bir insanın hayatında başına gelebileceğin en en en kötü şeylerin başını çeker zannımca.
kimileri obsesif bozukluk olarak nitelendiriyor bu vahim durumu. yani ilaç yardımıyla hıyar gibi kişilere dönebiliyorsunuz isterseniz. yemeğini yiyen suyunu içen 80 yaşındaki insanlar gibi yani.
etkisi var mıdır bilmiyorum ama solak olmamın da verdiği çeşitli sorunlarla beraber gitgide hayatımı mahvediyor bu takıntı olayı. önceki yıllara göre çok daha fazla takıntılı olmaya başladım ve taktığım konuları günlerce düşünmekten yorulduğum bile oluyor. çözümü var mıdır ? bence sessiz sakin bir dağ evinde herkesten uzakta yaşamak. doğa ile iç içe tertemi hava ile sahte yüz ve kişiliklerden arınmış yemyeşil bir dağ evi.
he yoksa? psikiyatra gidip beni ve düşüncelerimi uyuşturmasından yana değilim. bana tam olarak takıntı yaptığım konuları dizginleyeceğimi garanti etse seve seve giderim ancak bütün beyim kimyalarımın amına koyarak bunu yapacağına inanmıyorum.
eğer hayatını etkileyecek boyuta ulaşmışsa herhangi bir davranış takıntı olmuştur. (bkz: okb)
bunun herhangi bir ilacı yok bana göre. psikiyatrlar genelde antidepresan verir. ama çözüm olmaz. en garantisi içindeki seni yönlendiren sesi dinlememek ve o eylemi yapmamak.
(bkz: kendimden biliyorum)
bir zamanlar bende de vardı, temizlik takıntısı olarak. çok şükür geçti ama hala tuvaletten sonra ayaklarımı yikiyorum oda zoruma gitmiyor. eskiden hep islak mendille geziyordum sürekli brbir yerleri siliyordum.
ve hasıl kelam; zordur takıntılı olmak. asla mutlu olmayacağımızı düşündürür. hiç gecmeyecekmiş gibi gelir ama geçiyor yani umursamamak lazım.
Beyni çok yoran davranış biçimi.
Bir telefon bekliyorum bugün öğlenden önce aramaları lazımdı. Ama aramadılar. istiyorum ki herkes mükemmel olsun. işini zamanında yapsın ama ne mümkün. Beynim birazdan kendini infilak edecek. Evet sorunluyum.
bu kadar boktan bir şey olamaz ya. huzursuz ve sıkıntılı hissettirir, ve takılan şey o kadar saçma ve değersizdir ki bu durum daha da koyar, bunun için mi o kadar kötü hissettim diye.