hoca der ki "evet bu soru icin kim tahtaya kalkmak istiyor?". hoca her tahtaya cikana not verir ama siz dersten bir bok anlamamissinizdir. Ve korku dolu anlar baslar. herkes basini one eger. kesinlikle hocayla goz temasi kurulmamalidir, yoksa hoca aninda "bak bak nasil bakiyor bana, kesin tahtaya cikmak istiyor ama utaniyor soyleyemiyor" diye dusunur *. ve sonrasinda hoca tarafindan secilmemek icin herkesin farkli taktikleri vardir. mesela hala tahtadakileri not aliyormus gibi gorunebilirsiniz ; o zaman hoca "bu daha bitirmedi, bunu kaldirmayayim" diye dusunur. ya da hasta numarasi yapabilirsiniz. surekli oksurup burnunuzu silebilirsiniz mesela. o zaman da hoca "bu hasta zavalli, ben en iyisi bunu kaldirmayayayim" der. boyle iste...
tarafımca denenmiş olup oldukça işe yarayan bir taktik: herbir şeyi biliyormuş gibi ısrarla söz almak istemek. dipnot: şimdiye kadar bir zararı görülmemiştir.
hocasına göre değişen tatiklerdir. bazı hocalarla direk göz teması kurmak bile yeterli olur. uyanık(!) hocalar "bu kesin biliyodur bu kadar ısrarlı baktığına göre" diye düşünür ve onu kaldırmaktan vazgeçer. hedef umulmadık anda hazırlıksız öğrenciyi yakalamaktır.
tek taktik uygulamışımdır herkes parmak kaldırır soruyu bilsem de ben parmak kaldırmam sonuçta öğretmen beni kaldırır (düşünüyor bu çocuk bilmiyor sözlüsünü bir düşüreyim diye.) soruyu yanıtlarım yüksek notu kaparım bu iş bu kadar.
tahtadaki yazıları ağır ağır yazmaya devam etmek.eğer hoca buna rağmen tahtaya çağırırsa ''hocam daha yazamadım bi dk ama yaparım isterseniz yani...'' demek.
sıra arkadaşıyla kavgaya tutuşmak. bir yerden sonra müdüriyet sıkılıyor ama sınıfa dönüp tahtaya kalkabiliyor insan. o durumda taktik değiştirip deli numarası yapmak, çok çılgınım havası yaratmak işe yarayabilir. tahtaya kalıp şaklabanlık yaparak sınıfın huzurunu bozmakta etkilidir.. hoca dersin kaynamasını istemiyorsa kaldırmaz.
bir de kurt hocalar vardır. kimi nasıl kaldıracağını sezdirmez. o durumlarda kurt hocayı tenefüs aralarında muhabbetimizle bağlarız. iyi kontak kurunca hoca kaldırsa bile spontan bir hareketlilikle yerimize geri oturabilir hiç de eksiymiş notmuş almayız.
ya da en iyisi bıçak taşıyın yanınızda hocaya bıçak çekin ya da hoca sınıfa bakarken bir hocayı pis pis kesin, keserken de bıcağı yalayın. götü atmıyorsa gidin pıçaklayın adiyi. katil oldunuz demektir. o da bir kariyer.
en etkilisi anlatılan dersle çok ilgiliymiş gibi görünüp, pür dikkat anlatılanları dinliyormuş ayağına yatmak, ve arada bir hocanın söylediği her şeyi onaylar veya anlamış gibi davranıp "hı hı!" dercesine kafayı aşağı yukarı sallamak. o da yetmezse hocanın sarf ettiği her lafı deftere geçiyormuş numarası var.
+ sen arkadaki, tahtaya kalk.
- ben mi hocam?
+ evet evet sen.
- ben...
+ pembeli olan sen işte.
- ben değilim galiba.
+ kime söylüyorum oğlum ben.
- ama hocam benimki pembe değil yavru ağzı.
+ tamam kalk hadi tahtaya...
en samimi bahane hocam tahtaya kalkmak istemiyorum şeklindedir. nedenini sorarsa çalışmadım diyin. ders sonrasında da hocam çalışmayı çok istediğim halde çalışamadım isterseniz sebebini bir ara anlatırım diyin. dürüst davrandığınız için hocanın gözünde yükselirsiniz...
kaytarmak amacı ile yaratıcılığın tavan yaptığı taktiklerdir. ben defterime gömülür, iki sayı yazar, sonra sıkıntılı bir düşünce içindeymişim gibi rol yapardı hani hoca, bak çocuk kendi kendine çözmeye uğraşıyor desin diye. veya gözlerimi kısarak tahtaya bakar, sayıları tek tek geçirirdim bunda da amaç, çocuk zar zor yazıyor zaten, ellemeyeyim diye düşünmesini arzu etmektir.
hoca ile göz teması kurmamak pek işe yaramaz. çünkü hocalar bilmeyene sormaya daha bir heveslidirler. bu nedenle acıklı ifade takınılarak gözlerinin içine 'bir şey söylemek istiyorum ama söyleyemiyorum, muzdaribim.' der gibi bakılmalıdır. hoca kaldıracağı öğrenciyle gözgöze geldiği sırada konuşmasına fırsat vermeden zorlanma taklidi yaparak 'hocam karnım çok ağırıyor.' denilebilir. akabinde 'tuvalete gidebilir miyim acilen?' dediğinizde ise 'eşşek kadar olmuş ve artık utanmayı, çekinmeyi geçmiş ve bu ağlamaklı haliyle tuvalet izni isteyebiliyorsa acilen kakasını yapmak zorunda demektir.' diye düşünüp dehşete kapılır ve 'tabii, git.' der. böylelikle sorulardan ve dersten kaytarılmış olunur.
bir kere uyuyor taklidi yapmak ve sıra altına eğilmek kaybettirir. hatta uyuyanları özellikle kaldırıyorlar.
sağa sola sürekli bakınmayın. dikkat çeker, kaldırır.
sakın ola arkanıza yaslanıp tahtaya bakmayın. hazırım izlenimi verir. kaldırır.
eğer inekler dışında parmak kaldıran yoksa kaldırmayın. hoca hep inekleri kaldırmaz, onlara kanaati fixtir. sizi görür kaldırır.
bunların dışında ne yapıyorsanız yapın yırtmanıza yeter.
Kalemi yere düşürebilirsiniz veya hocayla tam göz göze geldiğiniz anda "hocam midem kötü tuvalete gidebilir miyim?" deyip sıyrılabilirsiniz.
(bkz: kendimden biliyorum)
Öğretmenle göz teması kurmamak en büyük yanlıştır. Zira çakal öğretmen, onunla göz teması kurmayıp kendini görünmez zanneden öğrenciyi anında tespit eder.
Ben aksine az daha öğretmenin gözüne giriyordum, öğretmen de "bu çocuk kesin biliyor ben bilmeyene sorayım" kafasında olduğu için çoğu zaman yırtıyordum.
