kelimelere dökülmesi güç, anlatılmak isteneni karşıdaki kişinin layıgıyla anlamasını saglamakta imkansızlık yaratan oldukça bugulu hislerdir. histen öte, bir 'an' da olabilir. toparlanmamış halde bulunurlar ki toparlayabilmek için çogu zaman kişinin kendi çabası yetmez, karşıdakinin de bu hissi yaşamış olması gerekir. şu anki açıklamam dahi, örneklendirmedigim sürece bu ifadesiz hislere dahil olacak gibi görünüyor.
kişinin deja vu yaşadıgını sandıgı bir andaki kareyi tekrar gözünde canlandırması ve bunu yinelemesi, ''yok yahu uydurdum galiba ilk defa yaşıyorum bunu'' demesine yol açar. çünkü o bir anlık bir silkinmedir. bir kitabı okurken bir paragrafı daha once okudugumuzun ayırdına varırız diyelim ya da öyle sanırız. çevresindeki objelerin oldukça flu göründügü geçmişten bir sahneye saliselik bir seyahat yaşarız. ama o paragrafı başa alıp okudugumuzda, o sırada bulunulan ana çoktan geri dönülmüş ve ortama tekrar uyum saglanmış oldugundan aynı etkiyi yaşayamaz ve az onceki duygunun aslında bir yanılmasama, kendini inandırma oldugu kanaatine varırız. o fluluk kaybolur ve garip bir şekilde özlenir.
söz konusu tespit(imsi), tarifi tam yapılamayan bir duyguyu anlatıyor ve ne kadar kasılırsa kasılsın dogru ve vurucu cümlelerle somut kılınamadıgından kişi çileden çıkıyor. bu noktada, aynı hissi yaşamış biri ''evet evet bana da oluyor o'' dediginde, duygusunu anlatmaya çabalayan zavallı parmak şıklatarak ''heh sen çok yaşa'' deyip büyük bir ferahlama yaşıyor.
insanın uykuya henuz geçtigi bir anda birden yatakta titremesi, vücudunu attırması ne bileyim cin çarpmışa donmesi ifadesi güç hislere örnek verilebilir.
hatta bu tür hislerin büyük bölümünü uyku ve rüya parsellemiştir. rüyaya geçiş anında bir boşluktan düşüyormuş gibi, nasıl ifade etmeli, merdivenlerden kayarcasına süzülüyormuş gibi olup da uyanmak da bilincin pek açık olmadıgı anlarda tanık edilen bir deneyim oldugundan açıklaması güç hislerdendir. insanların bu konuda fikir ve cümle birligine vardıkları yegane nokta, ezeli karabasan olgusu olsa gerek.
terkedildiğiniz an ve tam o anda oluşan "bundan sonra ne olacak peki? " hissi, bir de bu hissi de duyup terkedilmeyi kabullendikten sonraki ilk mallık hissi.
lise zamanındayken hoşlandığınız kıza karşı ilgi gösterdiğinizi kızın anlamış olmasına rağmen sizin kalkıp ta bir türlü evet senden hoşlanıyorum diyememenizdir. her tenefüs boyunca kızın etrafında dolanacağım diye en iyi arkadaşınızı bile satarsınız fakat yengeç burcu iseniz bir de asla tam olarak duygularınızı hiçbir zaman ifade edemiyeceksinizsdir.
bende bazen olan bir his. sıkılganlık veya umursamazlık değil. her an olabiliyor bir neden gerekmiyor. çok mutlu veya mutsuz olduğumu tam olarak ayırt edemediğimden kaynaklı bir his, arafta kalmışlık hissi.
iş yerinde bir konuya tam konsantre olmuşken odaya giren başka birinin kel alaka bir soru sorarak cevabı alana kadar başınızda bekleyip kurbağa gibi bakmasıdır.