Şımarmak istedim, sıkılmıştım yetişkin numarası yapmaktan. Taklitlerle boğuşurken, nasıl oluyordu da asla kendimi taklit edemiyordum! Kurduğum sorumluluk sahibi cümleler anneminkine benziyordu. Öğrencilerimle konuştuğum ses; öğretmenlerimin didaktik, sıkıcı tonuna yaklaşıyordu. Odamda yalnız kaldığımda, kendi sesimi taklit edemiyordum.
Gittikçe yapboz parçalarının aynılığına bürünüyoruz. Özgünlüğünü kaybeden genç nesil... Birbirine benzeyen giyimleriyle kızlar, "Benden adam olmaz" tavırlarıyla dikkat çekmek isteyen erkekler.
Benim taklitlerim ideolojik olsa ve ben içimde büyütsem tavırlarımı. Taklidin sığ yanından eteğimi kurtarıp karşı kıyıya geçiyorum. Çiğliklerin içinde boğulanlara bir de buradan bakıyorum!
Artık demir alma günü gelmişse zamandan meçhule giden bir gemi kalkar bu limandan. Hiç yolcusu yokmuş gibi alır sessizce yol, sallanmaz o kalkışta ne mendil ne bir kol. Rıhtımda kalanlar bu seyahatten elemli günlerce siyah ufka bakar gözleri nemli. Bir çare gönüller ne giden son gemidir bu ne de hicranlı hayatın son matemi.
aslının geçmişi. taklit olan bir şey bir gerçekliği canlandırmaya çalışır. o gerçeklik de asıl olarak bilinen şeye aittir. yani taklit bir alternatif sunar. bu haliyle de gerçekliği çürütüp onu bir sav yani doğru haline getirir.
güldürünün en berbat örneği. arkadaş ortamında ve akrabalar arasında başkası adına utanmanın vücut bulmuş hali.
neyse ki popülerliği azaldı da daha az maruz kalıyorum ünlü ya da hayvan taklidi yapan insanlara.
bi de lütfen fıkra da anlatmayın artık. gülmemiz gerekmiyor muhabbet ederken, HAKiKATEN GEREKMiYOR.
hayır gülmeyince gözüne fener tutulmuş sincap gibi kalıyorsunuz zaten.
demeyecektim ama tutamadım, yav senin BEN amına koyim fuatcım.
Üniversitelerde öyle seviyeye ulaşır ki asıl taklit edilen kişi olmaktan çıkıp kendi üst evreninin yansımasına dönüşen maymunsularımıza bir efendi haline gelir.