insan.
içeyim, bir sonrakine binerim dersin. sigaran biter, beklersin beklersin ama sonuç nafile hâlâ ikinci minibüsten ses yoktur. en iyisi bir sigara daha yakayım dersin. yakarsın ve (acı ama gerçek) tam yaktığın an ikinci gelmiştir. aynı olay tekrar etmektedir. hemen o ikinciyi söndürüp binmelisin, yoksa kısır bir döngüye girebilirsin. ve bu entry aklına gelip eyvah, şimdi ne yapmalıyım diye düşünmeye başlarsın. aslına bakarsan, hiç içme kardeşim. yani ne olursa olsun içeceğim diye düşünüyorsan da en azından beklentin yokken iç.(burada sana iyilik yapıyorum, hayat beklentilerle doludur ve sen beklentin yokken içmeyi beklersen kim bilir belki sigarayı bile bırakabilirsin.hatta uslu birer çocuk olursak, kim bilir belki şirinleri bile....)
e iyi işte denilen olay. farz-ı misal, acelen var çıktın evden otobüs durağına gittin baktın gelmiyo otobüs yak bi sigara aaa bi bakmışsın gelmiş. aslında sigarayı hiç içmeyipte o parayla araba alan insanlar tanıyorum ben.
Durumla karşılaştığımda, sigaranın köz olan kısmını bir şekilde söndürdükten sonra, cebime koyup yolculuk ardından tekrar yakmanın keyfini yaşayarak sonlandırdığım hadisedir.