andorralı futbolcu milli takım'ın kaldığı otelde garsonluk yapan biriymiş. hatırlatmak gerek, lefter de bir zamanlar fenerbahçe'den para almak istememiş ve ayakkabı boyamıştır. yani o amatör ruh kadar güzel bir şey yok futbolda. tabi sizin için her şey para olmuş amk.
bunların espri anlayışına sokayım ben. oyuncu garsonluk yapıyorsa bunun nesiyle dalga geçilir ki?
takvim gazetesi de benim kıçımı sildiğim bir gazete mesela. bununla dalga geçiyor muyum? ayıptır, yakışmaz böyle başlıklar.
fenerbahçeli olmama rağmen yıllar evvel bizim taraftarda rızaya ''rıza efendi 2 ekmek 1 süt'' pankartı açmıştı rezilce. bol bol küfür yedi bu pankartı açanlar benden.
takvim gazetesinin yaptığının hiç farkı yok. bence andorradan özür dilemeliler. karşındaki ülke benim oturduğum mahalle kadar bile olsada yinede bu takvim gazetesine dalga geçme hakkı tanımaz.
origami çocukluğunun dik alasının en baba örneğidir.
dini imanı para, rant olan köpeklerden anca bu beklenir.
bir de utanmadan, tüm türkiye'ye göstermişler rezilliklerini, gazete manşeti diye.
Andorra'yı yenmişiz, bak hele...
aferin, binlerce dolar primi akıtın ceplerine.
ezikliktir, 2 0 yenebildiğin ve senden onlarca kat kötü durumdaki bir takım için bu başlık olmaz. bu 20 yaşındaki bir adamın beş yaşındaki veledi dövüp, ufaklık diye dalga geçtiğini sanması gibi bi şey...
basınımıza bak amk. ilkokul zekasında, yaratıcılığında...
stadı ile dalga geçilmesi kadar pespayedir. futboldan pek anlamam ama bu tarz tepeden bakan kibirli bakışı anlamamak için kör olmak gerek. andorra coğrafi itibarıyla dağlıktır. düz alan bulamazsınız. oraya büyük bir merkez yapmak çok zor ve zaten dikimevi-kızılay, taksim-tarlabaşı kadar bir alanı var oldukça küçük. tabii farketmez o alanda dalga geçenler bunu. görünene bakarlar. aldanırlar. kanarlar.
atacağınız manşeti sikiyim dediğim durumdur. Adamların zaten galibiyet gibi bi hırsları yoktu ki. Maçtan sonra hoplaya zıplaya çıktılar. Sen kendi ülkenden utan ki anca 2 tane attın takvim gazetesi!
andorra'nın 14 numaralı oyuncusu bizim milli takımımızın kaldığı otelde garson olarak çalışıyor ve dünkü maçta da milli takımımıza karşı oynadı. takvim gazetesi ise olayı böyle tiye alıyor. yaziklar olsun...
böyle bir habercilik anlayışı olamaz, olmamalıdır.
habercilik bu şekilde dalga geçmek değildir. insanların zor durumlarını, imkanlarının yetersiz olmasını bu şekilde eleştirmek, bırakın bu şekli hiçbir şekilde dalga geçtirmeyi gerektirmez.
geçmişini unutanların akıllarınca rakiple dalga geçtiği başlık. belli ki andorra'yı küçümseyenler türkiye'nin 1988 ve 1992 avrupa futbol şampiyonası elemelerinde andorra'dan pek de farklı olmayan performanslar ortaya koyduğunu çabuk unutmuş.
1988 elemelerinde türkiye grupta sadece 2 gol atabilmiş, ingiltere'den 8 yemiş, o 2 golü de grubun son maçında gruptan çıkmayı garantilemiş olan yugoslavya'ya 3-2 yenilirken atmıştı. 1992 elemeleri ise daha da vahim; grupta 0 puan ve sadece rıza çalımbay'ın penaltıdan attığı 1 gol.
belli ki türkiye'de gazeteciliği de daha yakın geçmişten haberi olmayan çoluk çocuk yapıyor.