günümüz cemaatlerine atıfta bulunmuş hoş film. şu para toplama olayı yeşil sermayeyi iyi tanıtmış. erkan can' a gelince oyunculuğuna zaten herkes iyi demiş fazla lafa gerek yok.
helal ile haram arasında ki bakir ruh serdenişi önce çıkışlar sonra inişler ve final olarak harap olmuş bir bünye.
sonu bağlanamamış denmiş bence gayet iyi bağlanmış ne yapsaydılar şeyhin kızıyla evlendirip çocuk mu yaptırsalardı. zikir sahnelerinde fazla abartıya kaçılmamış bence her şey olduğu gibi hatta gerçeği daha abartılı diyebilirim. aldığı ödülleri fazlasıyla hak etmiş bir film olmuş büyük bütçeli değil ama büyük senaryolu bir film olmuş.
budizm kokan filmlerde felsefe arayan toplumumuzun bu filmde sekse odaklanması ne gariptir demek ki takvamız bu kadardır.
izlerken beni bu denli rahatsız eden bir film olmamıştı. o psikolojik gerilim sahneleri gerdi beni.
filmde bazı şeyler eksikti sanki, sahneler çıkarılmış aradan, süreci baltalamış bu.
o şeyh ve rauf karakterleri de bilinçli olarak itici yapılmış sanırım. zikir sahneleri, kullanılan sözler falan hiç gerçekçi değil, ne kadar tutarsız klişe varsa doldurmuşlar, güven kıraç'tan umutluydum ama beğenmedim. dediğim gibi, bu yavanlık ve samimiyetsizlik bilinçli yapılmış bu filmde. bir kaç sahne, bir kaç replik iyi sadece. gerisi tırt...
(bkz: zaman kaybı)
takvâ, insanı allahtan uzaklaştıracak şeylerden uzak durmaktır takvâ, nefsin arzularını terk etmek ve yasaklardan uzak durmaktır ve takva; allahtan korkarak günahlardan kaçınmakta, allahın emir ve yasaklarına uymakta titizlik göstermek, allah ın himayesine girmek, emrini tutup azabından korunmaktır diyebiliriz.
çakalların temiz çocuklardan şakirt yapıp nasıl sömürdüğünü anlatan başarılı bir film. feto filmin ana fikrini tam anlayamadığı için o dönem filmi toplatamamıştır.
insan ruhundaki manevi gücün arttırılmış en şuurlu islami inancın akıl ve beyinde yogunlaşmiş halidir. kendini göstere bilen manevi bir elbisedir. akıl ve düşünce ile elde edilir. dolayısı ile güclenmiş ruhun bagışıklık kazanmiş halide diyebiliriz. ruhun bagışıklık kazanması ise islamın gerektirdigi namaz kılmak oruc tutmak hacca gitmek kelimei şahadeti kalple tastik etmek haramlardan kaçınmak büyük ve kücük günahlara dikkat etmek ve isyandan kaçınmak takvanın artmasına inancın yogunlaşmasına sebeb olur.
erkan can'ın mükemmel oyunculuğla zenginleştirdiği filmdir... cemaatlerin aslında nası bir tuzak oldugunu bize gösterir... ayrıca rock müzik kültürünü yayanda bir filmdir
(bkz: zikir)
ne demiş şair; " bahçemizin halinden baharımı kıyasla" sözü ile hayatın gerçekliği ve sözün altında yatan bi'çok anlamı ile izleyenleri kendinden geçiren filmdir.
bu film günümüz muhafazakar insanının nasıl kafayı yediğini çok güzel anlatıyor. dünya ve ahiret dengesi öyle zor ki bunu tutturmaya çalıştıkça aptallaşıyorsunuz. ya tüm dünyaya gözünü kapatacaksın ya da battı balık yan gider sözüyle hareket edeceksin. amına koyim ben bu tutarsızlığa...
yaratıcının yap dediğini yapıp yapma dediğini yapmama iradesi. başarılı olması için kur'andaki tavsiye emir ve yasakları derin derin düşünmek,içselleştirmek,hikmetlerini samimice anlamaya çalışmak lazımdır. bunlar insan hayatını sınırlandırın baskılar değil insanın hayvansal ve bitkisel dürtülerine yani nefsine karşı dirayet kazanıp insan yönünün gelişmesi ve böylece özgürleşmesi içindir. unutulmamalıdır ki nefsin azması durumunda bir sınır olmazsa hiç sınır olmaz. işte takva o sınırın adıdır.aksi taktirde insan ata değil at insana binmiş gibi olur hizmetinde olan nefsinin hizmetine giren sen olursun.''kendisinin ilahı olarak kendi duygu ve arzusunu almış kişiyi gördün mü? allah onu bir ilim üzerine saptırmış, kulağı ve kalbi üzerine mühür basmış, gözünün üstüne de bir perde çekmiştir. allah'tan sonra ona kim kılavuzluk edecektir. hâlâ düşünüp ibret almıyor musunuz? (casiye suresi 23. ayet)
zikir sahneleri bana nedense metal konserlerini hatırlatmış olan filmdir. herkes headbang yapıyor, neredeyse pogo başlayacak, millet nakarata eşlik ediyor. ne güzel lan.
paranın ve modernizmin en saf müridi bile nasıl istemeyerekte olsa yoldan çıkarabileceğini güzel bir dille anlatan film.
muharremin çeşmede yüzünü yıkama sahnesinde, yüzünün suya yansımasına bakınca muharremin yüzü recep tayyip erdoganın yüzüne aşırı biçimde benzemektedir. isteyerek mi yapılmıştır yoksa tamamen tesadüf müdür bilinmez.
konusu,diyalogları ve sahneleriyle gerçekten özel ve cesur bir film.ne olacak nasıl bitecek diye düşünürken ee bu mudur şimdi böyle mi biter bu film diyip hayal kırıklığına uğruyorsun.
kuranda geçen ve yanlış anlaşılan bir kavram. burada allah'tan korkmak değil, nefsine hakim olmak ve allah'ın haram kıldığı şeylerden sakınmak kastedilmektedir. dinimiz kolaylık dinidir ancak dincilerin yani dini kullanarak insanları sömürenlerin elinde korku dinine dönüştürülmüştür.
edit: ey eksileyenler. dinine bağlı insan, haramdan kaçınarak takvaya uymuş olmuyor mu ? cevap verin.