sanatın içine tüküren melih gökçek, insanlık anıtını ucube diye yıktıran asrın liderimizle görüştü, sarayın karşısına yapılacak olan “müze”nin detaylarını konuştuklarını söyledi.
islam'da, takiye ölüm kalım durumunda yapılabilir-mesela ilk müslümanlar müşrikler tarafından zulüm görmekte iken, bazen ölümle tehdit edilir, bazen ölüme çok yakın olacak şekilde dövülür ya da işkenceden geçirilirdi.
Bu durumda takiye seçeneği kendilerine verildi. Takiye kesinlikle zorunlu olmayıp, aksine tamamen mümine bırakılmıştır. Baskı altında ölüp yiterse, şehit olur ve cennete gider, ama takiye ile hak dini dünyada yaşamaya ve yaymaya devam eder.
ali sürmeli ve fahriye evcen ın başrolde oynadıkları avrupa da yaşayan türkleri faizsiz kazanç adı altında kandıran yimpaş vb.. holdinglerin iç yüzünü anlatan türkalman ortak yapımı. burda ne çok kızdığım bu sahtekarlardan çok onlara güvenip para yatıran saf türk vatandaşları. artık açın gözünüzü de insanlar sizi kandırmasın...
ahlaksızlıktır düpedüz. isim verip kendilerini rencide etmek istemem lakin bu işin herkesçe malum üstadları da -ki ağababaları abd'de ikamet etmekte - bildiğiniz ahlaksızdır. o.ç. de denebilir.
takiyye; inandigi halde inanmamis gibi gorunmektir. islamda takiyye ancak olum sozkonusu oldugunda olabilir. hz ammar in yaptigi gibi. onun kalbinin imanla dolu oldugunu hakinda inen ayetle rabbimiz belirtmistir. ancak olum soz konusu olduguna uygulanabilir.
tayyib erdoganin yaptigi soylenilen takiyye dinen caiz degildir.
şii-caferi ekolünden gelen bir davranış biçimidir.
takiyye, mecburiyyet karşısında asıdurumu gizlemek, nefsi müdafaa demektir.
bunu iyice kvraak için aşağıdakı ayrımı bilmek şarttır.
genelde dini mevzuat içindir. bunları da ikikısma ayıra biliriz; bedensel ve içsel diye.
bedensel olanlar namaz, oruç, zekat ves. gibi maddiyatta tezahür eder. içsel olan ise iman ve bu kabilden olan olgulardır.
ikincilerde, esasolan kalbin takriridir, tasdikidir. yani dışavurumun niceliği önemsizdir. islam tarihinde bilinen ilk takiyyeyi ammar ibn yasir yapmıştır.
bir gün mekke müşrikleri ammarı dikenli bi kuyuya atarlar, muhammedi ve allahı inkar dersen çıkarırız derler. ammar direnir ama sonunda dayanamayarak onların istediklerini yapar. çıkarırlar, kuyudan. o da hemen koşuverir peygamberinin yanına ve mahvoldum der.
sebebi sorulunca, anlatır. peygamber ona "eğer o sözleri kurtulmak için söylediysen veo sırada bile hala bana iman ediyor idiysen, sana zararı olmaz" diyor. ve böyle durumda olan herkesin bu hareketi yapabileceğini söyler.
ve şiada da, takiyye böyle olunca meşrudur. yoksa her boktan şeye taiyye yapılmaz ve denilmez. olsa olsa riya denir ki, bu da en çok, takiyye lafını elde bayrak edip caferi-şiileri yaftalayan hocaefendi cemaatinin yaptığı şeydir.. mesela: her müslümana namaz farzdır ama, askeriyede okuyan -o çocuklar- bi şekilde geçiştiri versinler, bazen kılmasınlar, haftasonu gelip kaza ederler.
ilkinde yeterli olan kalbin tasdikidir ki; bu yapılmıştır.. ancak ve ancak hayati mesele olunca takiyyeye başvurulur, ki bu da üstteki örneklendirme ile, meşrudur - caferiyye bunu yapar. ikinci örneğimde ise, yapılması gereken bir ibadet * falanca bir ülkü uğruna feda ediliyor. oysa ki islamda essalatü rükneddin düsturu var: namaz dini direğidir diye.. her neyse.. (burda küçük bi parantez açıcam. yanlış hatırlamıyorsam fasıldan fasıla 2 veya 3te, insanın gelecekteki nesiller uğruna feda edilişinden bahsediliyordu. hitlern, sscb rusyasına saldırdığı zaman önlerine çıkan bir bataklığı geçmeleri için, bilmem kaç tankın bataklığa girip batmaları, diğerlerinin de onların üstünden geçmeleri gibi emrinin olduğu bi örneği de emsal olarak sunmuştu. şimdi, amaç istikbaldeki nesiller olsa bile, insanı araç olarak gören bir zihniyet n kdar tekindir? etik midir? hakkı var mıdır birinin bunu sizden istemeye?)
şimdi izanla, insafla karar verin - hangisi takiyye?