Bu güvercinler engelli. Uçmaya çalışırken öyle oluyorlar. Bunlara taklacı diye yetenek bahşedip çoğaltıyorsunuz. Normalde doğal seleksiyonda elenirdi bunlar. Siz varya eğitilmezsiniz. Size günde 40 ters takla 40 falaka lazım. Evet.
Mardin' de nerdeyse her damda özenle beslenen, uçmaları ve senkronize taklalarıyla seyrine doyum olmayan güvercin türü.
Paçalı mardin güvercini diye de bilinir.
Meraklıları çoktur.
Genellikle mardin diye adlandırılan bazı cinsleri çakmaklı diye isimlendirilen (sütbeyaz olanı makbuldür) paçalı bir güvercin cinsi. Bazı kuşçular tarafından (takla atmaktan uçamayan / uçtuğunda da bir türlü inmek bilmeyen yapıda olanları çoğunluktadır) tercih edilmese de hastaları çok vardır.
hak arasında cinsi ''mardin'' dir. aslı güvercindir. fakat bir dürü çeşidi vardır ve hepsinin cins isimleri mevcuttur. baska, bango, mardin, dönek, posta vs.
Güvercinlerde iki farklı nedenle görülen, iki farklı tip takla var.
Bunlardan ilki, havada uçarken hafifçe yan dönme şeklinde görülen ve
aslında güvercinlerle beslenen gökdoğan gibi yırtıcı kuş türlerine
karşı kazanılmış olan bir savunma uyumu. Bu, doğal olarak artık
genlerine yerleşmiş ve bir yaşam biçimi haline gelmiş bir özellik.
Taklacı güvercin olarak bilinen ırklarda görülen takla davranışı da,
bu şekilde bir uyum olarak kazanılmış ve ırk özelliği haline gelmiş.
Diğeriyse, vitamin eksikliği ya da bir virüs nedeniyle ortaya çıkabilen,
beyine giden sinir hücrelerinin üzerini kaplayan myelin kılıfın erimesine
neden olan ve havalanırken ya da uçarken denge kaybı nedenli takla atma,
yürürken daireler çizme, başın arkaya doğru yatması (stargazing: yıldız sayma)
gibi belirtilerle kendini gösteren hastalık. Bu takla zaten diğerinden belirgin
olarak ayrılıyor ve sıklıkla hayvanların kontrollü bir şekilde beslenmesiyle iyileştirilebiliyor.*
bana bir filmi çağrıştıran marifetli hayvandır.
taklacı güvercinlerle ilgili en güzel sözler, vizontele filminde yılmaz erdoğan'ın repliklerinden aklıma kazınmıştır;
- "aranızda günü takla atmadan geçiren arkadaşlar var. şimdi hepinizin içinde isim verip rencide etmek istemiyorum."
