istiklale çıkarken şu diyaloga tanık olmuş bulunmaktayım geçen akşam cumartesi günü;
diz kapaklarının üstünde mini elbiseli sarışın orta yaşlı hanım ablamız tekelden hızlı şekilde çıkıp kendi kendine sesli şekilde '' bu erkekler neden bukadar abaza yaaaaa'' demiştir. bunu duyan ben bacakları süzüp erkeklere hak verdim.
Trafik çıkışları düzenlemesi o kadar kötü yapılmış ki cuma, cumartesi geceleri ve nispeten yoğunluk yaşanan diğer günler, eğer metro hattının henüz ulaşmadığı yerlerde oturuyorsanız, taksimden çıkış yapmak mezardayken toprak kazıp çıkmak gibi bir şeydir o kadar başarısız bir düzenleme var.
alanın etrafında binlerce taksi var, fakat taksiler hiçbir şekilde düzgün yolcu almıyor. herkes havaalanı, kartal gibi abes abes uzak mesafelerin peşinde. Duraklar milyonlarca kilometre ötede. dolmuşların nereye gittikleri nereden geldikleri belli değil. özel arabanızla gelseniz inanılmaz bir otopark sorunu var.
Özellikle aksaray yönündeki trafik, insanı katil yapabilir.
her yilbasi gecesi birsuru bayanin taciz edildigi bir meydani olan semt. Nedendir bilinmez bu gercege ragmen hala her sene ne tacize giden okuz nede taciz edilmeye giden bayan sayisinda azalma gorulmez.
Türk müziğinde çalgısal bir türdür. Usulsüz ama kendi içerisinde ritmli tamamen doğaçlama olarak icracının sazındaki ustalığını gösterdiği sözsüz türdür. Makamsal kuralllar çerçevesinde yapılır. Ama allahın emri değildir. isteyen istediği gibi taksim yapabilir. Geçiş taksimi ara taksim son taksim gibi çeşitleri vardır.
yıllar sonra tekrar birlikteyiz..
hepinizi tanıyorum.. hepiniz tanıdıksınız..
yüzleriniz, kıyafetleriniz, kızgınlığınız, hayal kırıklığınız..
hepsini hatırlıyorum..
belki sizlerle savaşmadım..
belki hiçbirinizin omzuna dokunmadım, ama bunun bir önemi yok..
çünkü bizle aynı hak edilen payların alındığı yer burasıdır. tabii yapılan taksim bazen adaletli olmayabilir. ama zaten meydanın adı sadece taksim'dir. adil taksim meydanı değil. ve rüyalarımız da aynı..
istanbulun en çok gezilen yerlerinden biridir. çeşitli olaylara da ev sahipliği yapmıştır. travestilerin de yoğun olarak faaliyet gösterdiği söylenebilir.
ülkenin belediyecilik anlayışını birkez daha yansıtmıştır.dindar,kemalist,liberal farketmez hepsi aynıdır.bütün büyük şehirler biraz fazla yağmur yağdığında batar.büyükler bu halde olunca küçükler elbette batar.
Fransada içinden tır geçebilen kanalizasyonlar yapmışlar ki hem ne kadar yağsa da sel basmasın, hem de bi kablo döşeneceğinde su borusu falan döşeneceğinde o güzelim asfaltı zırt pırt kazmasınlar.
Ama bizde öyle mi? Yok efendim çok maliyetli. E yeni kurulan gelişmekte olan şehirlere başla o sistemi? Uçak fabrikasnı maliyetli deyip kapatan, milli arabasının deposuna benzin koymayı unutan ülkeden ne beklentiniz olur ki?