uzun hava okumak da sevda adamı olmanın gereklerindendir diye düşünüyorum.
mesela, sevdiceğinizle (not: sevda adamları aşkım, hatun falan demez. sevdicek vardır onlar için) uzun bir yolda seyir halindeyken birden yanık bir tondan "Yavri yavri huma kuşu yükseklerden sesleniiiir oy sesleniiiiir" diye girerek yırtmanız gerekir arabadaki sessizliği.
"olunması", başarılması zor bir sıfata sahip olmaktır. peki sevda adamlığına nasıl kavuşulur? etrafınızdakilere "yahu (söz gelimi) nihat da tam bir sevda adamı bee" nasıl dedirtilir?
gelin dilimiz döndüğünce bunları maddeleyelim:
1) sevdayı volkan konak gibi ama şivesiz yaşamak lazım gelir.
2) en ufak bir kavgada ciğerlerinizin solması şarttır.
3) sevdiceğiniz yokken kaşlarınız çatık gezmelisiniz. onunla karşılaştığınız anda suratınızda kocaman bir gülümseme olmalıdır. öyle ki gülümsemeden gayrısı o suratta yer bulamamalıdır. temsil misal: