toplumun genetiği ile oynayan ve insanımızı insanlıktan uzaklaştırma kapasitesine sahip dizilerdir.
medyatava'da NESLiHAN ACU isimli bir yazar dizilerin tahrip gücü başlıklı mükemmel tespitlerle dolu yazısında şöyle bir olaydan bahsediyor:
"...Dizi sektöründe çalışan bir sürü tanıdığım var. Yapımcısı, senaristi, oyuncusu..
Eleştirince diyorlar ki, Ya bırak, laf etme! Dizilerden para kazanıyor herkes, sonra o paralar güzel sinema filmlerine, tiyatroya dönüşüyor. Her ülkede böyledir zaten bu durum. Televizyonlara yapılan işler sabun köpüğüdür, hafiftir. Hem Türk insanı yorgun, geceleri ağır şeyler istemiyor. Hafif, çocuksu, heyecan verici, fazla kafa yormayacağı diziler arıyor.
Ya saçmalığa bakın! Büyük şehirlerde yaşayan 5 bin, bilemediniz 10 bin kişiye tiyatro ve kaliteli sinema filmi üretilecek diye, 60-70 milyon insan çoluk çocuk, genç, kadın- abuk sabuk dizilerle zehirlenir mi?"
bu tip diziler insanda geçici hafıza kaybı, nedeni bilinemeyen körlük, kurtlar vadisi izlemişse koltuk altında bi kabarık, selena izlemişse herşey sihir havasında dolaşan bir beyin.
tahrip gücü çok yüksek diziler radyasyondan bile daha etkili olduğu söyleniyor.