dünyanın en sevimsiz ve boş meydanlarından biridir. betonarme bir alan ve yeşillikten, ağaçlardan, ferahlıktan uzak bir bölge. bir de oralara hala bina, avm yapmaya kalkışırlar.
gerçekten meydan dediğin geniş, ferah ve yemyeşil ağaçlarla kaplı parklarla çevrili olur. bir avrupadaki meydanlara bak, bir bizimkilere.
Şöyle ferah, Aptal saptal tiplerin takılmadığı, yiyeceği içeceği güzel Cafe/bar tarzı mekanları merak edilen semt. Yeşillendirirseniz sevinirim, zira varmak üzereyim.
neredeyse her hafta sosyal deneylerin yapıldığı güzide semt. bugün bir grup genç sevgiye ihtiyacı olan Zeynep için insanlardan sevgilerini paylaşmasını istedi. çok yapaysınız.
içine sıçmak kelimesinin hafif kaldığı, adeta ırzına geçilen canım yer. Aynı şey istiklal caddesi için de geçerli. Şimdi dükkanlar tek tek çıkıyo, otellerin çoğu boş.
Türkiye’nin en fazla sanayileşmiş, proletaryanın yoğunlaştığı ve emekçi kitlelerin nüfusa oranının fazla olduğu kentinin en ünlü meydanı, Türkiye işçi sınıfının hafızasında önemli bir yer tutuyor ve Türkiye’nin devrim tarihinde altın gibi parıldıyor. Bu kent istanbul ve bu meydan Taksim’dir. Böyle bir hafıza her ülke işçi sınıfına nasip olmaz. Bize özgü. Hafıza işçi sınıfı için sanıldığından çok daha büyük önemdedir. Hafızasız bir işçi sınıfı kimliğini yitirmiş, ne olduğunu ve olabileceğini unutmuş bir sınıftır, kolay lokmadır. Hafıza işçi sınıfının devrimci savaşım için deneyim ve ders deposudur. Hafıza savaşımda hangi okulların nasıl bitirildiğinin belgesidir. Uzak ve yakın geçmişimizde (2013 Haziran direnişi) çok değerli anıları olan Taksim meydanı, işçi sınıfı ve devrimci sosyalistler için bu yüzden vazgeçilmezdir. Taksim meydanını işçi ve emekçi kalabalıklara kapatmaya kalkışan zihniyet işçilerin, emekçilerin düşmanı olan kapitalistlere aittir çünkü bu kapitalistler her zaman işçi sınıfını hafızasızlaştırmak ister. Bunun kapitalistler için neden önemli bir silah olduğunu yukarıdaki sözler yeterince açıklıyor olmalı. Bu zihniyet kapitalistlere ait olduğu için, sermaye birikimi için dolayısıyla sermaye birikiminden başka bir şey olmayan onlar çok pratik, çok gündelik özel bir amaca da hizmet ediyor: Taksim meydanı kentin içinde, ticaretin döndüğü, çevresinde mağaza, otel ve dükkanların bulunduğu bir meydandır. Yani çeşitli boylardan kapitalistlerin işgal ettiği bir yerdir. Böyle bir yerde bir amaç doğrultusunda, devrimci ve devrim müttefiki sayılabilecek yüzbinlerin toplanması, onların ve meydanın kapitalistler için anlamını ve işlevini; robotlaşmış sadık tüketiciler ve tüketim merkezi olma işlevini kaybetmesi demektir. Hele de Haziran direnişindeki gibi, ‘’Taksim Komünü’’ ve ‘’Devrim Market’’ örneğindeki gibi kendi zorunlu tüketimlerini kapitalistlere ihtiyaç duymadan, alışverişi aradan çıkararak örgütlemeye çalışan bir kitle varsa. Siyasal iktidarı oluşturan her boydan kapitalist ortak iradeyle bu sebeple de işçilere, emekçilere Taksim meydanını yasaklamak ve onları, kendilerini rahatsız etmeyen, sermayenin sömürü ve soygun düzenini rahatsız etmeyen bir yere sürmek ister. Dolayısıyla Taksim meydanı, Türkiye işçi sınıfının her boydan kapitalistle olan sınıf çelişkisini somutlayan bir yer olma anlamına da kavuşmuştur.
Tüm bu sebeplerle, istanbul’da 1 Mayıs meydanı Taksim meydanıdır. Bu söz kanla yazılıdır.