allah'tan son dönemdeki taksilerde dikiz aynasına yerleştirildi de kafamı öne eğip hiçbir şey görememekten kurtuldum. eskiden aşağıdaydı, inene kadar oraya bakıyordum. fakirlikten ölecez anasını satiyim. takside bile havamız yok.
hiç taksiye binip "10 liralık götür abi" diye yol mu tarif edilir allah kahretsin..
taksiye binmenin en büyük düşmanıdır iki tarifesi vardır gece tarifesi ve gündüz tarifesi.
gece tarifesi gündüz tarifesine göre %40 ila %50 civarında pahalı olup en nalet, en istenmeyen tarifedir.
bunun dışında taksinin camından yansıyarak kontrol edilen, yol uzadıkça ve trafik yoğunlaştıkça üzerindeki rakamları hızla değiştiren bir taksinini araba, şoför ve tepe ambleminden sonra olmazsa olmazıdır.
eski roma döneminden çıka gelmiş ve ilk örneği ilkel bir at arabasının tekerlek dönüş sayısına göre düşürdüğü çakıl taşlarını belli bir para ile değer biçmesi sonucunda ortaya çıkmış, özel vasıtadan sonra en rahat ulaşım biçiminin en has gereğidir.
kalbin, hayatla imtihanını saglayan aşagılık icat. keşke bu alet hiç icat edilmeseydi de çirkeflik usulu pazarlıga kalsaydı hersey. şimdi biniyorsun taksiye, selam verirken bile bu merete veriyorsun, belki yapay zeka gelişmiştir de yaptıgın yalakalıkla km basına daha az gecirir diye. sonra taksici abiyle muhabbete daldıgında çakallık yapar, km basına 3 katı atar lavuk. gördügün gibi kalbin 3 katı hızla atar, o an anlarsın ki modern hayatta, kıçıkırık taksimetre bile seni avucunun içinde tutmaktadır. o yuzden; at, avrat, silah ulannn.
yanında para olmayan insanlara stres yaptırır bu alet. saat akşam vakti trafik felçtir. yürüyerek yarım saat alıcak yolu taksiyle 1 saatte gidersiniz ve sonra taksimetreye bakarsınız. böyle durumların bolluğu yüzündende çok küfür yer bu aletler.