devletin çizdiği sınırlar içerisinde 1977 nin %1 i olan 5 bin kişiyle taksimde kutlama yapmayı zafer sayan kofti anarşistlerin, yalan sosyalistlerin bir başka kendini kandırma cümlesidir.
zaferi kazanan "vicdanlı" ve "işçinin yanında" pozunu köylüye vermiş olan hükümettir; işçiler değil.
buna alet olunduğu için üzülmesi gerekenler küçükcük akp propagandası zaferlerini kutlamaktadırlar. arkadaş; eskiden sosyalistler açık göz, zeki, okumuş çocuklar falan olurdu, şimdikileri sokaktan topluyorlar büyük ihtimal.
bir baltaya sap olamayan 80 öncesinde berber çırağı olurdu, şimdi sosyalist oluyor anladığım kadarıyla
Dişi var mı denecek deli saçmasıdır.Ne devrimi yahu?Ne kazanması?Gören de çok büyük silahlı çatışmaların ardından taksime girdiler zannedecek.Devlet gerçekten sıksa,polisine "alma bunları!" dese girebilecek miydiniz?Evet belki girerdiniz ama sonrasında biber gazının o rahatlatan etkisinden topuklarınızı kıçınıza vura vura kaçardınız.Ne zaman bitecek şu komünist tayfanın züğürt mastürbasyonları anlamakta cidden güçlük çekiyorum. Türkiye nüfusuna oranla yüzde sıfır bilmem kaçlarda bir destek bulan görüşle nasıl devrim yapacaklar anlayamıyorum.Tanrı akıl fikir ve bunları yorumlama gücü versin şu gariplere.
taksim'i kazandık!!bilmem farkında mıyız ama sendikaların ve sol örgütlerinin taksim'i geniş kapsamlı bir kutlama için istedikleri son derece açık. buna karşın 1 mayıs günü taksim'e valilik tarafından bildirilen makul sayı kadarıyla girişlere izin verildiği de ortadadır, bu durumda da taksim'i kazandık demek, demenin nasıl bir uyutma, aldatma oldugu son derece aşikardır. nezaman taksim'de geniş kapsamlı bir kutlama ve anma töreni düzenlenirse taksim ozaman kazanılmış olur, kimse kimseyi taksim'i kazandık diye kandırmasın..sıra devrimde ozaman hadi tartışmaya başlayalım sovyet sosyalistligini mi uygulayıcaz çin sosyalistligini mi?? bu ve buna benzer bir çok tartışmadan dolayı yurdum sosyalistleri bir türlü biraraya gelemiyecekleri yine anca birbirimizi yemekle meşgul olucaklar. en basiti taksim'e çıkan kuruluşların, içlerine diğer sol örgütleri sokmaması, istememesi de bunun en büyük örneği değil mi??
meşruluğunun dışında günümüzde kitlelere anlam ifade etmediğinin bilinmesi gereken bir slogan. ancak kimi yapıların işine karışmak gibi olsa da, siyaseti benzer söylemlerle yürütmek sizi siyasetsizliğe mahkum eder. diğer taraftan koyu yeşil tonları göze çarpanların sıkıştıkları anda cemaat gazetelerin çamur at izi kalsın mantığını, akp'nin mantığını nasıl ileri sürdüklerini de görmüş oluyoruz. ama dediğim gibi bu durumda en azından önemli bir gelişme. hiç değilse siyasetsizliği bir kenara bırakarak halk düşmanı, anti-komünist ağızlarına geri döndüler. ancak anlaşılan etikelenme denilen hadiseden pek müzdaripler. halbuki gerçekleri söylemenin etiketleme olmadığını söylemişler, doğru demişler. gerici, işbirlikçi karakteri açık özgürlük düşmanlarının basit bir akp siyasetçisi gibi davrandıkları gerçek olan. geriye kalanlar ise çamur at izi kalsın mantıklarının ilkel bir yansıması. 12 eylül çocuklarından da başka bir şey beklenemez zaten.
sermaye ile emekci kesim arasinda ki mucadelenin bir simgei olan taksim meydaninin 1 mayis 2009'da kazanilmasiya siranin her alanda devrim yapmaya geldiginin dusunulmesidir. bir de her nedense sozlukte ki bircok yazar tarafindan pek kucumsenmekte olan bir dusuncedir . hatta sosyalizmi savunanlara aciyan yazarlar bile var. ne garip bir durumdur ki dunyayi degistirmeyi kafaya koyacak kadar cesur insanlara aciyanlar da var aramizda, hem de bolca. herhalde herkesin birbirini ezdigi, bi yanlisini gorsem de cizsem dedigi mevcut duzenden cok memnunlar ki duzen alternatiflerinin her turlusunu hakir gormektedirler. vallahi ilginc! eger gidisattan memnunlarsa bir diyecegim yok. ya degillerse? bence bunu bir dusunsunler.
+taksim i kazandık sıra devrimde..
-ne devrimi abi ?
+seks devrimi olmmm.. taksimin ortasında götüreceğiz lolitaları..
-ohşşş. canım çekti abi, olgayı ara threesome yapalım bu gece fiyata zam koymadıysa eğer...
derin solcu tkp li, kürtçü mücadele platformcu ve bilumum ıvırcı zıvırcı tayfasının siyaseten söylediği birşey olmadığını, ağababalarının emekçi-devrimci-proleter söylemlerinin papağanlığını yaptığını bilen kişilerin siyaseten umursamadığı makaraya alarak eğlendiği slogandır. hayal aleminde yaşayıp polisin izniyle salladığınız bayrağı polise direniş gibi gösterenler savunurlamayacak. elle tutulur bir tarafınız olsa oturup kişilerdir bunlar. *
edit: bu mesajın ardından yaralara tuz basma sesleri yükselmeye başlamış ki bildik etiketleme söylemi başladı. benim neci olduğumu bırakın o sizi 3 gömlek aşar. siz ne söylüyorsunuz ne kadar dinleniyorsunuz ona bakın olur mu derin sularda yüzen taksim balıkları.
edit 2: an itibariyle yeni bir etiket bulmuşlar. etiket fabrikası adamlar biz ne yapalım. illal bir etiket lazımsa tuzcu diyin. yaraya tuz basma babında. ben etiketlemedim olanı söyledim. hem siz önce şu tkp yi bir temize çıkarın. o kadar yalpalıyor ki solcu mudur kemalist sağcı mıdır anlayamadık henüz.
onu bunu geçmek gerekirse, eleştirenlerin siyaseten zerre anlamlı şeyler söylemediği, siyasal açıdan boş kümeye tezahür eden cümlelerin havada uçtuğu bir slogan. siyaseten boştur; zira eleştirenlerin ortaya koyduğu hiçbir önerme olmadığı gibi söylediklerini sürekli tekrarlamaktadırlar. anlaşılan ortada siyasi karşıtlar yok, papağanlar var sadece.
Alanlarda milyonlarca emekçi ve işçiyi görmek istemeyen burjuvazi devletinin kolluk güçlerinin, sendika liderleriyle " alana kaç adam girecek!? " pazarlığına girdiği vakit, onursuz ve omurgasız lümpenlerin içine düşen korkuyu sembolize eden slogandır. Orada toplanacak milyonların " sosyalist devrimi gerçekleştirecek, emekçi ve işçi sınıfı olduğunu " işte o zaman görecekler. Kısaca işçi sınıfı hakkını almıştır şimdi sıra daha güçlü ve daha kararlı bir örgütlenme ve bu örgütlenmenin ulaşacağı iktidarı kurmaktır. Şüphesiz emekçiler açısından aktif mücadele içerisinde olanlar için moral kaynağı olmuştur.
taksim'de polise rağmen ama ne hikmetse polisin izniyle bayrak sallamayı 19 mayıs 1919'da mustafa kemal'in samsuna çıkmasıyla kıyaslayanların savurduğu slogandır. mustafa kemal anadoluya geçmek için fırsat arıyordu bu samsun oldu. trabzon'a da gitse çok farketmezdi muhtemelen. kafasından illa da samsun diye geçirmediği gibi samsun'a ayak basınca da amasya tamiminde önce samsun'a geldim sıra vatanı kurtarmakta demedi. mustafa kemal atatürk'ü, fevzi çakmak'ı, kazım karabekir'i ve diğer kahramanları ellerinde bayrak birinci meclisin tavanında slogan atıp hoplarken düşünebilmek de büyük bir hayalgücü olsa gerek.
taksim bir semboldür, devrim ise inanış. inanca küfretmek, acizlikten ve güdülme psikolojisinden kaynaklanır. bu insanlar bir yola baş koymuş, saygı göstereceğimize yerden yere vuruyoruz.
samsun bir sembol oldu yılardır, türkiye cumhuriyeti ise bir gerçek.
Hoşgeldiniz, işçiler, emekçiler, gençler, yiğit Kürt Halkı
Hoşgeldiniz, Aydınlar, Sanatçılar, Yazarlar
Hoş Geldiniz Sendikacılar,
Hoşgeldiniz Sosyalistler, Sosyal Reformistler, Oportunistler,
Biz Bıraktığınız gibiyiz Taksim'de, Kızıl Meydanda
Biraz Daha Ustalaştık dostu düşmandan ayırmakta.
Biraz daha ustalaştık Taksim'i zaptetmekte.
işçiler Emekçiler Gençler Yiğit Kürt Halkı
Buz Kırıldı Yol Açıldı!
--spoiler--
http://www.mucadelebirligi.com/ sitesinde ki güzel şiir sanıyorum türklere yer yok, lazlar çerkezler vs vs vs diğer etnik kökende olanlara da tabi. hoş geldiniz yiğit kürt halkı. ee hani diğerleri? devrim bu yüzden yapılamıyor.