Geçen gün trt belgesel de bu konuya ilişkin belgesel izledim. Biri kadındı; spor yapma takıntısı vardı. Hemde çok çok ileri derecede idi. Diğeri ise bir erkekti; pislikten haz etmeyen birisiydi. Her saat duş alıyormuş ama nasıl duş almaksa her seferinde daha çok sabun şampuan kullanıyor. Her ikisinin takıntısı çok ciddi kötü seviyeye gelmişti. 2 terapist bu kişileri tedavi yoluyla iyileştirme programı hazırladı ve uygulamaya koyuldular. Takıntılarının üzerine giderek korkularıyla yüzleştirildiler ve sonuçlar mükemmeldi. Haftalar sonra iyileşmeye başladılar. Takıntılıkları azaldı ve normale döndüler.
Velhasıl, siz siz olun takıntılık yaratmayın hayatınızda. Yoksa ölüme kadar gider bu süreç ...
Aslında şöyle bir şey var. Mesela temizliğe takıntın var. Bu takıntı sürekli temizlik yapmaktan kaynaklı olmuyor. Eskiden ben öyle sanırdım. Ona iten düşünce tam olarak şu; "burayı temizledim, burası benim alanım,burası güvenli" bu güvenli ve kendi alanın düşüncesi tam bir bağımlılık yaratıyor. Sonuç olarak da daracık konfor ve kontrol alanın dışında kalan yerler eziyete dönüşmekte.
Gerekliyse bir uzmandan yardım alınmalı.
haksızlığa gelemeyen genelde ruhsal içten gelen hissiyattır. eğer ben bi kişiye kafayı takarsam sonu mahkeme dahil her naneyi yaparım hem de gözüm kırpmadan yaparım yeter ki x kişiye kafayı takim.