bursa merkezine, çarşıya, heykele veya çekirgeye, maça, hastaneye gideceksem bu taksi dolmuşları tercih ediyorum. kendi arabamla yaşayacağım stresi, 2 lira\'ya o heykel altıparmak çekirge trafiği keşmekeşinden muaf oluyorum. otopark derdi, dur kalkları, trafik stresi yaşamadan işimi hallediyor ve evime dönüyorum. aşırı sayıda fazla olmalarından dolayı her ne kadar merkezdeki trafik keşmekeşinden biraz sorumlu olsalar da bence çok hızlı ve kullanışlılar
Şoför hariç dört oturma yeri olan ve yolcu başına tarife ile taşımacılık yapan motorlu taşıt.Siyah-beyaz renkli olan bu araçlar izmir'de Konak,Alsancak,MTK,Kahramanlar dörtgeninde taşımacılık yapar.
iki tane güzide obez teyzeler arasında kalınmışsa ve ikisi de ineceğiniz yerde kapıyı açmamakta direniyor, bunu "ben daha yaşlıyım açamam kapıyı" bakışları izliyorsa mahsur kalınabilecek ulaşım aracı. minyon ama taksi dolmuş kullanan insanın çaresizliği. ezik insanım artık ben ulaşım camiasında siz devam edin.
tam olarak tanım yapmak gerekirse; istanbul'un en hızlı taşıtı.
taksim üzerinden çoğu yere sabaha kadar ulaşımı sağlar bu güzide araçlarımız. kullandıkça raconunu kendileri öğretirler zaten. mesela 1 kişi bekleniyorsa ve gelmesi imkansıza yakınsa, kaptan, herkes 1 tl versin kalkalım?! anonsu yapar. bugüne kadar da kimseden "banane lan bekle işte işin ne?!" cevabını duymuş değilim.
üniversiteden ev arkadaşımla, gittiğimiz bir konser sonrası taksim'de sabahlama kararı aldık. 2-3 bar dolaştıktan sonra kendimizi sokaklara vurduk. odakule nin arka tarafındaki katlı otoparkın üzerinde oturup, bir yandan demlenip, bir yandan gitar çalan gençleri dinledik. gece durmak bilmiyor, hareket her daim devam ediyor. herkes sarhoş, herkesin kafa bir milyon. derken şafak attı, gün doğdu. meydandaki yerimizi aldık. arkadaşı otobüse bindirip evine yolladıktan sonra ben de mevzubahis ışınlama taşıtına doğru yöneldim. uykusuzluk ve alkolün verdiği mayhoşlukla dolaşa dolaşa gittim. dolmuşa bir oturuşum var ki; ölüyor muyum yoksa komaya mı giriyorum, ben bile bilmiyorum. ama o an bir yatak olsa, elimdekini avcumdakini dökebilirim. dolmuşa sağ ayakla mı bindim, ne yaptım; 5 dk içinde ana-baba gününe döndü. yine tek kişi eksiğiz ama. kaptanımız yine 3 sn lik bir pazarlıkla herkesi bağlamış durumda. ek ücretleri çıkarmakla uğraşıyor herkes. o anda yola çıktık zaten. istikamet sahil yolundan ataköy. dizel motorun rahatsız eden gürültüsü bir yandan, kaptan şoförün durmadan şerit değiştirerek bir kuğu edasıyla makaslar yapması bir yandan, zaten yorgun bünye altüst olmuş durumda. yanımda da 2 tane tiki hatun oturuyor. ben tüm bunlarla uykuma dalıyorum. elbet uyandırırlar mantığı ağır basıyor. 120 km hızla giderken yuvarlanma riskini es geçerek, tutunduğum koltuğu bile bırakıyorum; öyle bebeksi bir uyku.
bir parmağın dürtmesiyle kafamı kaldırıyorum. yanımdaki tiki bağyan, "pardon ataköy'de mi inecaktınız" diye sordu. ben de uyku sersermi "hııı" cevabıyla geçiştirdim. ama bir yandan da kendime bu sorunun sebebini soruyorum. kafamı kaldırıp çevreme bakınca, bakırköy'ün ara sokaklarında dolaşıyormuş hissi ağır basıyordu bünyeme. zira hiç fark yok. ama bu dolmuş bakırköy'e girmeden gitmeliydi. bu hissiyat yolu izlememe sebep oluyor ve o da nesi; hava harp okulu'nu görüyorum. arkadaş burası yeşilköy, nasıl olur! o kadar da uyumadığımı biliyorum. bakırköy'den ataköy'ü geçip yeşilköy'e nasıl gelmiş olabiliriz; bunu idrak ederken ataköy'e doğru yol alıyorduk. ki yanımda oturan hatunların da ataköy de ineceğini biliyor olmam içime bir sürahi suyun boca edilmesini sağladı. öyle yıldırım bir araç bu taksi dolmuş, dolmuş taksi. taksim gececilerinin hızır acil'i. biraz tuzlu olsa da çok işe yarıyor. sahil yolundaki ölüm korkusunun verdiği adrenalin de cabası.
yeşilköy'e nasıl gittik hala anlayabilmiş değilim. o dolmuştaki birisi buradaysa açıklama yapsın!
dolmuşa binen insanların level atlayıp daha rahat bir ulaşım aracı olan taksi dolmuşa binmeleri enteresandır ama tabii taksi dolmuş güven meselesidir, özellikle fizik çağdaş ama beyin kimyası ortaçağ olan güzide hatunlarımızı için üç tane sapla aynı taksiye binmek biraz irrite eder doğrusu. (bkz: çağdaş kadın)