bilimsel çalışmalara ilişkin söyledikleri abartılı değildir, zira bazı dergiler çalışmanızda düzeltme ister ve düzeltmek, bu arada literatür değişirse güncelleyerek geri göndermek epey vakit alabilir. daha sonra güncellenmiş kısımda da değişim istendiği vakit bu çalışma ancak bir dahaki sayıya yetişebilmektedir. onun da endekslenmesiydi, bazen derginin proquest e girmesiydi* derken 2-3 yılı bulabilir. makalelerin geneli açısından abartmış ama böyle örnekler yok değil.
türkçe kullanımı çok iyi olmasa da onu okumayı; kendini eleştirirken linkten yerine linkden, alanlarda yerine alanlar da yazan eleştirmenlere yeğlerim.
Karl Popper'in ekolünden geldiği için komplo teorilerine ve at gözlüğü kıymetindeki ideolojik bakış açısına pabuç bırakmıyor. Ara ara kendi şahsi görüşünü katsa bile liyakatten vazgeçmiyor, bilimsel bakış açısından ödün vermiyor.
Eserleri çok değerli. Kesinlikle okunmalı. Özellikle seküler geçinen yobazlarla dinci yobazlar okumalı. Tektipçilik ve köktencilik zihniyetini sürekli baltalıyor.
iktidar cephesini biraz sorgulamaya itecek, hukuk devleti nedir, neden güçler ayrılığı olmalıdır gibi sorularla onlara eleştirel bakış açısı kazandırabilecek nadir insanlardan biri(ydi). Artık sepetlendi. Sözlükte tek işi trollerden beter entryler girmek olan düşük zekalılar, boş herif diye beğenmez olmuş, kıyamam.
bugün köşe yazarlığını kısa bir veda notuyla bıraktı. kendisini daima akılcı, ılımlı, liberal ve en önemlisi fikrilerini hukukun üstünlüğü kavramı üzerinden şekillendiren biri olarak tanıdık. bırakma nedeni muhtemelen demirören medya grubunun baskısıdır. daha önceden de kendisinin sunduğu ve yönettiği eğrisi doğrusu programını kaldırmışlardı. şahsi fikrim, en entelektüel köşe yazarımızı kaybettik. kendisinin bundan böyle verimli ve üretken bir kitap yazarlığı yapmasını diliyorum. taha akyol'u bir kez yakından görebildim. okulumuza konferansa gelmişti. tesadüftür ki protokol yolunun kenarında oturuyordum. o ana dek yalnızca televizyonda ve gazetedeki köşesinde görmüştüm. yanımdan geçerken boyunun çok kısa olduğunu fark ettim. elinde bond çantasıyla sempozyum için kurulan masaya oturdu. atatürk hakkında konuşma yaptı fakat neler söylediğini hatırlayamıyorum.
Eskiden MHP çizgisinde iken son yıllarda Karl Popper ekolüne girerek muhafazakar-liberal çizgide ilerleyen Karar gazetesi yazarı hukukçu. Yazılarında sık sık Ali Fuat Başgil, Erol Güngör ve Mümtaz Turhan gibi şahıslardan alıntılar yapan; sürekli merkez bankasının, kurumların ve yargının bağımsızlığından, güçler ayrılığının öneminden bahseden; AKP'nin 2011 yılı öncesini öve öve bitiremeyen üstelik Abdullah Gül'e de güzellemelerde bulunan, 2010 referandumunda evet başkanlık sistemine (2017) hayır veren biridir. Lozan antlaşması üzerine kalem aldığı kitabında kısaca "Lozan'da tavizler vermek zorunda kalındı ise de kimi kesimlerin iddia ettiği gibi hezimet değildir" der. Bazen acaba ne diyor gündem için deyip köşe yazılarını okusam da hep aynı şeyleri yazıp çizdiği için insana bıkkınlık vermektedir.
