huzur kaçıran bir durumdur. sağlıklı psikolojiler bu hisse kapılmazlar. aslında paranoyanın bir çeşididir bir nevi. sebepleri detaylı bir konu; uykusuzluk, depresiflik, melankoli, huzursuzluk, bitkinlik vs bir sürü şey sayılabilir.
bu his akla girdiği an, tereddütler başlar. bir senaryo yazma mekanizması olan beyin, en üretken anlarından birindedir. öncelikle, takip olayına bir sebep bulmalıdır beyin. sahi neden takip ediliyorum ben? az sonra, beni takip eden gizemli kişi, sadece ikimizin kaldığı boş bir sokakta bıçağı gırtlağım dayayıp, bütün paramı alacak, telefonumu da belki. tamam onları alsın da, uslu uslu gitsin, öldürmesin beni. ya da duygularıyla oynayıp yüzüstü bıraktığım kızın abisi, kardeşinin gururunu onarmak için beni öldüresiye dövecek az sonra. ya da hani şu kadın vardı ya evli olan, benimle birlikte olmak için kocasından gizli mektuplar yazan bana, işte kocası bulmuştu mektupları ve bana geldiğini; şimdi bana bunun hesabını sormak istiyordu da o yüzden arkamdaydı.
beynin ürettiği bu senaryolar kana korku hormonlarının karışmasına sebep olurlar. o andan itibaren, yutkunmalar, hafif titremeler, tedirgin bakışlar vücuda hakim olur. atılan adımlar hızlanır, tıpkı alınan nefesler gibi. bir köşeyi dönünce birden ızlanıp kaçarcasına koşma isteği belirir korkak ruhta. belki de koşulur, bu huzursuzluğu bir an önce def edebilmek için. fakat sorun şu: takip eden kişi arkamızda değil aklımızın tam içinde. aklımızdan koşarak kaçamayız ki. zihnimizin işlemediği bir yer de yok ki?
gizli bir iş çevriliyorsa, "ulan olur mu olur ya birisi takip ediyorsa" düşüncesiyle arkaya dönüp bakılır. çevrilir kafa gidilen istikamete doğru, tekrar arkaya dönülür. insanlar amacınızı anlamasın diye sanki birisini görmüş te ona bakıyormuş izlenimi verilir. takip edilmediğinden emin olduktan sonra tekrar aynı tempoda yürümeye devam edilir. nereden mi biliyorum ? anlattıklarımı gizli bir iş çevirdiğimde uygularım da oradan.
eve geldikten sonra bile geçerliliği olan bir durum ve evin her köşesi didik didik ar-ge sürecinden geçirilip sonra da gözler kapıya bakacak şekilde uyku pozisyonu alınır ve öylece sızılır.
sözlüğe girdim gireli 21 defa kapıldığım hissettir. önce kırmızı bir bildiri geliyor bakıyorum xxx seni takip etmeye başladı. ama siz (bkz: anlayamazsınız)
gece yolda tek başına yürürken hissedilendir. koşar adım yürümeye, sürekli arkaya bakmaya ve hatta bazı yerlerde olası bir saldırıda nasıl kaçılır düşünülmeye başlanır.
çünkü burası türkiye sayın yazarlar, bu his paranoyaklık değil bu ülkede yaşamanın getirdiği bir histir.
yürürsünüz, yürürsünüz... arkanızı döndüğünüzde kıllı göbekli bi adamla karşılaşırsınız. "ne bakıyon len zilli" der size ağzındaki sigarasıyla. ne olduğunu pek anlamazsınız ama yolunuza devam edersiniz.