anlam veremediğim bişeydir. takım zaten koşuyor. tek başına koşucağına sende takımla beraber koş. yalnız kalma. böyle olduğunda sanki bi dışlama eylemi oluyo. takım orda koşuyo sen orda takılıyosun tek başına.
türk spor medyasının sadece futbolla yoğun şekilde ilgilenmesinden dolayı futbolla ilişkilendirilen hadisedir. oysa her spor dalında görülür bu. mesela 4x4 bayrak yarışçıları da sakatlandıklarında takımdan ayrı düz koşu yaparlar, curlingcilerde de vardır bu. hatta bir zamanlar ukrayna bayan voleybol milli takımının pasörü takımdan ayrı düz koşu yaparken tecavüze uğramıştı da türk medyası bununla hiç ilgilenmedi. hıncal uluç gündeme getirdi olayı 90 dakika'da. buradan soruyorum TRT spor servisine bu haber niye yer almıyor bültenlerinde filan diye bağırdı. kameraman da zoom in yaptı bu sırada ona. o da kameraya dikerek gözlerini konuştu. falan filan.
bir zamanlar fenerbahçeli futbolcu milan rapaiç'in alışkanlık haline getirdiği olay.
pek çok kaynakta kendisinin takımla çalıştığını gören ya da duyan olmadığı söylenir.
galatasaray takımının bu sene yaşadığı sakatlıklardan sonra antrenmanlarda sıkça görülen hadisedir. hatta ilk bakışta düz koşu yapan futbolculardan ayrı çalışan takım gibi gelir insanın gözüne.
salon ya da çim sahada çizgi dışı koşulur. fark etmez. koşu esnasında, takım arkadaşları çift kale maç yaparken onları sadece izlemekle yetinilir ve iç çekilir* sakatlıktan yeni çıkılmıştır büyük ihtimalle. yaşadığım acı olaylar arasındadır.
herhangi bir sorundan ötürü antremana katılmayan sporcunun, antremandan kopmaması için yaptığı eylem.
bazı zamanlarda da, dalağı şişen, yorulan sporcuların rahatlamak için koşmasıdır.
-hakan * cezalısın, git takımdan ayrı düz koşu yap. arkadaşlarından ayrıl da gör gününü. biz de mis gibi takımcana maçımızı yapalım. oohhh canıma da deysin.
-bana ne, bana ne top benim.