ofis işçisi tulumu gibi kullanılmadığı zamanlarda zevkle giyilebilecek, gerçekten şık olandır. hatta keşke şapka filan da yeniden moda olsa da giysek 40lar 50ler gibi.
insanların gözünde kesinlikle olumlu ya da olumsuz bir önyargı oluşturmakta.
geçen gün hiç tanımadığım ufak salaş bir meyhaneye iki duble atmak için girdiğimde sigara içmekte olan mekan sahipleri panik halinde elindeki sigarayı atıp, ayağıyla üstüne basarak hiçbir şey olmamış gibi ayağa kalkıp hoşgeldiniz, buyrun çekmesi gerçekten o an acayip komik gelmişti.
meğersem benim mekanı denetlemeye geldiğimi düşünüp, korkuya kapılmışlar. öyle olmadığımı anlattığımda bi oh çekip, kahkaha attılar. mezelerden para bile almadılar.
selam ve rakı ile..
insanı varlıklı, yakışıklı, genç, çekici ve buna benzeyen sıfatlarda gösteren giysi.
tamam tanımı geçtik, şimdi anlatayım.
20 yaşındayım, doğum günüme de 20 gün kaldı.
küçüklüğümde yan komşunun oğlunun eskimiş giysilerini giydim. doğru düzgün hiç kot pantolonum dahi olmadı. evin içinde hep sünepe gibi eskimiş pijamalarla gezdim. hatta yengemin aldığı pijama takımını görünce bu ne diye sordum. insanlar uyurken ayrı giysi giyiyorlarmış düşünsene? ben bilmiyordum, o zaman öğrendim. birkaç bayram haricinde bayramlığım dahi olmadı. 17 yaşına kadar okul gömleği hariç gömlek giymedim. hep eski püskü tişörtlerle idare ettim. evde ailemle yemek ve para konusu hariç en çok tartıştığımız konulardan biri giyecek konusu olmuştur. aynı giysileri çevirip çevirip giymekten sıkılmıştım. koca kışı 2 kazakla geçirdiğim bile olmuştu. lise mezuniyetinde takım elbise alır bizimkiler, ben de giyerim diye düşünmüştüm ya da en azından ona benzer gömlekli pantolonlu bir şeyler diye hayal ediyordum. mezuniyetten 2-3 hafta önce babam vefat etti. törene katılmadım. giyemedim. şimdi üniversite üçüncü sınıfa geçtim. alt seviye bir aile olduğumuz için de hiç resmi bir ortamımız olmadı o yüzden takım elbise ihtiyacım olmadı. şimdilik kendimce yazdığım öyküyü çıkarıp yazarımsı olmayı hayal ediyorum. olur da bu hayalim gerçekleşir ve imza günleri düzenleyecek hale gelirsem işte o vakit kendime ilk takım elbisemi alacağım.
Oldum olası sevmediğim ve sevmediğim halde 32 yıllık hayatım süresince 15-20 defa giymek zorunda kaldığım veya zorunda bırakıldığım kıyafet. Temsil ettiği veya temsil ettiği düşünülen şeylere tavım çünkü.
Bugün yine bir yerde ayak üstü dikilirken belediye başkanı vali ve türevlerinin bir yerden çıkışına şahit oldum. Aman tanrım... Siyah passat ve jettalar kapıların önünde şoförler araçların başında siyah gözlüklerle bekliyor. Bir telaş bir depdebe yaşanıyor etrafta. Polisler sağa sola doğru hızlı adımlarla yürüyor bir yerlere bakıyor sonra tekrar geri geliyor. Bir diğeri telsizden yolların durumunu soruyor trafik var mı Yok mu? Telaş telaş korku telaş... Kim ulan bu adamlar? Kapılarını açtığınız önlerinde bükülüp eğilmekten hoşlandığınız utanmasanız ömercik gibi suratlarına bakıp "beni sef amca oyulmu" diyeceğiniz adamlar kim?
Nedir olm bu takim elbiseli fetişizminiz? Kariyer kuvvet güç para görev mi bunların sebebi?
Hayatınız da kaç defa karınız arabaya binecekken koşturup kapıyı açtınız? Başı arabaya çarpmasın beyin kanaması geçirir mazallah diye o arabaya binerken elinizi arabanın kapısının üst kısmına doğru kalkan yaptınız? Veya kaçınız anne-babasının Karşısında böyle masum böyle el pençe durdu? Merak ediyorum gerçekten. Bu kapıları açtığınız adamlar neyi temsil ediyor? Siz kimsiniz? Tarikat falan mısınız? Sizi çok merak ediyorum...