engin tünaydın gibiyim bugün yeminle. medine'den getirttiğim hurma yapraklarından kubar yapıp patlattım 2 fırt kendime geldim. mahalleli kokuyu alıp arkamdan iş çevirmişler. 155'e ispiklemişler hemen. allah'tan kapıya geldiklerinde ak kimliğimi gösterdim de yolladım geri. az kalsın kodese tıkıcaklardı yoksa akoyim, haberlerde "evliya rolünde oynayan adam uyuşturucu bağımlısı çıktı" diye manşet yapıcaklardı.
velhasılı mübarek otun verdiği tesirle dalıp gitmiş gözlerim... rüyamda böyle uykuyla uyanıklık arasında taksim meydanında milyonlarca kişiyi sevişirken gördüm. erkek erkeğe bayan bayana herkes birbirine dayıyordu. ağacın altında salih'i bile gördüm istiklal caddesinin ciğerci kedileriyle fuhuş partisi yapıyordu. kaçmak istiyordum oradan ama kaçamıyordum, bağırmayı deniyordum ama rüyada sesim çıkmıyordu. sanki cinler dört bi yanımdan yakalamışlardı beni. hemen constantine gibi cebimde taşıdığım kutsal zemzem suyu tüpünü göğsüme doğru vurup tüpü patlattım ama uyanamadım gene.
o arada sevişenlerden birkaç kişi beni de tutup aralarına çekip yarım bacak pozisyonu falan yaptılar böle bi bacağım havada anita blond gibi olmuştum akoyim... sonra bi anda yüce başbakanımızın 99 ismi geldi aklıma allah'ın hikmeti. hemen el mücahit, el ata, el bilir dualarından 3'er kere okudum pat diye bi ışık huzmesi süzüldü gökyüzünden. offf bak nası rüya ya yazarken hala takkem yerinden fırlıcakmış gibi hissediyorum...
ışık huzmesi böyle gökyüzünden büyüdü büyüdü en sonunda yere bi adam indi. böyle ellerinden birini göğsüne doğru koymuş, bi eliyle de yakarım işareti yapıp bir şeyler söylüyordu. aa dedim bu bizim başbakan. hemen yanına doğru gitmek istedim o arada bi baktım ki etrafta sevişenler taş olmuş. lut kavmi gibi böyle kimisi kucakta hoplatma pozisyonunda, kimisi bacakomza pozisyonunda falan taşa dönüşmüşler... öyle bir duygulanmışım ki rüyada nası ağlıyorum. gözlerimi silerken başbakanımıza doğru koşuyordum hiç durmuyordum, taksim meydanını ahlaksızlık yuvası haline getirenlerin feryat figan sesleri yükseliyordu semada...
tam bu karmaşa esnasında pat diye turan bayrakları böyle kırgızistan'dan, doğu türkistan'dan, azerbaycan'dan, türkmenistan'dan, kazakistan'dan falan yüce islam bayrakları dalgalanıyordu. islam orduları taksim meydanını doldurmuş hep bir ağızdan mücahit erdoğan diye haykırıyorlardı. herkes mutlu, herkes memnun; sanki kıyamet alametlerinden biri zuhur etmiş de herkes safını hidayetin yoluna bağlamış gibi pür neşe ve minnet duygularıyla rablerine hamd-ü senalar ediyorlardı...
başbakanımız; "yüce allah'ın izniyle hedef 2023'e 1 milyar ak partiliyle girmek. bu miting 3 gün 3 gece sürecek inşallah.." derken pat diye uyandırdı salih. bi kaba sirkeli su koymuş, takkesiyle suya bandırıp alnıma koyuyordu.
lan dedim kalk kalk bırak suyu muyu benim ateşim hastalıktan değil heyecandan... hemen abdest al mübarek sahih bi rüya gördüm anlatıcam dedim... anlattım...
beraber evin içinde son ses "bi daha bi daha haydi bi daha" şarkısını açıp hoparlörün tekini balkona doğru çıkarıp elaleme nispet yaptık. o da inanılmaz heyecanlanmıştı ama niye rüyada beni öyle çiftleşirken gördün diye alındı. olsun dedim salih'im, bak taksim'i de ele geçirdik dedim. bu rüyalar bize bir işaret dedim, güldü, sevindi, gözyaşı döktü mutluluktan...
saatlerce semazen yaptık salonda, bayılana kadar döndük. hiçbir esrar bu mutluluğun kafasını yapamazdı...
yapılması gereken mitingdir... muhtemelen bu abazalar türbanlı bacılarını taciz ve tecavüz öldürürler orada. üreme yolları tıkanır haliyle.sapkınlık kanlarında olduğu için pandik sefası sürülecek miting olur. 3 gün 3 gece de ayrılmam oradan. bir süre sonra tecavüz kaçınılmaz zevk almaya bakalım diyen türbanlı bacılardan bir ikisi de bizi eller herhalde umudu ile çadırı kurarım oraya. hem mecaz hem gerçek anlamda kurarım hem de.
